Yükseklerin doğal lezzeti yaban otları Feraşin Yaylası’ndan sofralara taşınıyor

Van, Şırnak, Hakkari üçgeninde bulunan 2 bin 625 rakımlı Feraşin Yaylası’nda karların erimesiyle birlikte birbirinden lezzetli ve şifalı otlar gün yüzüne çıktı. Mende, Locka, Çoyin gibi onlarca şifalı ot şu sıralar toplanıp kış sofraları için saklanıyor. 9. Köy muhabiri Sedat Türlü yörenin kadınlarıyla bu otları konuştu, hangi otla hangi yemeğin nasıl yapıldığını sordu.

Yükseklerin doğal lezzeti yaban otları Feraşin Yaylası’ndan sofralara taşınıyor! Van, Şırnak, Hakkari üçgeninde bulunan 2 bin 625 rakımlı Feraşin Yaylası’nda karların erimesiyle birlikte birbirinden lezzetli ve şifalı otlar gün yüzüne çıktı. Mende, Locka, Çoyin gibi onlarca şifalı ot şu sıralar toplanıp kış sofraları için saklanıyor. 9. Köy muhabiri Sedat Türlü yörenin kadınlarıyla bu otları konuştu, hangi otla hangi yemeğin nasıl yapıldığını sordu.

Van, Şırnak ve Hakkari’de yaşayan insanlar baharla birlikte bu yöreye özgü Mendê, Siyabo ve diğer eşsiz otları toplayarak geleneksel mutfaklarını ayakta tutuyor. İstanbul ve diğer batı illerden gelenler de her yaz bu doğal zenginliklerle ve bu lezzetli otlarla doğa yürüyüşü yaparak buluşuyor.

2 bin 625 metre yükseklikte Feraşin Yaylası’ndaki eşsiz şifalı otlar, bu lezzetin kıymetini bilen yöre halkını bekliyor. 9. Köy muhabiri Sedat Türlü, 3 saatlik yayla yolu için sabah 5’te yola çıkan kadınların bir gününü izledi.

Van’da bahar ayları ile birlikte yüksek dağlarda bulunan karlar erimeye başlıyor. Eriyen karların altından birbirinden lezzetli ve şifalı otlar yeryüzüne çıkıyor. Van, Şırnak ve Hakkari kentlerinin tam ortasında, bu 3 kentin insanları yaylalara çıkarak yaz boyu doğal şifalı, lezzetli ve özgün bu otları topluyor. Toplanan otlar pişiriliyor, tedavilerde kullanılıyor fazlası da stoklanıp kışa hazırlık erzağı oluyor.

“Kuzu etinden lezzetli bu otlar”

Van’dan 12 kadın arkadaşıyla birlikte minibüs ayarlayarak ot toplamaya gelen Rahime T. isimli yurttaş, topladıkları mendê otunun bilinen birçok sebzeden daha lezzetli olduğunu söyledi. Rahime T. otlara duyduğu hayranlığı şu sözlerle anlattı; “Nisan ayında dağlara ot toplamaya gelmeye başlıyoruz. Siyabo, Mendê, Pîvazok, Lojkê ve daha birçok otu toplamaya geliyoruz. Geldiğimizde sabah 6’da geliyoruz akşam 17’de dönüyoruz. Bu otları toplamak ayrı, yemesi ayrı güzel. Bunların benzeri yok hiçbir yerde. Bunları bu aylarda topluyoruz ve dolaplarda kışın tüketmek üzere stokluyoruz. Her öğün kaynatarak veya pişirerek üzerine yumurta kırarak tüketiyoruz. Kuzu etinden daha lezzetli bu otlar.“

“Doğal ot toplamayı bir etkinlik haline getiriyoruz”

Rahime T. ot toplamaya gelmek üzere kentten yaylaya nasıl çıktıkları hakkında da bilgi verdi; “Bugün 12 kadın 2 erkek şoför geldik. Bir etkinlik şeklinde geliyoruz. Bütün gün ot topladıktan sonra dönüyoruz. Gelmeden bir gün önce tüm kadınlar bir araya gelip karar veriyoruz. Gideceğimiz zamanı şoföre bildiriyoruz. Şoför sabahları hepimizi evlerimizden alıp getiriyor. Ot toplamasını bitirenler yolun kenarında geçiyor toplanarak geri dönüyoruz. Yol 3 saat sürüyor o nedenle erken gelip erken dönüyoruz.”

“Bu doğa iş stresimizi alıyor”

İstanbul’da yaşayan ve çalışan Mesut Abı isimli yurttaş ise yıllık izinlerinde veya yaz tatillerinde sürekli Van’a geldiklerini ve buldukları her fırsatta bölgedeki yayla ve dağlara çıktıklarını söyledi. Abı, “Yollar zor ama bu zorluklar, bu doğa ile birlikte insana mutluluk veriyor. Bu şekilde İstanbul iş stresimizi atıyoruz” dedi. Bulundukları bölgeye ve yetişen otlarına dair bilgi veren Mesut Abı şunları söyledi; “Her bölgenin kendine özgü güzellikleri var ancak burası bambaşka. Halkın da kendi muhabbeti, sosyolojisi çok farklı. Binlerce koyunun içerisinden geçip Çalyan’a varıyoruz. İnsanların bir ömür içerisinde gelip görmesi gereken yerlerden birisi burası. Toplanan otlar birçok yemekte kullanılabiliyor. Mendê otunu yoğurt, çorba ve çeşitli yemeklerin içerisinde tüketiyoruz. Ancak yapımını ve mutfak kısmını genellikle kadınlar hallediyor. Mantar için mutfağı kimseye bırakmıyorum. Bölgenin küçükbaş eti lezzetiyle bilinir ancak mantar bundan çok daha fazlası. Genellikle gelince direkt ateş yakarak taş üzerinde kuyruk yağı kullanarak mantarı pişiriyoruz. Lezzetini anlatmaya hiçbir tarif yetmez. Besin değeri olarak da etin çok üzerinde. Vücudunu tanıyan ve dinleyen bir insan yedikten bir saat sonra besin değerini hissedebilir.“

Van, Şırnak, Hakkari üçgeninde bulunan 2 bin 625 rakımlı olan Feraşin Yaylası’nda karların erimesiyle birlikte birbirinden lezzetli ve şifalı otlar yeryüzüne çıkmaya başladı. Köylüler karların erimesiyle birlikte bu otları toplar ve bir sonraki seneye dek stoklar halinde kullanır.

Peki bu otlar neler ve hangi yemek nasıl yapılıyor?

Van’ın en önemli lezzetlerinden otlu peynir içerisine konan otların çoğu bu yaylalarda yetişiyor. Mendê, Sîyabo, Sîrka, Alov ve daha birçok ot otlu peynirin içine lezzetini sunarak lezzet şölenini sağlıyor.

Yine Van’ın bir başka özgün yemeği olan Keledoş; yoğurt, nohut ve etin yanında bu otların kullanımıyla lezzetine ulaşıyor. Locka, Çoyîn ve daha birçok doğal ot bu yemeğin içerisine dahil oluyor. Bunların dışında doğal otların kullanıldığı çok yemek var.

Mendê, Sîyabo, Kenger gibi otlar en yaygın toplanan otlar. Kenger, yoğurt ile karıştırılıp Soxetan adı verilen sabah kahvaltısı olurken, köfte veya kebabı da yapılıyor. Mendê ve Sîyabo otlu peynir dışında hem kızartılıp üzerine yumurta kırılarak hem de ana yemek olarak sofralara sunulabiliyor. Bunların yanında Sîyabo bidonlara tuzla birlikte basılıp kış için saklanabiliyor.

Pîvazok, Karî, Stîrk, Catir, Rihan, Lucka gibi otlar ise kurutulup pilav ve çorba yemeklerinin içine konarak tarifi olmayan lezzetler veriyor. Tûzkê, Rêvas gibi otlar ise kabuğu soyulduktan sonra tuzlanarak veya sade şekilde tüketilebiliyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölge Haberleri