Diyarbakır'da 12 kişinin öldüğü yangından sağ kurtulanlar dehşet anlarını anlattı
20 Haziran saat 22.15 sıralarında Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı kırsal Köksalan Mahallesi'nde çıkan anız ile örtü yangını, Bağacık ve Yazçiçeği mahalleleri ile Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Yücebağ, Yetkinler ve Şenyuva mahallelerine sıçradı. Henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan anız ile örtü yangınında 12 kişi hayatını kaybetti, 78 kişi etkilendi.
Yangında 9 akrabasını kaybeden Şemdin Demir, yangın gecesi ikamet ettiği Yücebağ köyünden Köksalan Mahallesi'ne akrabalarıyla gidip alevleri söndürmeye çalıştıklarını söyledi. Alevlerin saniyede 200 metre ilerlediğini dile getiren Şemdin Demir, “Gece saat 22.00 sıralarında Köksalan Mahallesi tarafında yangın çıktığını gördük. Biz de yardıma gidelim diye o mahalleye gittik. O gece bayağı rüzgar vardı. O kadar şiddetliydi ki rüzgar daha artık arpa ve buğdayların yanmasını boş verdik. İnsanlar ve hayvanlar yanmasın diye ekinleri boş verdik. Biz de alevlerin ortasında kalan amca çocuklarım olan çobanları kurtarmaya gittik. Onları kurtarmaya çalışırken rüzgar ters yöne doğrulup yangın aniden bize doğru gelmeye başladı. Alevler saniyede 200 metre ilerliyordu. Hortum alevleri arasına alıp öyle ilerliyordu. Çok şiddetliydi. Yangından kaçarken zaten artık olan oldu. Kimisi kurtuldu kimisi hayatını kaybetti” dedi.
“40 METRE KADAR DAHA KOŞABİLSEYDİLER KURTULURLARDI”
Amcasının oğlu Abdurrezak Demir'i (50) alevlerin içerisinde yaralı kurtardıklarını söyleyen Şemdin Demir, “Bizim köyden sadece bir kişi şu an hastanede tedavi görüyor. O da amcamın oğlu. Diğer akrabalarımızın hepsi hayatını kaybetti. Bizim akrabalar Köksalan köyündeki çobanları ve koyunları kurtarmak isterken rüzgarın etkisiyle onlar da alevlerin arasında kaldı. 40 metre kadar daha koşabilseydiler kendilerini soğan tarlasına atıp yanmazlardı. Yangın bir tepeden diğer tepeye sıçrıyordu. Yavaş yavaş gitmiyordu. Rüzgar o kıvılcımları 500 metre ileriye atıyordu. Yangın yaklaşık 20 dakikada her yere yayıldı” ifadelerine yer verdi.
Yaralı Abdurrezak Demir'in ağabeyi Davut Demir ise (48), rüzgar nedeniyle alevlerin sürekli yön değiştirdiğini söyledi. Davut Demir, “Yardım edeyim derken ben alevlerin arasında kalacaktım” diyerek olay gecesini şöyle anlattı:
“Yangın esnasında evimizin damında yatıyorduk. O gece saat 9 gibi aşırı bir rüzgar vardı. Düşünün öyle bir rüzgardı ki çocuklarımı düşmesin diye tutuyordum. O gece yıldırımlar Diyarbakır iline bağlı komşu mahallemiz olan Köksalan tarafına düşüyordu. Daha sonra Köksalan köyüne doğru baktığımda gece resmen gündüze dönmüştü. Bizim köydekiler de panik yapmaya başladı. Biz de köylüler olarak o ateşi söndürmek için Köksalan Mahallesi'ne gittik. Biz yardıma gitmesek ateş bizim ekinlere de sıçrar diye gittik. Normalde de hangi köyde anız yangını çıksa yardıma gidiyoruz. Aşırı rüzgar nedeniyle alevler sürekli yön değiştiriyordu. Ben de o anı gördüğümde herkese arabalara binin kaçın dedim. Biz arabaya biner binmez ateş rüzgardan havadan yayılmaya başladı. O esnada bir taksi alevlerin içinde kaldı. Yardım edeyim derken ben alevlerin arasında kalacaktım. Ben de traktöre binip durmadan çıktım alevlerin arasından.”
“KİMİSİNİN CESEDİ DE ELEKTRİK DİREKLERİNİN ALTINDAYDI”
Demir, “Köksalan köyüne vardığımda cesetleri aramaya başladık. Çünkü tepeden köye giderken ellerinde ışıkla gezen çok insan vardı alevlerin arasında. Tahmin ettik onların hayatını kaybettiğini. Daha sonra dumanların azalmasını bekledik. Dumanın etkisini biraz kaybetmesiyle yanan tarlalarda cesetleri aramaya koyulduk. Arasında az mesafe olan birçok ceset bulduk. Kimisinin cesedi de elektrik direklerinin altındaydı. Onlar da büyük ihtimalle elektrik direğine çıkıp o alevlerin ısısına dayanamayıp düşenlerdir” dedi.
9 akrabasını kaybeden Davut Demir, hepsinin yakın akraba olduğunu ve yan yana gömüldüklerini belirterek, “Yücebağ Mahallesi'nde hayatını kaybeden 9 kişi benim yakın akrabalarımdır. Yaralanan biri de ağabeyimdir. Kendisi şu an Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi görüyor. Ağabeyim Abdurrezak Demir (50), o gece traktör sürerken alevlerin arasında kalıyor. O esnada traktörün kenarlarından alevler kolu, başı, ve karın bölgesine sıçrıyor. Daha sonra alevlerden kendini çıkarıp soğan tarlasına atıyor. Yoksa o da kurtulmazdı” diye konuştu.