Diyarbakır’da küçük esnaf can çekişiyor! Küçük esnaf büyük zincir marketlerle yürüttüğü mücadelede kaybetmeye devam ediyor. Diyarbakır’da açılan her bir zincir market şubesi bir mahalle bakkalının kapanma nedeni oldu. Kentteki market sayısının 500’ü aştığı 2023 yılında 530 esnaf dükkan kapattı.
Sokak aralarına, her mahalleye giren dev kuruluşlarla rekabet edemeyen küçük esnaf, ağır maddi kayıplar yaşıyor. Esnaf, halkı duyarlılığa davet ederken Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Bakkallar Bayiler ve Şekerciler Odası Başkanı Fahrettin Gülmüş ise çözüm mercii olarak Ankara’yı, TBMM’yi gösterdi.
Türkiye’de toplam 32 bin 800 şubeye ulaşan ve üç harfli market zincirleri olarak bilinen şirketler aslında ülkenin her yerinde küçük esnaf için büyük tehdit. Bu marketler; kasap, manav, kırtasiye, züccaciye, tuhafiye reyonlarıyla sadece bakkalların değil neredeyse bütün esnafın ayakta kalabilmesini zorlaştırıyor.
Sadece Diyarbakır’daki tablo, bütün Türkiye’yi özetlemeye yetecek kadar çarpıcı. Zincir marketlerin bu şehirdeki şube sayısı 500’ü aştı. Geçimini sokak aralarında perakende satışla sağlamaya çalışan mahalle esnafı zor durumda. Diyarbakır’da 2023 yılı içinde 530 esnaf Diyarbakır Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği’nden kaydını sildirip, vergi levhalarını kapattı.
200 ve üzeri metrekare alanlarda faaliyet gösteren zincir marketlerin tüketicilere her türlü ürünü sunması, esnafa rekabet etme şansı bırakmıyor. Ticaret hayatında gelenekleri, alışkanlıklar değiştiren bu yeni dönemden en çok bakkallar, perakendeciler ve toptancılar etkileniyor.
2023 yılında 530 esnaf vergi levhasını kapattı
Zincir market sorununun meclisten çıkacak bir yasa ile çözülebileceğini söyleyen DESOB Bakkallar Bayiler ve Şekerciler Odası Başkanı Fahrettin Gülmüş, “18 yıldır meclisten Perakende Yasası çıkmıyor, onaylanmıyor. Eğer bu yasa onaylanırsa ulusal market zincirleri gelişi güzel yerde açamayacak. Bu yasa çıkmazsa bu kültürümüz de biter iş aş imkânı da biter” dedi.
Her büyük mağaza açılışının 5 küçük dükkan kapanmasına neden olduğunu söyleyen Gülmüş şöyle konuştu:
“2023 yılında 530 esnafımız, her köşe başında açılan ulusal zincir marketler nedeniyle odamızda vergi levhalarını kapattı. Mesleklerini terk ettiler, işsizlik kervanına katıldılar. Her zincir market açılışında 10 esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Bir bakkal sadece kendisini geçindirmiyor. Ailesine bakıyor, yanında işçi istihdam ediyor. Zincir marketler sadece gıda satmıyor. Elektronik eşyalar, hazır giyim, zücaciye, hırdavat ürünleri gibi şeyler de satmaya başladılar. Bu sadece bakkallarımızı değil bir mahallede var olan hemen hemen bütün küçük esnafımızı iş yapamaz hale getiriyor. Dolayısıyla rekabet edemeyen kapatmak zorunda kalıyor.”
Küçük esnafa sahip çıkın çağrısı
Halkı küçük esnafa sahip çıkmaya çağıran, zaman zaman kampanyalar düzenleyen meslek odalarının çabaları da yetmiyor. Market sayısının sınırlandırılmasını, belli bir mesafe zorunluluğu konularak her yere açılmasının önüne geçilmesi için yasal düzenleme isteyen Oda Başkanı Fahrettin Gülmüş önerilerini şöyle anlattı:
“2021 yılında yaptığım araştırmada Diyarbakır ve ilçelerinde toplam 340 zincir market bulunuyordu. Bu sayı günümüzde 500’ü geçmiş durumda. 100 metre mesafede 3 zincir market var.
Belediyelere gidiyoruz, valiye gidiyoruz bunun önüne geçilmeli diyoruz -bizim ruhsat vermeme gibi bir yetkimiz yok, biz ruhsat vermezsek mahkeme kararı ile yine ruhsat alacaklar- diyorlar. Defalarca Ticaret Bakanlığı’na da yazı yazdım. Bir caddede bir ulusal market zinciri mesafesi bin metreden aşağı olmaması lazım.”
“En fazla 3 yılımız kaldı”
27 yıldır bakkal olan Ahmet Dala, bir bakkal penceresinden içinde bulundukları rekabet ortamını şöyle tarif etti:
“Üç harfliler bizi çarptı. Biz bayiden alıyoruz, onlar fabrikadan. Fabrikayı arıyorlar 10 bin adet ürün sipariş ediyorlar. Bu kadar kalitede, bu kadar gramajda, bu fiyattan vereceksin diyorlar. Bir bakkalda bin çeşit var, bir zincir markette 10 bin çeşit var. Genellikle piyasada bilinen ürünler zincir marketlerde ucuzdur.
Halkı çekmek için bu stratejiyi uyguluyorlar. Şekeri, yağı, makarnayı, unu temel ihtiyaç olan bu gıdaları daima bakkaldan ucuza satmaya kalkarlar. Ama içeride 10 bin ürün var, 100 kalemi ucuza verirler, 9 bin 900 kalemi de bakkalda satılan fiyatın 2 kat üstünde fiyata verirler. Müşteri 2 ürünü ucuza alır, 8 ürünü de bakkal fiyatının iki katı fazla fiyattan alır ama haberi olmaz. Bu konuda da halkın hiçbir bilgisi yok maalesef.”
Mahalle kültürü
Ahmet Dala, zincir marketlerin çoğalmasıyla sadece müşteri kaybetmediklerini, mahalle kültürünü, dayanışmayı ve meslek değerlerini de yitirdiklerini söyledi. Dala, geçirdiği zor günleri şu sözlerle ifade etti:
“Bakkal, akraba ve komşulardan sonra müşterisine en çok yardımcı olan kişiydi. Paran olsa da olmasa da sürekli yardımına koşan kişi bakkaldı. Evin anahtarını bırakırdın, çocuğunu emanet ederdin. Mahalle bakkalı kültürel bir değer taşıyordu.
Şimdi artık kalmadı böyle şeyler. Şimdilerde millet, acil ihtiyaç oldu mu bakkala, toplu alışveriş oldu mu zincir marketlere gidiyor. Kredi kartlarının yaygınlaşması, belediye ve şirketlerin yardım kartlarının sadece zincir marketlerde geçerli olması gibi şeyler de milleti zincir marketlere yönlendiriyor. Dolayısıyla bakkallar, büfelere dönüşmeye yüz tuttu. En fazla 2 veya 3 yılımız kaldı.”
Zincir market geleneğinden doğrudan etkilenen bir diğer meslek de perakendecilik mesleği. 23 yıldır perakende satıcısı olarak dükkân işleten Selahattin Yılmaz şunları kaydetti:
“Bu işe ilk başladığım yıllarda her apartmanın altında bir iki dükkân bulunuyordu. Herkes kendine göre ekmek yiyordu. Mülk bizim olduğu için burada kalabiliyoruz. Kira olsaydı çoktan ben de kapatıp giderdim. Bunlara karşı durmamız çok zor. Benim arkamda bir tane var, önümde de. Bizi çembere almışlar. Her mahallede 5-6 tane zincir market var. Devlet bunu kontrol altına almalı. Bu şekilde olursa kapatmak zorundayız, başka çaremiz yok. Saat olmuş 12:00 biz daha siftah yapmadık.”
‘Zincir marketler toptancılara büyük zararlar veriyor’
Zincir marketlerden dolaylı olarak etkilenen bir diğer meslek ise toptancılık. Toptancı Fırat Kahraman, yanlış politikalar sonucu market zincirlerinin, toptancılara büyük zararlar verdiğini ve iflasla karşı karşıya olduklarını şu sözlerle ifade etti:
“Bu zincir marketler sadece dükkânların ve perakendecilerin değil toptancıların da dükkân kapatmasına neden oluyor. 20 yıldır toptancı olarak çalışıyorum. Şu an asgari ücret düzeyinde geçiniyorum. Sektörü terk ediyoruz yavaş yavaş. Eskiden perakendecilere haftada 3-4 ton mal gönderirdim, şimdi ayda bir ton gönderemiyorum.
Çünkü satışı olmuyor ki esnaf mal istesin. Ufak ufak veriyorum, o da rafta kalıyor. Geçen yıl 150 müşterim vardı, bugün itibariyle 80 müşterim kalmış. Her ay 3-4 müşterim kapatıyor. Çarkı dönmeyince ne yapsın kapatıyor haliyle. Yani gerçekten sinek avlıyoruz.”
Toptancı Kahraman, market sayısına sınır getirilmesini de önerdi:
“Diyarbakır’da 500’ü aşkın zincir market var. Bunların günlük cirosunu hesaplasan milyarlarca para ediyor. Diyarbakır’ın parası Diyarbakırlıya değil, 3-5 kişiye gidiyor. Herkese her yerde ruhsat izin verilmemesi lazım.”