Berivan Kılıç/Hamza Özçelik
Diyarbakır Yazarlar ve Şairler Derneği’nin (DİYŞAD) Yönetim Kurulu Başkanı İhsan İpek ve DİYŞAD genel sekreteri Mehmet Tanrıkulu, Özgür WEB TV ekranlarında yayınlanan Açık Kapı programının konuğu oldular. Derneğin yapım aşamasıyla ilgili birçok konuda bilgi verdiler. Projelerini anlatan İpek, “Diyarbakır’daki değerleri biraz daha göz önüne çıkarmak ve topluma tanıtmak, Diyarbakır’daki topluma tanıtmakla yetinmemek ve Türkiye’nin 81 iline artı yurt dışına tanıtmak amacıyla kültür, sanat ve edebiyata yönelik yazılar barındırıyoruz dergide” dedi. Hevsel dergisiyle ilgili bilgi veren Tanrıkulu ise “Diyarbakır halkının kültür, sanat ve edebiyata müthiş derecede susamış bir durumda olduğunu gördük. Bunun sonucunda öyle bir dergi kuralım dedik, sonuç olarak çalışmalarımızı Hevsel Dergisi adı altında topladık. Çok şükür bugüne kadar geldik. Geçmişi geleceğe yansıtma babında bu tarihi misyonumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
Gerek DİYŞAD gerekse Hevsel Dergisinin çıkış noktası ne oldu?
İhsan İpek: Mesleki alanda inşaat sektöründeyim. İnşaattan arta kalan zamanı nasıl değerlendirebilirim, nasıl doldurabilirim arayışı vardı bende. Böyle bir arayış içindeyken şair ve yazar arkadaşlarla tanıştık. Arkadaşlarımızla Bir araya geldikten sonra Diyarbakır’da kültür sanat edebiyatına yönelik bir derneğin olmadığını fark ettik. Gerek salon tahsisi gerekse organizasyon esnasında karşılaştığımız sıkıntılar nedeniyle bir derneğe ihtiyacımızın olduğunu fark ettik. Her görüşten, inançtan ve her yaş grubundan edebiyatseverlere açık olan DİYŞAD derneğini oluşturduk. O günden beri derneğimiz faaliyette.
Hevsel ve DİYŞAD kuruluşları ne zaman?
Mehmet Tanrıkulu: Özellikle salon tahsisinde yaşadığımız sıkıntılar bizi dernekçiliğe itti. Döner sermaye işletmeciliği ile işletmeciliğini kurduğumuz derneğin kültür bakanlığının da ilgisini çekmesi üzerine, yaptığımız etkinlikleri daha çok bir dernek bünyesinde toplamaya karar verdik. Dernek ile ilgili bakanlığa yazdığımız bir dilekçe dikkate alındı ve o dilekçe daha sonra İl Kültür Müdürlüğünde yazarlarımızı bir araya getirildi. Böylece elimizi daha da güçlendireceğimizi düşündük. DİYŞAD Derneği tam anlamıyla 15 Ekim 2014 yılında kuruldu. DİYŞAD’ın hikayesi 21 ağustos 2013’te başladı, yine 21 Aralık 2013’te İl halk kütüphanesinde düzenlediğimiz Şair Hüseyin acar söyleşi ve imza günü etkinliği DİYŞAD aracılığıyla 21 Aralık 2013’te düzenlendi. Derneğimiz kurulmadan önce beşe yakın etkinliğimiz oldu ve bu etkinliklerimiz dikkat çekmişti, genellikle çevre illerden davetler alıyorduk bunlardan biri Batman Üniversitesi burada DİYŞAD adı altında iki program düzenledik. Hevsel Dergisi’nin hikayesi biraz daha farklı Diyarbakır Sümerparkta bir kitap fuarı düzenlenecekti, bizlerde birkaç arkdaşımızla beraber Hevsel Dergisi adına bir sayı bile olsa matbu yayınlasak nasıl olur diye düşündük. Bunun üzerine dijital mecra bünyesinde oluşturduğumuz Hevsel Dergisini standa koymaya karar verdik. İşletmeci bazı arkadaşlarımız sağ olsunlar bize bu konuda sponsor desteğinde bulundu. Hevsel Dergisi’ne sponsor olmak sadece maddi anlamda değil aynı zamanda şehrin kültür ve edebiyatına katkı sağlamak vardı.
Sayın Tanrıkulu Hevsel Dergisini ne olarak görüyorsunuz?
Mehmet Tanrıkulu: Hesvel Dergisi hikayesinin 1903 Amidi sevda ile başladığını düşünüyorum Amidi Sevda Ali Emiri efendinin Diyarbakır’da matbu şeklinde yayınladığı kültür, sanat, edebiyat hatta tarih ve biyografinin işlendiği çok önemli bir dergidir. Osmanlı döneminde de ışık tutmuş edebiyata çok büyük katkı sağlamıştır.1800’lü yılların sonunda baktığımız kadarıyla Diyarbakır salhanelerinde 800’ün üzerinde şair, yazar ve düşünür Diyarbakır’da not edilmiş. Bu kadar şair, yazar, düşünür ve filozofun bulunduğu bir kentte, gözümüzü kulağımızı tür şeylere kapatmamız mümkün değil. Genel kurul başkanımız İhsan İpek sağ olsun 2013 yılında teknoloji çağıyla bir internet sayfası açması üzerine dergimizde bir filizlenme oluştu. Diyarbakır halkının kültür, sanat ve edebiyata müthiş derecede susamış bir durumda olduğunu gördük. Bunun sonucunda öyle bir dergi kuralım dedik, sonuç olarak çalışmalarımızı hevsel dergisi adı altında topladık. Çok şükür bugüne kadar geldik. Geçmişi geleceğe yansıtma babında bu tarihi misyonumuza devam edeceğiz.
İhsan İpek: Geçen yıl keçi burcunda düzenlenen cumhuriyet dönemi öncesi ve cumhuriyet dönemi sonrası, Osmanlıdan bu yana ilk sayısı yayınlanmış dergilerin bellek mottosuyla sergisi yapıldı. Uzanabildiğimiz ilk sayı dergilerinden Amidi sevda oldu en son yayınlanmış dergi ise Hevsel Dergisi oldu.
DİYŞAD ve Hevsel ne tür projeler düzenliyor?
Geçmiş yıllarda yaşadığımız sıkıntılar vardı herkes her etkinliğe gelemiyordu veya bazı etkinlikler olduğunda yerelde aktiviteler bulamazdık. 2012 yıllarında Diyarbakır’da Amed kültür sanat festivali yapıldı. Türkiye’nin birçok yerinden ve yurt dışından aktivist, şair getirildi, ama Diyarbakırlı bir sanatçı yoktu aralarında. Yerel değerleri görmemezlikten gelmek acı verici bir durum. Şöyle bir söz var avludaki ot ev sahibine acı verir. Biz DİYŞAD olarak bu algıyı kırmak istedik. Avlumuzdaki otun tatlılığını keşfetmek istedik. Ünlü olmuş şair ve yazarları, Diyarbakır’daki değerleri biraz daha göz önüne çıkarmak ve topluma tanıtmak, Diyarbakır’daki topluma tanıtmakla yetinmemek ve Türkiye’nin 81 iline artı yurt dışına tanıtmak amacıyla kültür, sanat ve edebiyata yönelik yazılar barındırıyoruz dergide.
Yaşayan yazar ve şairlerin tanıtımını mı yapıyorsunuz yoksa geçmişte yaşanmış bilinmeyen değerleri mi gün yüzüne çıkarıyorsunuz ?
İhsan İpek: Sırtımızı geçmişteki değerlere yaslayarak yaşayan değerlerimizi öne çıkarmayı hedefliyoruz. Ne geçmişte değerlerimizi unutup vefasızlık edeceğiz nede yaşayan değerlerimizi görmemezlikten geleceğiz. Geçmişteki sermayeden payımızı alarak geleceğe birikim yapmaya sevdalıyız. Hevsel Dergisinin 10. Sayısı depremden dolayı beklemeye alındı. Şuanda bu sayının hazırlıklarını yapıyoruz. 10 farklı sayıyı bir arada tutmak belki zor olacak ama bu kadar da bilgi birikimi içeren bir yayının göz ardı edilmemesi gerekir. Geleceğe kaynak olması gerektiği düşüncesiyle 10. Sayı itibari ile dergimizi sığarsa tek cilt sığmazsa iki cilt halinde yayınlama projemiz var. Dergimiz Eğitim kültür ve sanat dergisidir. DİYŞAD derneği adı altında çıkan Hevsel Dergisinin yaptığı faaliyetlerin yüzde 70’lik kısmı Diyarbakır konulu, kalan yüzde 30’luk kısım ise bu derneğin evrensel edebiyat için kullanılıyor.
Mehmet Tanrıkulu: İnsanlığa faydası olan her temayı işlemeye çalışıyoruz. Gerektiğinde çok değerli akademisyen hocalarımızın desteği ile çok güzel yazılar çıkıyor. Tarihten aldığımız değerlerle geleceğe nasıl ışık tutabiliriz. Kültüre, sanata, edebiyata şiire vs. hatta sağlık konularını bile hevsel dergisinde işliyoruz. 90’lı yıllarda dergicilik çok daha yaygındı. O dönemde eve bir dergi alındığında gerçekten de o aile bireylerinin tüm ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. Bizim de hevsel dergisi maddi manevi ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz.
DİYŞAD olarak sizin yol haritanız nedir?
Veysi İpek: Eli kalem tutan, dili şiirle yorumlanan ve bende gönlümü doyurmak istiyorum diyen her insan ulaşmak istediğimiz hedefler arasında. İşçisinden, tutun akademisyenine kadar herkesin burada olmasını isterim. İnsan ancak sanatla illegal işlerden uzaklaşabilir. Oluşturduğumuz platform ve yaptığımız faaliyetlerle, bünyemize katılan birçok gencin edebiyatla kendi yaşantısını şekillendirdiğine şahit olduk. Edebiyatla hayatını dizayn edenlerden biri de benim, bundan da mutluluk duyuyorum. Burada varım demek için daha çok okumak gerekiyor. Bende yazıyorum diyemeyen, yazdıklarını saklayan kadınlar gördük bu toplumda. Şuanda DİYŞAD’ da görüyoruz ki çoğu yazarımız kadın. Derneğin sadece kültür sanat ve edebiyat dergisi değil, sosyoloji derneği olduğunu da fark ettik. Bu bize çok şey kattı. Zaten bizlerde sıradan faaliyetler yapmıyoruz. Şiir dinletileri ve mahalli müzik konserleri icra ediyoruz. Devamında kitap fuarlarına katılıyoruz, eğitim panelleri yapıyoruz, daha sonra müzik konulu seminerler düzenliyoruz yani birçok alanda faaliyet gösteriyoruz. Genelde halka açık ve ücretsiz programlar icra ediyoruz. Bu faaliyetlerin bir gideri var tabi ki bunu nasıl yapıyorsunuz diye soracak olursanız tamamıyla aidat sistemiyle çalışıyoruz. Bu şekilde giderlerimizi karşılıyoruz ve her bir yöneticimiz cüzi miktarda bir aidat birikimi yapması sonucu programlarımızı gerçekleştiriyoruz. Depreme kadar derneğimizin olduğu yerle ilgili bir sıkıntımız yoktu, yani küçükte olsa bir derneğimiz vardı bütün organizasyonlarımızı burada yapıyorduk. Programlarımızı burada düzenliyorduk. Derneğimiz depremin yıktığı yerler arasındaydı ve maalesef dernek yerimizde yıkıldı ve biz ondan sonra bir yer arayışına girdik. Şuanda içinde bulunduğumuz mekan olan Şuara Kültür Kafe’de yeni bir dernek açmaya karar verdik. Burası bir kafeden ziyade kültür sanat merkezi olmaya aday.