Diyarbakır bu köy için karar veremedi: Tilalo mu Tır Alo mu?

Diyarbakır’ın Sur İlçesi’ne bağlı Karaçalı Köyü’nün Kürtçe adının iki farklı şekilde telaffuzu tartışmalara neden oldu. Tılalo mu, Tıralo mu?

AMİDA HABER- Diyarbakır’ın Sur İlçesi’ne bağlı Karaçalı Köyü, kent merkezine sadece 12 kilometre uzaklıkta. Türkçe adı Karaçalı olsa da Diyarbakır’da halk arasında halen Kürtçe ismi ile tanınıyor. Ancak Kürtçe ismi ile ilgili tartışmalar yıllardır bitmedi. Karaçalı Köyü’nün adı Tılalo mu, Tıralo mu?

Tıl mı, Tır mı?

“Til” Arapça ve Ermenicede tepe anlamına gelirken, “Alo” isminin ise köyde bulunan türbeden geldiği tahmin ediliyor. Köyün isminin doğru telaffuzu Tilalo olsa da, zamanla Tıralo şeklindeki yanlış telaffuz oturdu, köylüler bu durumdan rahatsız.

Tarih ve kültürel özellikleri

Tilalo Köyü, Dicle Nehri’ne bakan bir tepede konumlanmıştır. Köy, özellikle güvercin evleri (boranhane) ile ünlüdür. Bu yapılar, sadece güvercinlerin barınması için inşa edilmiş olup, güvercin gübresi tarımda önemli bir yere sahiptir. Diyarbakır’ın meşhur karpuzlarının yetiştirilmesinde bu gübrelerin kullanıldığı bilinmektedir. Köyde, Kürtlerle birlikte Türkmen Aleviler de uzun yıllardır birlikte yaşamaktadır. Zamanla Karaçalı adıyla anılmaya başlayan Tilalo, Diyarbakır ve çevresindeki Türkmen Alevi kültürünü yansıtan köylerden biri olarak dikkat çekmektedir. Güvercin evleri, mimari ve kültürel miras açısından büyük önem taşıyor ve korunması gereken yapılar arasında değerlendiriliyor.

Tilalo efsanesi: Ali’nin sırrı

Tilalo Köyü’ne dair anlatılan efsane, köyün kültürel hafızasında önemli bir yer tutuyor. Buna göre, bir zamanlar, Ali adında temiz kalpli ve yoksul bir genç, bir ağanın yanında hizmetkârlık yaparmış. Ağa, hacca gitmek üzere yola çıkmış ve geride her şeyini Ali’ye emanet etmiş. Ali, ağanın malına büyük bir özen gösterirmiş. Bir gün ağanın eşi, sıcak tandır ekmeğiyle pekmez helvası yapmış ve ağayı anarak, "Keşke o da burada olsaydı," demiş. Ali, kadına, "Bir kaba koy da götüreyim," deyince kadın, onun daha fazla helva yemek istediğini düşünmüş ve bir kaba helva doldurmuş.

Ali, kadının akşam namazı kıldığı sırada ortadan kaybolmuş ve namaz süresi içinde geri dönmüş. Helvayı, mucizevi bir şekilde hacca gitmiş olan ağasına ulaştırıp geri gelmiş. Ağa, hac dönüşü köylülere, "Ali bana helva getirdi. Gidin, onun elini öpün," diyerek onun sırrını açıklamış. Bu durum karşısında utanan Ali, köyden kaçarken, "Allah'ım, yer yarılsa da içine girsem," diye dua etmiş. Tam o anda, Ali’nin bulunduğu tepe yarılmış ve Ali kaybolmuş. Geriye sadece asası kalmış.

Bu olaydan sonra, Ali’nin asasının bulunduğu yere bir türbe yapılmış ve tepeye “Tilalo” (Ali Tepesi) adı verilmiştir. Rivayetlere göre, 1920’lerde köy, bir dut ormanı içerisinde yer alıyordu ve höyüğün çevresi kalın bir orman örtüsüyle kaplıydı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri