Diyarbakır’a kış gelmedi, kuraklık kapıda!

Diyarbakır’da bu yıl kış gelmedi, gözler barajlara çevrildi. Kuraklık tehlikesine dikkat çeken uzmanlar, suyun tasarruflu kullanılması çağrısı yaptı.

AMİDA HABER - Kış mevsiminin ortasında olmasına rağmen bahar sıcaklıklarının etkisinde olan Diyarbakır’da barajlarda tehlike çanları çalmaya başladı. 2024 yılında Diyarbakır’daki barajlardaki doluluk oranları, bir önceki yıla göre önemli bir artış gösterdi. 4 Mart 2023’te Karakaya Barajı’ndaki aktif doluluk oranı yüzde 37,21 iken, 4 Mart 2024’te bu oran yüzde 72,2’ye yükseldi. Benzer şekilde, Kralkızı Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 31,5'ten yüzde 60,9'a, Devegeçidi Barajı'ndaki oran ise yüzde 14,2'den yüzde 81,6'ya çıktı. Ergani Barajı ve Pamukçay Barajı ise yüzde 100 doluluk oranına ulaştı. Geçen yıl doluluk oranları yüksek olsa da Diyarbakır’da bu yıl bir türlü gelmeyen yağmur ve kar gözleri yeniden barajlara çevirdi.

‘Kimi yerlerde kuraklık kendini gösteriyor’

Amida Haber’e konuşan Dicle Üniversitesi Biyoçeşitlilik ve Çevre Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, bu durumu uzun yılların bir sonucu olarak değerlendirdi. Küresel ısınmanın etkilerinin görülmeye başlandığını belirten Kılıç, kış mevsiminde olmalarına rağmen karın yağmaması ve yağışların beklenenin çok altında kalmasının, küresel ısınmanın bir sonucu olduğunu vurguladı. Kılıç, “Bu, fosil yakıtların kullanımı ve sanayi devriminden itibaren hızlanan bir süreçtir. Küresel ısınma nedeniyle iklim değerlerinde ciddi farklılıklar yaşanıyor. Hatta kimi yerlerde kuraklık şeklinde kendini gösteriyor. Meteorolojik parametrelerde ciddi farklılıklar var, bu doğal bir süreç değil Maalesef hala fosil yakıt kullanımına devam ediyoruz ve bu süreç hızlanarak devam edecek” dedi.

‘Mevcut su kaynaklarını daha verimli kullanmalıyız’

Kılıç, bölgesel ve ulusal düzeyde alınacak önlemlerle bu sorunun üstesinden gelinebileceğini söyledi. Özellikle, rüzgâr ve güneş enerjisinin daha fazla kullanılmasına dikkat çekerek, su kaynaklarının korunmasına yönelik çağrıda bulundu. Kılıç, “Hem ülke olarak hem bölge olarak hem il olarak bu durumda çaresiz değiliz. Her insan, her kurum, her sivil toplum kuruluşuna, özel ya da kamu kesime büyük görevler düşüyor. Su kaynaklarımızı korumalı, nehirlerimizi ve göllerimizi atık sularla kirletmemeliyiz. Barajlar kurarak, mevcut su kaynaklarını daha verimli kullanmalıyız. Çünkü suyu biriktirmek çok değerli” ifadelerini kullandı.

‘Dicle nehri bizim can damarımız’

Dicle Nehri’nin, bölgenin su ihtiyacını karşılayan en önemli kaynaklardan biri olduğunu belirten Kılıç, nehirdeki kum çıkarma faaliyetlerinin, ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguladı ve şöyle dedi: “Dicle nehri bizim can damarımız. Bölgenin hatta diğer ülkelerin de cam damarı. Kum çıkartma işlemi, buradaki birçok türün yaşamını tehdit ediyor. Bu nedenle, çevreye en az zararla, sürdürülebilir bir şekilde yapılması gerekiyor.”

‘Evlerimizdeki musluklardan su akmayabilir’

​​​​​​​Kılıç, su kaynaklarının tükenmesi halinde karşılaşılan olumsuz etkilerin büyük olacağını belirterek, su tasarrufunun önemine dikkat çekerek “Eğer önlem almazsak, evlerimizdeki musluklardan su akmayabilir. Bu durum, tarım alanlarında sulama yapamamak, fabrikaların çalışmaması gibi ciddi sonuçlar doğurur. Dolayısıyla su kirliliğini önlemek, tasarruflu su kullanmak büyük bir öncelik olmalıdır” diye konuştu.

‘El birliğiyle bu süreci atlatmamız mümkün’

Kılıç, vatandaşların ve kurumların su tasarrufu konusunda daha duyarlı olmaları gerektiğini belirterek, “Suyu mümkün oldukça tasarruflu kullanma mecburiyetindeyiz. Eğer bu konuda önlem almazsak, kısıtlamalar getirmek zorunda kalacağız. Bu, yaşam kalitesini ve konforu ciddi şekilde olumsuz etkiler. El birliğiyle bu süreci daha az zararla atlatmamız mümkün” diyerek sözlerini tamamladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri