40 derecede ekmek parası için çalışıyorlar
Özellik Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 40 dereceyi aşan bunaltıcı sıcaklar altında ekmek parası için ter döken işçiler, sabahın erken saatlerinden akşam saatlerine kadar yoğun bir mesai harcıyor.
Artuklu ilçesine bağlı Ortaköy mahallesinde kalıpçılık yapan usta ve işçiler, zor şartları barındıran meslekleri hakkında İLKHA’ya konuştular.
"Kış aylarında hava eksileri bulurken yaz aylarında da hava 40-45 dereceyi bulduğu oluyor"
22 yıldır demir kalıp mesleğini zorlu şartlara rağmen ekmek parsı için çalıştıklarını aktaran demir kalıp ustası Şehmuz Akış, "22 yıldır demir kalıpçılık mesleğini yapıyorum. Bu mesleğin birçok zor yanları vardır. En zor yanı ise hem soğukta hem de yazın sıcak havasında çalışmamız olmasıdır. Bu mesleğin hemen hemen hiçbir kolay yanı yoktur. Kış aylarında hava eksileri bulurken yaz aylarında da hava 40-45 dereceyi bulduğu oluyor. Güneydoğu Bölgesinde olmamız hasebiyle yaz ayları çok sıcak geçiyor. Bu sıcaklığa ve soğukluğa rağmen gene de ekmek parası için mücadele ediyoruz. 22 yıldır çok şükür ekmek paramı çıkarıyorum." dedi.
"ÇOK ŞÜKÜR KAZANABİLDİĞİMİZ KADAR DA KAZANIYORUZ"
Mesleğin zor ve tehlikeli yanlarına değinen Akış, "Bir insan bu meleği ya mecbur olduğundan ya da sevdiğinden seçer. Bizler hem mecburiyetten hem de sevdiğimizden demir kalıpçılığı yapıyoruz. Çok şükür kazanabildiğimiz kadar da kazanıyoruz. Elhamdülillah kimseye de muhtaç olmuyoruz. Bu meslekte geçimi sağlamak zor bir durum. Çünkü yüksek yerde çalışılması, hava şartları, ağır yönü ve daha birçok zor yanları vardır. Mesleğimiz gereği zor işleri yaptığımızdan eve gittiğimizde elimizi kolumuzu kaldıracak halimiz kalmıyor." şeklinde konuştu.
"BURALARDA FAZLA İŞ İMKÂNI OLMADIĞINDAN MECBUREN BU İŞİ EKMEK PARASINI KAZANMAK İÇİN YAPIYORUZ"
Demir kalıp ustası Abdulcabbar Ayhan, yaz-kış şartlarına rağmen mecburen çalıştıklarını belirterek, "15 yılı aşkın kalıpçılık mesleğini icra ediyorum. Bu mesleğin zor yanları genellikle hava şartlarıdır. Bu bölgede olmamız hasebiyle yılın çoğunu sıcak havalarda çalışmak zorunda kalıyoruz. Kışın da bayağı soğuk olduğundan çalışmak zorunda kalıyoruz. Çalışmadığımızda aç kalıyoruz. Hava bazen çok sıcak olduğundan demiri tuttuğumuzda ellerimizi yakıyor. Bazen sıcak hava 40 dereceye kadar çıkıyor. Buralarda fazla iş imkânı olmadığından mecburen bu işi ekmek parasını kazanmak için yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"BU MESLEKTE BAYAĞI TEHLİKELERE HEM ŞAHİT OLDUK HEM DE BİZZAT YAŞADIK"
Bölgede daha rahat bir işin olması demir kalıpçılık mesleğinden daha uygun olduğunu ifade eden Ayhan, "Bu mesleğin çok tehlikeli yanları var. Kalıpları daha çok sök tak yaptığımızdan birine düşme tehlikesi an meseledir. Bu mesleği herkese tavsiye etmiyorum ancak fazla imkânlar olmadığından bazıları bizim gibi mecburiyetten yapıyorlar. Buralarda güzel çalışma saati ve ücreti olan fabrikalar yapılsa orayı tercih ederim. Bizler bayağı tehlikelere hem şahit olduk hem de bizzat yaşadık. Geçenlerde bir arkadaşımız ikinci kattan düşerek ayağı kırıldı. Bu bölgelerde güzel iş yerleri açılsa orda çalışmayı daha uygun görüyorum." diye belirtti.
"KALIP İŞİ GERÇEKTEN DE BAYAĞI ZAHMETLİ BİR İŞ"
28 yaşında genç olmasına rağmen ailesine bakabilmek için işi sevmemesine rağmen bu mesleği icra ettiğini belirten Ümit Akış, "Mardin Ortaköy Mahallesi’nde kalıp işinde çalışıyoruz. Önce işçilik, ondan sonra yavaş yavaş ustalığa doğru gitmekteyiz. Yaklaşık 4-5 yıldır bu meslekteyim. Bu işten memnun değilim. Kendimi bildim bileli bu sektör haricinde diğer bütün işleri severek yapıyorum. Ancak kalıpçılık mesleğini şu an yapmamın sebebi ise mecburiyettendir. Ben evliyim ve bir kızım var. Onları yalnız bırakmamak, başkalarına muhtaç etmemek ve onlardan uzaklaşmamak için buradan ayrılamıyor, çalışmak zorunda kalıyorum. Kalıp işi gerçekten de zahmetli bir iş. Yeri geliyor ayağımıza çivi batıyor, yeri geliyor ayağımızı bir yere vuruyoruz, yeri geliyor düşme tehlikesi oluyor. Yükseklik korkum var benim. Kısacası kalıp işinde çalışıyoruz ama uçurumun dibindeyiz. Doğu bölgesinde kalıp demir işini sıcağa alışık insanlar daha çok kaldırabilir, çalışabilir." şeklinde kaydetti.
"ASIL MESELE BURADA İŞ İMKÂNLARININ ÇOK FAZLA OLMASINDAN ZİYADE ÜCRETİN MAKUL FİYATTA OLMASIDIR"
Doğu bölgesinde iş imkânının bulunabileceğini ancak makul fiyatı bulmanın en önemli mesele olduğunu kaydeden Akış, "Batı tarafındaki işler daha güzel, ücret fiyatları daha makul. Tabi buradaki işverenleri de suçlamanın bir anlamı yok. Onlar da burada fiyatlar neyse bütçelerine göre fiyat veriyorlar. İşini severek yapan insanlar vardır. Zaman ilerledikçe bu işe de ısınıyorum. Yavaş yavaş ben de artık bu işi yapmaya çalışıyorum. Elimden geldiğince ustalık olsun diye çaba gösteriyoruz. Bu bölgede başka işlerin olmasını tabii ki de isterim. Asıl mesele burada iş imkânlarının fazla olmasından ziyade ücretin makul fiyatta olması önemlidir. İş her yerde var. Ancak verilen ücret hiç makul değil. Dolayısıyla bizler de kendi köyümüzde sabah erken saatlerde evden çıkıp akşama doğru ailemizin yanlarına dönüyoruz." dedi.