Diyarbakır'da öğrenciler İsrail ürünlerini boykota çağırdı
Yaklaşık 7 ayı aşkın süredir Gazze'de başlattığı saldırıları sürdüren İsrail 'e karşı tepkiler ilk günden bu yana devam ediyor.
Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi öğrenci ve personelleri, İsrail 'e açıktan veya dolaylı destek veren firmaların ürünlerinin üniversite yerleşkesi içerisinde ticari faaliyet yürüten işletmelerde satılmaması talebiyle basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı Dicle Üniversitesi öğrencileri adına Selçuk Arslan okudu.
Bugün Gazze'deki soykırımın 220'nci günü olduğunu hatırlatan Arslan, 7 ekimden bu yana 15 bini çocuk ve bebek olmak üzere 35 bin Filistinlinin şehid edildiğini dile getirerek "220 gündür canlı yayında bütün dünyaya pervasızca soykırım izleten terör devleti israil ve tedarikçileri olan ABD ve diğer Avrupa devletleri zulmün tarafında yerlerini aldılar. Bununla birlikte dünya çapında zincir kafeler fastfood markaları, içecek firmaları, giyim firmaları, temizlik malzemeleri firmaları, araba markaları, teknoloji firmaları ve daha niceleri açıktan açığa bu zulme destek olduklarını ilan ettiler." dedi.
"KİMİSİ KATİL ASKERLERE ÜCRETSİZ YİYECEK İÇECEK GÖNDERDİ KİMİSİ FİNANSAL DESTEK SAĞLADI"
Arslan, "Kimisi katil askerlere ücretsiz yiyecek içecek gönderdi, kimisi reklam kampanyalarında şerefli Filistin bayrağını kirli propagandalarında kullandı, kimisi Filistinli kardeşlerimizin enkaza dönen evlerini ve cenazelerini alçakça reklam aksesuarı gibi kullandı, kimisi ürettiği teknolojiyle işgalci terör devleti israilin Filistinlileri gözetim altında tutacak ve katledecek araçlar sağladı, kimisi ise finansal destek sağladı." ifadelerini kullandı.
Zalimler ve taraftarlarının dünyanın gözleri önünde bu kadar vahşice bir katliamda saflarını açıkça belli etmekten ve bedel ödemeyi göze almaktan çekinmediğini sözlerine ekleyen Arslan, "Peki zalimin karşısında duranlar ve mazlumlar ne yaptı? Öncelikle Filistinli kardeşlerimiz malıyla, canıyla, kanıyla, her zerresiyle bu zülme karşı durarak vatanlarını terk etmeyerek aziz ruhlarıyla dimdik ayakta durdular. Başlarına gelen bunca musibet ve katliama rağmen, ölümün ve acının her türlüsünü tatmalarına rağmen son sözleri hep 'hasbunallahu veni'mel vekil' oldu. Hamas ve kassam mücahitleri ellerindeki imkanlarla fil ordusuna karşı ebabiller gibi cansiperane çarpıştı ve çarpışmaya devam ediyor." şeklinde konuştu.
"BİREYSEL OLARAK YAPABİLECEĞİMİZ EN BÜYÜK TEPKİLERDEN BİRİ BOYKOTTUR"
Son zamanlarda Amerika başta olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenciler bu zulme karşı yüksek bir sesle tepki gösterdiğini, İmam Hasan Saklanan'ın canı pahasına tepkisini ortaya koyduğunu belirten Arslan, işgal rejiminin mallarını boykot çağrısında bulunarak şunları söyledi:
"Peki biz ne yaptık ve ne yapabiliriz? Az önce saydığımız birçok sektörden dünya çapındaki firmalar zalimden yana tavrını koymakta pervasızca hareket ederken bizler bu zalimlerin ve vahşilerin mallarını alarak hala onlara destek mi olacağız? Elbette bireysel olarak yapmamız gereken ve yapabileceğimiz en büyük tepkilerden biri boykottur. Çünkü siyonistlerin can damarı paradır. Ve tüm dünyayı istila edercesine ticari bir güce sahip oldukları bir gerçektir. Hazreti peygamberin de Hayber kalesini kuşattığı dönemde hurma ağaçlarını keserek yahudilere diz çöktürdüğünü ve kaleyi bu şekilde fethettiğini unutmayalım."
"KAMPÜSÜMÜZDEKİ HİÇBİR KAFE VE KANTİNDE SİYONİSTLERİN ÜRÜNLERİNİN SATILMASINA RIZA GÖSTERMİYORUZ"
Arslan, "Üniversite kampüsünde faaliyet gösteren kantin ve kafelerde siyonizme yani katliama açıkça destek veren başta içecek ürünlerinin açıkça satıldığını görmekteyiz. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte bu ürünlerin daha fazla tüketildiğini ve dolayısıyla Filistinli masum kardeşlerimizin üzerine daha fazla bomba yağmasını sağlayacak finansal destek çıktığını görmekteyiz. Bizler Dicle Üniversitesi öğrencileri ve personelleri olarak kampüsümüzdeki hiçbir kafe ve kantinde bu ürünlerin satılmasına rıza göstermiyoruz ve bu ürünlerin acilen kaldırılmasını istiyoruz. Kaldırılmadığı sürece de demokratik tepkimizin artarak devam edeceğinin bilinmesini istiyoruz. Bu konuyu sayın rektörümüz başta olmak üzere üniversite yönetiminin de gündemine alınmasını rica ediyoruz." diye belirtti.