Diyarbakırlı İslami STK'lar Gazze için toplandı
Diclekent Bulvarı Kayapınar Belediyesi Evlendirme Dairesi önünde toplanan Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları'nın temsilcileri, düzenledikleri basın açıklamasında, mukaddes toprakları kan gölüne çeviren İsrail'e karşı Gazze'nin yanında olduklarını göstermek için toplandı.
Gazze'de yaşanan katliamların tüm algıları, mevcut kavramları ve uluslararası yapıların işlevsizliğini gün yüzüne çıkardığı ifade edilen basın açıklamasında, Aksa Tufanı'nın işgal rejiminin "yenilmez" denilen çapulcu ordusunu ve istihbaratını yerle bir ettiğine vurgu yapıldı.
Basın açıklamasını Diyarbakır İslami STK'lar adına Diyarbakır İHH Yetim Birimi Başkanı Recep Doğru okudu.
İzzet ve şerefiyle direnerek topraklarını terk etmeyen, uğruna binlerce kadın, erkek ve çocuğunu şehit veren Filistinli kardeşlerine selam göndererek konuşmasına başlayan Doğru, 225 günü aşkın bir süredir Gazze'de ve Filistin topraklarında devam eden katliam ve soykırıma alışmamak, gündemde tutmak ve direnişe destek amacıyla toplandıklarını ifade etti.
"Gazze'deki katliama karşı kardeşlerimizin yanındayız"
Doğru, "O mukaddes toprakları kan gölüne çeviren katil siyonist çete, bu süre zarfında izzetli Gazze halkını dize getirememiş, çocuk, kadın ve sivil katliamı dışında onurlu direniş erlerine en ufak bir zarar bile verememiştir. Dünyanın gözleri önünde işgal çetesi, ABD'nin de desteğiyle insanlık adına ne varsa yakıp, yıkıp, tahrip ediyor. Buna karşı ise Gazze halkı dünyanın şerefini kurtarmak için varoluş mücadelesi veriyor. Bizler de bu direnişe destek vermek için 225 günü aşkın bir süredir meydanlardayız. Kardeşlerimizin yalnız olmadığını dualarımızla, sloganlarımızla, açıklamalarımızla ve infaklarımızla bütün dünyaya ilan ediyoruz." dedi.
"Gazze'deki direniş imanın ne büyük bir güç olduğunu bizlere göstermiştir"
Gazze'deki soykırımın tüm algıları, mevcut kavramları alt üst ettiğini belirten Doğru, bu savaşın aynı zamanda uluslararası yapıların işlevsizliğini de gün yüzüne çıkardığının altını çizdi.
İşgalci siyonist vahşiler ve onun işbirlikçileri karşısında Gazze'nin her yerinde müthiş bir şekilde direnen mücahitlerin tüm imkânsızlara ve yalnızlığa rağmen tarih yazmaya devam ettiğine vurgu yapan Doğru, "Onlar mücadeleleri ve ödedikleri bedeller ile örnek bir duruş sergilemeye devam ediyorlar. Gazze'de katliam var ama aynı zamanda izzetli bir direniş var. Umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Aksa Tufanı, israilin yenilmez ordusu ve istihbaratını yerle bir etti. Dünyanın bütün güçleri bir araya geldi ama bir avuç imanlı Kassam Tugaylarını yıkamadı. Gazze'deki direniş imanın ne büyük bir güç olduğunu bizlere göstermiştir. Batının bizlere sunduğu modern köleliğin karşısında sadece Allah'a kul olmanın ne büyük bir şeref olduğunu Gazze'deki direniş bizlere göstermiştir." dedi.
"İşgal rejiminin, Aksa Tufanı ile bir asırdır oluşturduğu yenilmezlik balonu da sönmüştür"
Açıklamasında Doğru, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazze'deki kanlı savaşın 225'inci günü geride bırakıldığı sırada, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra insanlık için en büyük trajedilerden biri olarak adlandırılan bir başka gününde de bombardımanlarda siviller hayatlarını kaybetmeye devam etti. Şu ana kadar 35 binin üzerinde şehit ve 80 bin yaralı ile 10 bin kayıp verildi ve bunların yüzde 70'i savunmasız kadınlar ve çocuklardan oluşuyor.
Gazze'deki çatışmada, kuzeyde Cibaliye Kampı'nda ve güneyde Refah şehrinde çatışmalar yoğunlaşmış durumda. Filistinli savaşçılar, işgalcileri ciddi kayıplarla karşı karşıya bırakmak için büyük bir direniş gösteriyorlar. Buna karşılık bu direnişin yankıları israilde de etki yaratmış durumda. Direnişe karşı aciz kalan siyonist rejim, kayıplarına aldırmadan, hezimete doymadan sivilleri öldürmeye devam ediyor.
Diğer taraftan, dünya genelindeki uyarılara rağmen, işgalci siyonist ordusu, Refah şehrindeki kara saldırısını genişletmek için hazırlık yaptığını açıkladı. Katil israil, bu katliamlara rağmen hiçbir amacına ulaşamamıştır. İddia ettikleri gibi ne HAMAS'ı ortadan kaldırmış ne de Gazze halkını o topraklardan çıkarabilmiş ne de esirleri kurtarabilmiştir. Aksine Aksa Tufanı ile bir asırdır oluşturduğu yenilmezlik balonu da sönmüştür."
"Dün olduğu gibi bugün de yarın da zulmedenler zelil olacak"
İnsanlık tarihi boyunca zulümle varlığını sürdüren hiçbir yapının devam etmediğine işaret edilen açıklamada, "İnsanlık tarihi boyunca zalimler zillet ile, mazlum ve mustazaflar ise izzet ile anılmıştır. İnsanlık tarihi boyunca zulüm ile abad olan tek bir kişi ve tek bir yapı olmamıştır. Bizler biliyoruz ki bu, Rabbimizin bir sünnetidir ve asla değişmeyecektir. Ve inanıyoruz ki, dün olduğu gibi bugün de yarın da zulmedenler zelil olacak, mazlum ve mustazaflar yeryüzünün varisleri olacaktır. Bu zulme artık yürek dayanmıyor, elden bir şey gelememenin verdiği ızdırap artık dayanılmaz düzeylere ulaştı. Mümin yürekler kardeşlerine destek için neler yapabileceğinin ateşiyle yanmakta. Bunun son şahidi Selahattin'in torunu Urfalı Hocamız Hasan Saklanan kardeşimiz oldu. Her şeyden vazgeçmenin ne demek olduğunu tüm dünyaya gösteren yiğit kardeşimizin şehadet eylemini tebrik ediyor, ona ve tüm Gazze şehitlerine Allahtan rahmet diliyoruz. Şehadetin kabul olsun ey şehit." ifadelerine yer verildi.
"İktidarın, Gazze için hızlıca eyleme geçmesi gerektiğini buradan ifade ediyoruz"
Herkesin yaptığının ve yapması gerekirken yapmadıklarının hesabının sorulacağı dehşetli kıyamet gününde yüzü kara olanlardan olmamak, Gazze'de suçsuz yere öldürülen çocukların ahını almamak için mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Doğru, "Aksi takdirde yarın huzuru mahşerde bunların hesabını vermek kolay olmayacaktır. İktidarın HAMAS'ı sahiplendiğini ifade eden söylemlerinin pratik karşılıklarının olması gerektiğini düşünüyor ve iktidarın Gazze için hızlıca eyleme geçmesi konusunda Müslüman camialar ve sivil inisiyatiflerce baskılanması gerektiğini burada ifade ediyoruz. Rabbimize yine hamd olsun ki artık üstü örtülemeyen bu zulümlere zalimlere destek veren topraklardan itiraz sesleri yükselmeye başladı. Başta ABD'nin saygın olarak kabul edilen birçok üniversitesinde protesto gösterileri, kesintisiz oturma eylemleri ve direniş gösterileri her geçen gün artarak çoğalmakta. Diyarbakır başta olmak üzere ülkemizin birçok üniversitesinden de bu gösterilere destek eylemleri düzenlenmesi, ikiyüzlü batıyı tedirgin etmeye başladı çok şükür. Tüm direniş merkezlerini buradan, Diyarbakır'dan tekrardan selamlıyoruz." dedi.
"Aksa Tufanı, İslam coğrafyasının özgürlük hikayesidir"
Basın açıklamasını okumaya devam eden Doğru, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aksa Tufanıyla kendine gelmeye başlayan ümmeti Allah'ın izniyle artık engelleyemeyeceksiniz. Kıvılcım alev aldı, bu ateş sizleri de yok edecek, bundan hiç şüpheniz olmasın. Daha önce de katil siyonist çeteyle her türlü ilişkinin kesilmesi gerektiğini birçok eylemimizde dile getirmiştik. Hükümetin geç kalmış olmasına rağmen katillerle ticari ilişkilerini sonlandırmasından büyük memnuniyet duyduğumuzu tekrardan hatırlatmak istiyoruz. Fakat bu doğru adımların artarak devam etmesini de bekliyoruz. Bir sonraki aşaması olarak toraklarımızda NATO bahanesiyle katil rejim dahil Batıya hizmet ettiğinden hiç şüphe etmediğimiz İncirlik ve Kürecik üslerinin de bir an önce kapatılmasını bekliyoruz. Kendini İslam'a ve Mescid-i Aksa'ya adamış, Gazze halkına buradan selamlarımızı iletiyoruz. Sizin izzetli duruşunuz tüm dünyayı hayran bırakıyor. Zalim siyonistler yaptıklarının hesabını verecek ve cehenneme sürülecek. Sizler ise bu ödediğiniz bedel karşısında cennetin en güzel makamlarında ağırlanacaksınız inşallah.
Buradan tekrar yüksek sesle ifade ediyoruz ki Mescid-i Aksa, Gazze ve tüm Filistin özgür oluncaya kadar mücadelemizi tüm gücümüzle sürdürmeye devam edeceğiz. Aksa Tufanı, İslam coğrafyasının özgürlük hikayesidir. Bu hikâyenin bütün kahramanlarını buradan bir kez daha selamlıyoruz.
Son olarak katil sürüsüne desteğini sürdüren emperyalist güruha sesleniyoruz;
Ey sözde özgür ve insan hakları savunucusu Batı, maskeniz kaçıncı kere düştü!
Ey sözde özgürlük şövalyeleri, artık siyonizmin işbirlikçileri olduğunuza dair kundaktaki bebekler bile makaleler yazar!
Ey zalim ve müstekbirler, bombalarınızın altında can veren her bir bebeğin, her bir kadının kanlarında boğulacaksınız! Çünkü sizler, Rabbimizin arzında ancak mühlet verilenlersiniz. Mühletiniz ise, Aksa Tufanı ile nihayete ermiştir Allah'ın izniyle. O mukaddes topraklar yarın, tıpkı dün bizim olduğu gibi, yine bizimdir. Gazze'nin, Doğu Türkistan'ın, Suriye'nin direnen özgür halklarınındır!"
Basın açıklaması atılan sloganlar ile nihayete erdi.