Araştırmacı yazar Aziz Yatkın; Diyarbakır'da beş kişiden üçü âlimdir!

Diyarbakır’la ilgili kenti anlatan ve birçok esere imza atan Araştırmacı yazar Aziz Yatkın, Özgür WEB TV ekranlarında yayınlanan Açık Kapı programında kendi gözünden Diyarbakır’ı anlattı. Aziz Yatkın, “Diyarbakır'da bir toplulukta oturduğumuz zaman gözünü kapatın ve elinizi rastgele atın 5 kişiden üçü ya âlimdir ya da şairdir. Ne diyor atalarımız ceddimiz büyüklerimiz. Bu Toprağın Metrekare başına dünyada en fazla İlim irfan bilim insanı şair yazar sanatçı sanatkâr zanaatkâr düşmüş ya Bu ne demektir. Eğer b

Hamza Özçelik/Uğur Kasioğlu

33 medeniyete görmüş olan Diyarbakır, her gün yeni bir tarihi ve bilmediğimiz yönleriyle karşımıza çıkmaya devam ediyor. Birçok dine, dile ve mezhebe ev sahipliği yapmış olan kent, tarihi dokusuyla herkesi kendine hayran bırakan, Kanuni Sultan Süleyman ve Selahattin Eyyubi gibi isimleri ağırlamasıyla biliniyor.  Her hafta farklı bir konuyu gündeme getiren Özgür WEB TV ekranlarında yayınlanan Açık Kapı programının bu haftaki konuğu Eğitimci- Araştırmacı- Yazar Aziz Yatkın oldu.  Av. Aydın Ak’ın moderatorlüğünde gerçekleştirilen programda,  Diyarbakır’ın tarihi ve insanları hakkından konuşan Yatkın, Aydın Ak’ın sorunlarını yanıtladı.

Aydın Ak: Bugün Kadim şehri bugün İslam'ın Anadolu'ya giriş kapısı olan 33 medeniyete ev sahipliği yapmış Sulak ve verimli arazileriyle zengin maden ile bazalt taşı ile Kadim şehir olan metrekaresine en fazla İlim irfan sahibi olan bir şehri konuşuyor konuşacağız. Tarihten günümüze baktığımız zaman Amit, ameda Kara, Hamit, Diyarbekir Diyarbakır'ı konuşacağız. Araştırmacı yazar Aziz Yatkın konuğumuz. Kadim şehri konuşacağız Yani dünyanın insanoğlunun ilk yaratılışından bugüne kadar sürekli Kendinden söz ettiren bir şehri konuşacağız

Diyarbakır’ımızı kısa ve öz şekilde nasıl anlatabiliriz Diyarbakır'ın ve diğer kuruluşu özellikle İslamiyet'e kadar ve surlar inşası ile ilgili bizlere ne aktarabilirsiniz?

Aziz Yatkın: Önce peygamberler sahabeler kenti olan Diyarbakırlı bizi izleyen kardeşlerimizin sağlığı ile hürmetine selamlıyorum sizleri de açık kapı programını tebrik edip. Böyle Teşekkür ederim Nice hayırlı hizmetlere vesile kılsın.  Ergani Çayönü karabetlerinden başladı. Şahin'in Harabeleri yeryüzünde tahanın ilk Haset hasat edildiği yabani hayvanların ilk evcilleştirildiği yer. Evcilikten bana hayatından sosyal hayata geçiş döneminin yaşandığı yerdir. Yani insanoğlunun ilk yaşadığı yerdir. Tabii ki toplum olabilme birlikte yaşama 9.500 yıllık bir geçmişi olan bir yerdir. Peygamberin kabri vardır. Burası Peygamber Efendimizden sonra da sahabelerin kaldığı bir memleketi burası

‘HER GELEN MEDENİYET İZLERİNİ BIRAKMIŞ’

Asurlulardan günümüze kadar ondan sonraki medeniyetler işte bazı bilim adamları 26 medeniyetten bazı bilim adamları 33 medeniyetten Diyarbakır'da geçtiğini söylenir. Bir şehrimizdir diyor Kendisi anlatıyor işte 3 medeniyet var burada 3 medeniyet bizim burada 33 medeniyet vardır. 33 medeniyet vardır ve bu 33 medeniyetin de izlerini görebiliyoruz yani her gelen medeniyet izlerini bırakmıştır. Haçlılardan, Romalılardan, Osmanlılarda yani dediğiniz gibi her medeniyetin burada ayak izlerini ve görebiliyoruz. Toplumu da hakikaten asil bir toplumdur. Diyarbakır'da bir toplulukta oturduğumuz zaman gözünü kapatın ve elinizi rastgele atın 5 kişiden üçü ya âlimdir ya da şairdir. Ne diyor atalarımız ceddimiz büyüklerimiz. Bu Toprağın Metrekare başına dünyada en fazla İlim irfan bilim insanı şair yazar sanatçı sanatkâr zanaatkâr düşmüş ya Bu ne demektir. Eğer bu coğrafyada bu Kadim coğrafyada bu bereketli topraklarda bu kadar insan yetişmişse demek ki bundan sonra da yetişecektir. Diyarbakır araştırmalarını ve okumalarını kendilerini geliştirmelerini ben yapamam edemem değil.

‘DİYARBAKIR BİRÇOK TARİHİ ÇALIŞMANIN KAYNAĞIDIR’

Biz asaletli olan bu toplum kendi ecdatlarının yolunda gitmesi lazım. Çünkü bu topluluk sahabenin neslidir bu topluluk peygamberlerin nesidir o zaman Ecdadımızın yolunda gitmemiz lazımdır. Ve Ali Emir'in bir hatırası var. Ali Emre'yi meşhur herkes tarafından bilinen bilir Kendisi kitap ilim sahibi onlarca Eser'i yazmış Diyarbakır ve bu Ortadoğu'da birçok tarihi çalışmaların kaynağı olandır. Kendisi diyordu ki benim ecdadım Diyarbakır’dan bir milyon kırk bin kitap toplamış. Ben de bir milyon kırk bin kitap toplayacağım diyor ve kendisinin ömrü ancak 16.000 kitap toplamaya yetti. Bunu da millet kütüphanesine bağışladı.  Avrupa'yı toplasana bu kadar kitap bulamazlar. Yani Amerika kıtasını tümünü toplasalar Diyarbakır'daki sadece Diyarbakır ilindeki o kitabı kitap kadar orada bulunamaz.

Aydın Ak: Diyarbakır gençler de umut var mı?

Aziz Yatkın: İlim irfan bilim insanı şair yazar sanatçı sanatkâr düşmüş ya Bu ne demektir eğer bu coğrafyada bu Kadim coğrafyada bu bereketli topraklarda bu kadar insan yetişmişse demek ki bundan sonra da yetişecektir. Tekrar bir eğitim seferberliği başlatmamız lazım. Tekrar tüm gençlerimizi kitapla buluşturmamız lazım yani en az bir yarım saat kitap okumaları gerekiyor. Diyarbakır gül kokan bir şehirdir. Diyarbakır Bir de doğal bitkisi zengin olan bir şehirdir.

Aydın Ak: Selahattin Eyyubi'nin veya Kudüs Fatih'in buraya geliş sebebini başka bir amacı hikmeti de var mı hocam?

Aziz Yatkın: Selahattin Eyyubi 1.183 yılında Diyarbakır'a geliyor. Diyarbakır'a geldiği zaman diyorlar ki Sultanım Diyarbakırlı kadına Diyorlar ki biz Sultan'la görüşmek istiyoruz. 3-4 bayan toplanmışlar. Sultan da devamlı oralara Diyarbakır'a memlekete gelmiyor gelmişken herhalde ona iletecek değil bir durumları Tayini isteriz. Selahattin Eyyubi'nin huzuruna çıkıyorlar. Diyarbakırlı kadınlar annelerimiz ilk söyledikleri şey sultanım diyor sen diyor Emanete riayet edenlerden misin diyor. Sultan Bir nevi şok oluyordur. İnşallah diyor Biz Emanete riayet edenlerdeniz.  Diyorlar ki bu gül sana veriyoruz. Emanet olarak sana veriyoruz. Biz duyduk ki Sen er geç İnşallah Kudüs'ü fethedeceksin Sen Kudüs'ü fethettiğin zaman da sen bu gül yağıyla mescide Aksan’ının mihrabını temizle. O zaman şunu duymuşlar. Haçlılar Kudüs'ü işgal ettikleri zaman şimdiki İsrail'in işgal yaptığı gibi gittikleri zaman diyor bir domuzu kesmişler domuzun kanıyla Mescit-i Aksay’ı yıkamışlar. Sultan da diyor bu gül yağını alıyor. Aradan 4,5-5 yıl geçiyor Selahattin Eyyubi mescit-i Aksay’ı Kudüs'ü fethettikten sonra diyor ki beni mescit-i Aksay’ı fethetmeye iten 2 tane büyük etken var biri Diyarbakırlı kadınların bana verdiği Gül yani emaneti Bu emaneti yerine getirmem lazım diye. İkincisi de diyor Halepli marangozun yaptığı mihraptır çivi kullanılmadan katılan kaderi abanoz ağacından yapılmış.

Aydın Ak: Diyarbakır’ın Geçmişi nasıldı Hocam?

Aziz Yatkın Peygamberin duasının alındığı yerdi. Abdestsiz gezinmeyen kenttir. Kültürü yüksekti ve tarihi bir şeyler de yapılırdı camiler yapılırdı her Caminin yanında Hemen hemen tümünde medrese var. Bunlar Eğitim Kurumları vardı. İkincisi gelen misafirler dışarıdan gelen misafirlerin konaklayacakları yerler Han hamamlar Han hamamlar vardı. Şu an Türkiye'nin en önemli kaplıcalardan birisi Çermik Kaplıcaları. Yani Suyu çok sıcak. Ben şu an bu teknoloji ile biz o Çermik küçük bir ilçemiz şirin bir ilçe mi o hamamın kaplıcanın suyuyla sıcak suyla çeliğin tamamını ısıtabiliriz.

Aydın AK: Diyarbakır’daki Peygamberler kimlerdir?

Aziz Yatkın: Diyarbakır peygamberler şehridir ve bu peygamberlerden ilk zülküfe ve Elyasa kur'an-ı Kerim'den ismi geçiyor. Eylül 1995 Dünyada bir örneği yoktur bir Peygamberin kabri naklediliyor yani bundan bir 30 sene önce ve bedenin yaşlı maaşı da sapa sağlamdır. Diyarbakır sahabeler şehri belki Mekke Medine'den sonra en fazla Bir zaman gayrimüslimin işgaline uğramayan şehirdir Dünya ağır toprağında çok nadirdir Anadolu'da örneği yoktur. Burada ashab-ı Kehf mağarası vardır yani burada dünyanın en büyük suru en yüksek suru vardır. 5 harem-i Şerif Ulu Camii vardır burada yani İlim Kültür merkezidir yani say say bitmez.

Aydın Ak: Her kapanışta bir anekdotla kapatıyoruz. Bir gün en iyi buğday yarışması düzenleniyor Tabii en iyi burada yarışmasını da sürekli bir çiftçi kazanıyor bir gün soruluyor bunun sırrı nedir? Diyor ben burada buğday tohumlarını Komşularımla paylaşıyorum onlara veriyorum nasıl diyor gazeteciyim siz rakip değil misiniz? Yani tohumlarınızı onlara niye veriyorsunuz? Rüzgâr geldiği zaman o tohumları O nedir İşte o polenlerin Rüzgâr O polenleri komşudaki polenleri bizim tarlaya da getiriyor. Karşı tarlaları da götürüyor Komşumun Eğer tohumları kalitesizse Benim de tohumun Benim de buğdayı kalitesiz olur. Benim kaliteli olabilmesi için komşularımın da kaliteli tohum olması lazım. Bundan dolayı iyilik düşüneceğiz ki sevgili Ebeveynler sizin çocuğunuzun iyi olması yetmiyor sizin çocuğunuz arkadaşlarını da iyi olması lazım. Sokaktaki çocuğun da iyi olması lazım Gazze’deki çocuğun da iyi olması lazım. Eğer bu coğrafya bu bölge güçlü olmasını istiyorsa huzurlu olmasını istiyorsak çocuklarımızın mutlu bir gelecek sağlamak istiyorsak onlara tüm çocukların geleceklerini garanti altına almak zorundayız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri