k sıkıntılar günden güne derinleşirken, vatandaşların alım gücü de düşüyor. En temel gıdalara gelen zamlar, vatandaşların pazarlardan elleri boş dönmesine neden oluyor. Temel gıdaların başında gelen peynir fiyatları da Ekim ayından bu yana peş peşe zamlandı. Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD), Ekim ayında 1 litre çiğ sütün üretim maliyetini 13 lira 10 kuruş olarak açıkladı. Bu maliyete ortalama yüzde 20 kar eklendiğinde 1 litre çiğ sütün en az 15 lira 72 kuruşa satılması gerektiği belirtildi. Mezopotamya Ajans’ta yer alan habere göre Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Bağlar Peynir Pazarı esnafı da eskisi gibi satış yapamadıklarını belirterek, durumların giderek kötüleştiğine dikkat çekti.
‘Alım gücü düştü’
Yaklaşık 35 yıldır peynircilik yaptığını kaydeden İsmail Güneş, “Genelde doğal ürünler satıyoruz, köyden gelen ürünlerdir. Diğer tür ürünlerde geliyor ama genelde organik ürün satmaya çalışıyoruz. 5 yıl önce insanlara hem iyi ürün satıyorduk hem de daha iyi hizmet veriyorduk. Şu anda hem pahalı satıyoruz hem de kalite de düşmüş. Öyle bir şey olmuş ki insanlar kaliteli ürün de alamıyor. Organik ürünlerin kilosu 250 lira, insanlar da daha ucuzunu istiyor. Köylü de bunun için yağını düşürüyor ve kalite düşüyor. Köylüler de ekonomik sıkıntı çekiyor, hayvanlarına yem alamıyorlar. Köylüler sıkıntı çektiği için bize de yansıyor. Ürünler çok pahalı ve en büyük sorunumuz pahalılıktır. Peynirin kilosunu 180 liradan alıyoruz, 200 liraya satıyoruz. 20 lira bir kar oranımız var. Eskisi gibi ürün satışı yok” diye konuştu. Geçen yıl günlük 200 kilogram peynir sattıklarını da sözlerine ekleyen Güneş, bu yıl ise günlük 50 kilogram satabildiklerini belirterek, ekledi: “Ay sonunda kar yok, ayı kurtarma çabasındayız. Düzelmesi yönetenlerin sorunlarıdır. Çaresine de onlar bakmalı” dedi.
‘Borca çalışıyoruz’
Aile olarak 1988’den beri peynir işini yaptıklarını ifade eden Emre Çelik, “Peynirlerimiz kendi üretimimizdir. Ben de 2017’den beri bu işle uğraşmaktayım. Kendi işimiz ama eskisi gibi tadı yok. Diyarbakır’da çalışanların aldığı belli bir yevmiye var. O yüzden insanlar aldığı parayla gelip 200 liraya peynir aldığında gözüne geliyor. Baktığımız zaman millette alım gücü yok. Maaşlara baktığımız zaman emekli 7 bin 500 lira alıyor. Diyarbakır’da ev kirası 8 bin lira. Bu insanlar ne yiyip ne içecek? Asgari ücretlinin üç çocuğu okula gitse her birine 20 lira verse zaten 600 lira oraya gidecek. Orta sınıf da azalmaya başladı. Zengin kısmı da gelip Bağlar Peynir Pazar’ında alışveriş yapmıyor. Biz burada orta kesime hitap ettiğimiz için mağdur oluyoruz” diye belirtti. Yüzde 25 olan karlarının yüzde 3’e düştüğünü anlatan Çelik, şunları söyledi: “Ay sonuna baktığımız zaman kendi sigortamızı zor yatırıyoruz. Mesela burada büyük dolaplar çalışıyor ama bize hiçbir elektrik indirimi uygulanmıyor. Dükkan başı 5 bin lira elektrik faturası veriyoruz. Elektrik, sigorta, yeme içme 20 bin lira. Günde en az 750 kazanmalıyız ki evimizi geçindirelim. Ama sonuç ortada, kredi kartlarına borçlanıyoruz. Borca çalışıyoruz, açıkları kapatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Herkes geminin battığının farkında’
Gelir-giderlerin eşit şekilde dağıtılmasını isteyen Çelik, “Sadece vergilere zam yaparak, ülkenin düzeleceğini düşünmüyorum. Bir bataklığın içerisindeyiz. Git gide batıyoruz, nefesimiz kesiliyor. Bundan kurtulmak için yapılacak şey belli, tek şart değişim. Köklü değişim de olabilir. Şu an ki Maliye Bakanı Kürt, geçmiş dönemde Türkiye ekonomisini düzgün yöneten bir bakandı ama bugün yönetimini yapamıyor. Çünkü o da geminin battığının farkında. Geminin batma sebebini de herkes biliyor” diye konuştu.
‘Uçuruma gidiyoruz’
Bir diğer esnaf Bahri Kurt, “Kendimi bildim bileli bu işi yapıyorum. 30-40 yıl oldu aynı işi yapıyorum. 3-4 yıl önce daha iyiydi, şimdi uçuruma doğru gidiyor” sözleriyle yaşanan krizi özetledi. Alım gücünün gittikçe düştüğünü dile getiren Kurt, “Her gün zam, bugün 200 ise yarın 210. Bu zamları kim uyguluyor bilmiyoruz, herkes kafasına göre zam uyguluyor. Borç üstüne borç yapıyoruz. İnsanlara peynirin kilosu 200 lira diyoruz, bakıp gidiyorlar. Onlar da haklı. Ellerinde yüz lira ile gelip ‘ne alabiliriz’ diye düşünüyorlar. 20 lira zeytin, 30 lira peynir alıyorlar, başlarını öne eğiyorlar. Siz niye başınızı öne eğiyorsunuz sizi bu hale getirenler utansın. Onlar utanmıyorsa siz niye utanacaksınız. Peynir ve zeytin de aynı olmuş, 2 kilo peynir 400 lira, bir kilo zeytin ise 160 lira falan. Nasıl alacaksın?” dedi.
‘Üretici iş bırakacak’
Pazar da denk geldiğimiz hayvancılık yapan Fuat Kızılboğa (71) ise, “Peynir satıyorum. Yemlere gelen zamlardan kaynaklı hayvancılık da kendini kurtarmıyor. Eskiden 20 liraya satıyorduk, kendimizi kurtarıyorduk. Şimdi 210 liraya satıyoruz ama kendini kurtarmıyor. Bizde bırakmayı düşünüyoruz. Milletin çoğu bu pahalılık yüzünden işi bıraktı. Yem çok pahalı, bir torba yem yaklaşık 500 lira olmuş. Benim 15 ineğim var. Bakamıyoruz ve artık bırakacağız. Masrafını çıkarmıyor. 20 yıldır bu işi yapıyorum ama her sene daha da geriye gidiyor. Çiftçilik de hayvancılık ta bitti masrafını çıkarmıyor. Bu saatten sonra başka işlerle uğraşacağız. Geçimimiz olmuyor” dedi.