Berivan Kılıç / Damla Türk
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 7 yıldır çay ocağı işleten mahalle esnafı Recep Feyüç, iş yerinin önünde sokak kedilerine bakıyor. Kedileri, mama ciğer ve haşlanmış etle besleyerek, her gün dükkanın önüne kaplara su koyan Feyüç yaklaşık 50 kedi besliyor. İş yerine gelmesindeki asıl amacın kediler olduğunu ve buraya gelmediği gün yavrularının aklından çıkmadığını dile getiren Feyüç, kedilerin de kendisinin daraba sesini duyduğu an toplandığını ifade etti. Kendisinin işe geldiği an kedilerin de günün başlamasıyla, öğlen sıcağında mayışan canlılar kürsülerin arasında gölgelik alanlarda serinliyor. Akşam serinliğinde mahalleye dağılan kediler Recep Feyüç’ün işe gelme sebebi oluyor.
Daraba sesinden gediğimi anlıyorlar
Kedilere bakmamdaki duygusunun içinden geldiğini vurgulayan Recep Feyüç şunları kaydetti;
“Sonuçta onlarda canlı. Yalnızca kediler değil herhangi bir canlı yaralandığı zaman elimden geldiğince tedavilerini yapmaya çalışıyorum, yapamadığım zaman dar imkanlar içinde hayvan barınağını arıyorum, onlar gelip gerekeni yapıyorlar. Mama olsun tavuk ciğeri olsun bunun yanında haşlanmış tavuk kırıntıları alıp suda haşladıktan sonra kedilere veriyorum. Bildiğiniz gibi birde yaz aylarındayız en azından herkes dükkanının veya evinin önüne hayvanlar için bir kap su bırakırsa çok güzel olur. Mahalleden bu durumu gören vatandaşlardan hoş karşılayanlarda oldu rahatsız olanlar da oldu ama herkes birbirini idare etmeye çalışıyor. Burada yaklaşık 50 tane kedim var sabah çay ocağına geldiğimde daraba sesinden kediler geldiğimi anlıyor. Sesimi duydukça toplanmaya başlarlar. Kürsülerin arasında gölgelik yerlerde beni bekleyen yavrularıma işim bittikten sonra su ve mama veriyorum. Karınlarını doyurduktan sonra akşama kadar gölgelik yerde otururlar artık akşama doğru serin havalarda sokaklarda dolanmaya başlarlar.” “Kediler beni iyi tanıyor” diyen Recep Feyüç, “İş yerine gelirken yolda karşılaştığı kedilerle beraber çay ocağına varıyor. Daha çok kediler için çay ocağına gelip onlara alıştığını ve kedilerin de kendisini, kokusundan tanıdığını ifade eden Feyüç ‘’ İnsanların ellerinden hiçbir şey gelmiyorsa yaz aylarında bir tabak su koysunlar dükkan ve evlerinin önüne” ifadelerini kullandı.
‘Beni kokumdan tanıyorlar’
Feyüç, “Arka sokaklardan 50 metre uzaktan geliyorum iş yerine oradan peşime takılıp dükkana kadar geliyorlar, camiye namaz kılmaya gittiğimde peşimden camiye kadar geliyorlar. Kediler beni görmediği halde kokumdan tanıyorlar. İsterim ki tüm insanlarımız sokak hayvanlarına sahip çıksınlar, ellerinden hiçbir şey gelmiyorsa bile yaz aylarında bir tabak su koysunlar dükkan ve evlerinin önüne. Beni çay ocağına en çok çeken hayvanlar oluyor ben onlara alıştım, onlarda bana alıştı, açıkçası ben onlar için çay ocağına geliyorum, buraya gelmediğim günde onlar aklımdan çıkmıyor” ifadelerini kullandı. Mahallede yaşayan diğer esnafları da hayvanlara bakma sorumluluğuna yönlendirmek isteyen Feyüç, bütün hayvanlara merhametle yaklaşılması gerektiğini, yaşanılan dünyanın onların da olduğunu ve daha güzel bir dünya için onlara da bakılması gerektiğini ifade etti.