Diyarbakır’daki STK’ların yangına ilişkin raporu açıklandı! Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun 20 Haziran’da meydana gelen 15 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangına ilişkin hazırladığı rapor açıkladı.
20 Haziran gecesi Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Köksalan mahallesinde çıkıp, rüzgarın etkisiyle Mardin’in Mazıdağı ilçesi kırsal mahallerine sıçrayan ve 15 kişinin yaşamını yitirdiği, 73 kişinin yaralandığı yangına ilişkin inceleme ve soruşturmalar sürüyor.
Diyarbakır’da faaliyet yürüten 116 sivil toplum kuruluşunun yer aldığı Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun yangına ilişkin hazırladığı tamamlandı. Aralarında mühendis, doktor, avukat ve çok sayıda kişinin yer aldığı incelemelerin ardından platformun raporunu Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda açıklandı.
Toplantında ilk sözü alan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan ön raporda, yangının elektrikten kaynaklandığı bilgisinin yer aldığını belirterek, “Sigorta üzerine iletken tellerin sarılmış olduğu, söz konusu iletken tellerin yangına sebep verdiği” bilgisinin savcılık raporunda olduğunu ifade etti.
“Yetkili kurum hakkında neden soruşturma yürütülmüyor?” diye sorduklarını dile getiren Eren, savcılık makamının bu raporu eksik bulduğunu ve eksik yönlerin olduğunu ifade ederek, yeni rapor talebinde bulunduğunu aktardığını söyledi. Eren, “Teknik mesele olduğundan geniş rapor bekleniyor.
Devletin pozitif yükümlülükleri var. Gerek önlem ve tedbirler gerek müdahale konusunda etkin bir soruşturma yürütülerek faillerin ortaya çıkarılmasıdır. Neticede 15 insan ölmüş onlarca insanımız yaralanmıştır. Söz konusu kamu tarafından hizmetleri yerine getirirken eksik denetimlerden bu hususların ortaya çıktığını biliyoruz” dedi.
‘Orta gelirim hatlarda ekili tarım alanlarında ağaç direkleri mevcudiyeti görüldü’
Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun yangına ilişkin hazırlanan raporu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Yıldız Ok tarafından okundu. Ok, yangının çıktığı yerin ekili alan olduğunu, iletim hatlarında birçok noktada eklerin ve liflenmelerin olduğu tespit edildiğini belirterek, “Direkteki orta gerilim sigortalarının yerinde olmadığı, bunun yerine iletkenlerle bypass edildiği ve bu bağlantıların gevşeklikten dolayı arka sebebiyet verebileceği tespiti yapılmıştır.
Birçok direkte kırık izolatörlerin olduğu bu durumun atlamalara sebebiyet verebileceği teknik açıdan bir veridir. Orta gelirim hatlarda ekili tarım alanlarında ağaç direkleri mevcudiyeti görüldü. Bu ağaç direklerin kullanılması uygun görülmemektedir. Hatların geçtiği güzergahlarda direklerin etrafında yangına karşı bir önlem alınmadığı gözlemlenmiştir.
Direk diplerinde süs betonu olmadığı, otların direk dibinde biçilmediği tespiti yapılmıştır. Orta gerilim hatlarının dibindeki ağaçların atlamaya sebebiyet verebileceği gözlemlenmiştir. İzolatörlerdeki gevşek ve sıkı bağların tekniğine uygun yapılmadığı gözlemlenmiştir.
Şebekelerin bakım onarımı yapılmadığı teknik işletme sorumluluğu hizmetlerden yararlanılmadığı gözlemlenmiştir. Parafudr olmayışı aşırı gerilimlerin oluşmasına dolayısıyla ark oluşumuna sebebiyet vermektedir. Hat başlarında hat sonlarında ve trafo girişlerinde mutlaka parafudr kullanılmalıdır” dedi.
“Yangınlar, insanların ve hayvanların yaşam hakkını tehdit eden ciddi olaylardır ve bu tür olayların önlenmesi için tüm tarafların sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir” diyen Ok, şunları söyledi:
“Bu rapor, yangının neden olduğu ihlalleri ve alınması gereken önlemleri vurgulayarak, insan ve hayvan haklarına saygılı bir yaklaşımla yangınlarla mücadele edilmesinin önemini ortaya koymaktadır. Yangından etkilenen bölgenin ivedilikle afet bölgesi ilan edilmesi. Yangınlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmek için acil durum planlarının güncellenmesi ve düzenli tatbikatlar yapılması gerekmektedir.
Havadan müdahale kapasitesinin artırılması önemlidir. Elektrik altyapısının düzenli bakımı ve güncellenmesi, yangın risklerini azaltmak için hayati önem taşımaktadır. Yangından etkilenen bölge halkına ekonomik destek sağlanmalı ve psikolojik yardım hizmetleri sunulmalıdır.
Çevre hakkı, temel haklar sisteminin bütünlüğü içinde değerlendirmelidir. Ulusal ve uluslararası çevre hukuku ve politikaları; çevrenin dünyanın her yerinde ve her koşulda korunması anlayışına dayanmalıdır. Yangından etkilenen ekosistemin yeniden yapılandırılması ve ağaçlandırma çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Hayvanların yangınlardan korunması için özel tedbirler alınmalı, yangın anında ve sonrasında hayvanların kurtarılması ve tedavi edilmesi için veteriner ekipleri hazır bulundurulmalıdır. Yaban hayatının korunması ve yangın sonrası ekosistemin yeniden dengelenmesi için projeler geliştirilmelidir.”