AMİDA HABER - Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davanın ikinci duruşması başladı. Narin’in amcası Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran ve Narin Güran’ın cansız bedenini Tavşantepe Mahallesi Eğertutmaz Deresi’nde sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar bulundukları cezaevinden Diyarbakır Adliyesi’ne getirildi. 7 Kasım’daki ilk duruşma sırasında savcının verdiği mütalaada dört sanık için "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası isteniyor.
Duruşma öncesi adliye önünde ortak açıklama yapan Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, kadınlar ve kız çocuklarına yönelik son zamanlarda artan şiddet ve ölüm vakalarını hatırlattı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serar Bucak'ın da hazır bulunduğu basın açıklamasında Narin Güran davasına ilişkin şöyle denildi:
“Bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması talep ediliyor. Ancak biz biliyoruz ki, yalnızca cezalandırma değil, kadınların yaşam haklarını koruyacak etkin politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü adalet, yalnızca mahkeme salonlarında değil, kadınların güvende olduğu bir toplumsal yaşam inşa edildiğinde sağlanır.”
Rojin dosyası sürüncemede bırakıldı
Van’da kaybolduktan sonra cansız bedeni Van Gölü kıyısında bulunan Diyarbakırlı Rojin Kabaiş olayına da değinilen açıklamada, “Bir başka vahim örnek ise Van'da kaybolduktan tam 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılan 21 yaşındaki Rojin Kabaiş'in dosyasıdır. Bu dosya, hâlâ soruşturma aşamasında sürüncemede bırakılmıştır. Soruşturmadaki yavaşlık, delillerin eksikliği ve otopsi raporlarındaki ihmaller, kadın cinayetlerine yönelik yargı süreçlerinin ne denli yetersiz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Rojin'in ölümüyle ilgili tüm sorumluların yargılanması ve adaletin sağlanması için kamuoyunu bu davayı yakından takip etmeye davet ediyoruz. Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı olarak, Narin'in, Rojin'in ve her bir kadın ve çocuk cinayeti dosyasının sonuna kadar takipçisi olacağız.” denildi.
6284 sayılı Kanun uygulansın
Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi: “Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Kadınların yaşam hakkını savunmak için etkin, kapsamlı ve gerçekçi politikalar geliştirin. 6284 sayılı Kanun'u etkin bir şekilde uygulayın, kadın örgütlerini yargılama süreçlerinin dışında tutma tavrından derhal vazgeçin. Kadın cinayetlerine yönelik soruşturmalarda hızlı ve eksiksiz adımlar atın, adaleti sadece mahkeme duvarları arasında değil, kadınların her alanda güvende olduğu bir toplumsal düzenle sağlayın. Dayanışmamızı büyütmek, sesimizi çoğaltmak için herkesi kadınların adalet mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz. Unutmayın, Mücadele edersek kazanırız; dayanışırsak değiştirebiliriz.”