AMİDA HABER- (Anadolu Ajansı) - Kadınların doğada bulduğu taşlar, Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsünün "Yarı Değerli Taşlar Atölyesi"nde titiz bir çalışma ile tescilli geleneksel takılar hasır bilezik ve kişnişli kolye ile buluşturularak farklı tasarımlara dönüşüyor.
Atölyede görev alan kadınlar erkek personelin de desteğiyle arazide topladıkları yarı değerli taşları özenle işliyor.
Enstitü müdürü Ufuk Yakut: "Yeni ürünlerimizin patent çalışmalarına da başlıyoruz. Ortaya çıkan bu eserler enstitünün kendi mağazasında ve Türkiye genelindeki olgunlaşma enstitülerinin 'Bohça' mağazalarında satışa sunuluyor"
Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsüne önceki yıl İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali'nin girişimiyle kazandırılan "Yarı Değerli Taşlar Atölyesi"nde altın, gümüş ve bakırın yanı sıra doğada bulunan taşlar da değerlendiriliyor.
Üretimleriyle kentin ve bölgenin geleneksel el sanatlarını yaşatan kadın ustalar, mesailerinin bir bölümünde çizme ve yağmurluk giyinerek kar kış, yağmur çamur demeden doğada takıya dönüştürülecek taşların izini sürüyor.
Kadınlar, buldukları taşları atölyede özel işlemlerden geçirdikten sonra Türk Patent ve Marka Kurumunca tescillenen Diyarbakır hasır bileziği ve kişnişli kolye ile buluşturup farklı tasarımlarda aksesuarlar hazırlıyor.
Kadınlar enstitüde ustalık öğrenmekle kalmıyor aynı zamanda kendi işlerini kurarak, hayallerini de gerçekleştirmiş oluyor.
Enstitüde kuyumculuk teknolojisi öğretmeni Sevcan Aydoğan, bu taşlardan birinin "kalsedon taşı" olduğunu, topladıkları taşları atölyeye getirdiklerini ve burada takı ve aksesuarlara göre damla, oval gibi farklı şekillerde işleyip değerlendirdiklerini söyledi.
Tescilli Diyarbakır hasır bileziği ve kişnişli kolye tamamen el işçiliğiyle hazırlanıyor.