AMİDA HABER - Mardin'den Diyarbakır'ın Çermik ilçesine aileleriyle gelen ve "torakçı" olarak adlandırılan işçiler meşe ağaçlarını kavurucu yaz sıcağında, ateşin yanında mangal kömürü üretiyor.
Orman İşletme Müdürlüğünce belirlenen bölgelerde kurdukları çadırlarda yaşamlarını sürdüren işçiler, Orman İşletme Müdürlüğünün orman sahalarında yürüttüğü "gençleştirme çalışmaları" kapsamında kesime ayrılan meşe ağaçlarından piramit şeklinde büyük ocaklar kuruyor.
Toprakla kaplanan ve yaklaşık 15 gün yavaş yavaş yanan ocakların başında 24 saat esasına göre mesai yapılıyor.
Duman ve isin altında saatlerce çalışıyorlar
Meşe ağaçlarını mangal kömürüne dönüştüren ve "torakçı" olarak adlandırılan işçilerin mesaisi 40 dereceyi aşan kavurucu sıcaklarda zor şartlarda devam ediyor.
Duman ve isin arasında saatlerce çalışan işçilerin yüzleri ve bedenleri kömür karasıyla kaplanıyor.
İlkbaharda meşe ağaçlarını keserek zorlu mesailerine başlayan işçiler, ağaçları istifledikten sonra üzerini saman ve toprakla kapattıkları odunların "ocak" adını verdikleri piramit şeklini aldığı ocaklarda mangal kömürü üretiyorlar.
‘Diyarbakır’ın sıcağını ikiye katlıyor’
Ocakları yakma döneminin temmuz ve ağustos aylarına denk geldiğini belirten işçiler, Diyarbakır'ın sıcaklığı ve ateşin ısısıyla birlikte sıcaklığın ikiye katlandığını ifade ediyor.
Mesai saatlerinin olmadığını, ateşin kontrolünü sağlamak için sürekli nöbette olduklarını belirten işçiler, kömür üretiminin çok zahmetli bir iş olduğunu, ekmek mücadelesinin sonbahar mevsimine kadar sürdüğünü belirtti.
İşçilerden Emrullah Topaloğlu sabaha kadar nöbet tuttuklarını anlatarak, "Erken kalkıyoruz ve akşama kadar çalışıyoruz. Yemek yerken bile mecburen ocaklara bakıyoruz." dedi.
'Günde 20-30 litre su içiyoruz'
İşçilerden Sadık Delek de 30 yıldır torakçılık yaptığını bu nedenle sürekli evinden uzakta gurbette yaşadığını belirterek şunları söyledi:
"Temmuzun ortasında 45 derece sıcaklığın yanında 45 derece de ocağın sıcaklığı var. 90 derece sıcağın içerisinde çalışıyoruz. Günde 20-30 litre su içiyoruz, içmesek dayanamayız. Ekmek parası, artık alıştık bu işe. Sıcaklardan şikayet edenler gelip bizi görsünler."