"Gazze Müslüman gibi görünenleri net bir şekilde afişe etmiştir"
7 Ekim'den bu yana yaptığı Aksa Tufanına destek gösterileriyle meydanları boş bırakmayan Peygamber Sevdalıları Vakfı, her hafta olduğu gibi bugünde Diyarbakır meydanlarındaydı.
Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü Kavşağında düzenlenen Aksa Tufanına destek açıklaması etkinliğinde konuşma yapan Dr. Sertaç Tekdal, 9 aydır devam eden mücadeleye ve bu mücadele sessizliğini koruyan ümmetin durumuna değindi.
Bu akşam idrak edilecek Hicri Yılbaşı'nın Gazze için yeni zaferlerin doğumuna vesile olmasını temenni ederek konuşmasına başlayan Tekdal, "Medinelerin inşa edilebilmesi için ilk adımdır hicret. Hicretler olmadan, bedeller ödenmeden, fedakarlıklar yaşanmadan Medineler inşa edilemiyor ve Gazze hicretin en büyüğünü yaşıyor, bedellerin en yücesini ödüyor, fedakarlıkların zirvesini yerine getiriyor. Her hicret, beraberinde ve akabinde Medineler barındırıyor. Söylenilenin aksine inşallah diyoruz ki Gazze çağın Kerbelasını değil, çağın Medine'si olacaktır. Zira Gazze imanın, teslimiyetin, insanlığın, erdem ve faziletin timsali olarak İslam medeniyetini yüceltiyor ve batının çirkin yüzünü de ortaya koyup sözde uygarlık ve medeniyetlerinin çöküşünü bize gösteriyor." dedi.
"GAZZE, RESUL'ÜN MEDİNE'Sİ GİBİ HEP AYAKTA DİMDİK OLACAK VE MÜCADELESİNİ VERMEYE DEVAM EDECEK"
Nice sıkıntı ve kuşatmışlarla boğuşan Gazze'nin on yıllardır asla direniş ve özgürlüğünden taviz vermediğini hatırlatan Tekdal, "Gazze, mücadelesiyle verdiği direnişle aynen Allah'ın Resulü'nün Medine'si gibi yok edilmek istendi ve isteniliyor ama Allah'ın izniyle Gazze Resul'ün Medine'si gibi hep ayakta dimdik olacak ve mücadelesini vermeye devam edecektir. Gazze verdiği mücadele ve Aksa Tufanı'yla Bedir zaferinin bir benzeridir. Ancak Bedrin zaferini yaşayan Aksa Tufanı, sonrasındaki Uhud ve Hendek savaşında yaşanan durumları yaşasa da yine de Gazze teslimiyeti göstermiyor, direnişini sürdürüyor ve inşallah direnişinin devamında var olmaya devam edecektir." ifadelerini kullandı.
Tekdal, "Aliya İzzetbegoviç'in ifadesiyle ölüme hazır olanlar ölüme hazır olmayanlara galip gelirler. Onlar zafere ulaşacak ve kazanacaklar ama burada izzetten bize düşen pay nedir? Tebük savaşında 'bu sıcakta sefer çıkmayın' diyenler olduğu gibi bugün İslam ümmetinin gözleri önünde Gazze'de yaşanan katliamda maalesef ümmet içerisinde kendi rahat, zevk ve konforlarını bozamayanlar, burger kinglerde tavuktan Mc Donald'slarda köfte-peynirlerden, starbuckslarda kahvelerinden vazgeçemeyenler şunu unutmasınlar ki yarın çocuklarına verecek cevapları olmayacaktır. Allah katında bunun bedeli ve vebali kesinlikle ağır olacaktır." şeklinde konuştu.
"MÜSLÜMANI MÜSLÜMANA KIRDIRMA PLANLARI DEVREYE KONULUYOR. TÜRKİYE DE BU TUZAĞIN İÇİNE ÇEKİLMEK İSTENİYOR"
Düzenlenen basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Süleyman Börü okudu.
Okuduğu ayeti kerimenin ardından konuşmasına Filistin, Yemen ve direnişi destekleyenleri selamlama ile başlayan Börü, siyonist işgal rejimi ve arkasındaki İslam düşmanı konsorsiyumun 7 Ekim 2023'ten itibaren soykırıma dönüştürdüğü saldırıların bir an bile durmadığını ifade ederek "Filistin'de her gün kardeşlerimiz; kadın, çocuk, yaşlı ve genç ayrımı yapılmadan yanarak, parçalanarak ve enkaz altında kalarak şehit oluyor. Çocuklar, annelerinin çaresiz bakışları arasında açlıktan ölüyor. İşgal zindanlarında kardeşlerimiz ağır işkencelerle şehadete ulaşıyor." ifadelerini kullandı.
Filistin topraklarındaki işgalin her geçen gün arttığını sözlerine ekleyen Börü, "Arz-ı mevud hayalleri kuran siyonist rejimin, Lübnan'a yönelik işgal hazırlıkları ise devam ediyor. ABD öncülüğündeki Haçlı/Evanjelik şer cephesinin, Türkiye ve Lübnan'a komşu Suriye'deki Müslümanı Müslümana kırdırma planları bir bir devreye konuluyor. Türkiye de bu tuzağın içine çekilmek isteniyor." dedi.
"FECR KUVVETLERİNİN DE HİZBULLAH İLE BİRLİKTE SİYONİST REJİMİ VURMASINI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ"
siyonist rejimin Filistin topraklarında yenilgiye uğratılmadığı takdirde işgal hareketlerinin yayılacağı ve bu işgalin bereketli hilal bölgeleri ile de sınırlı kalmayacağının altını çizen Börü, şu ifadelere yer verdi:
"HAMAS ve diğer direniş gurupları başta olmak üzere Siyonist rejim ve ABD öncülüğündeki koalisyonla fiili savaşta olan Filistin dışındaki direniş hareketleri de siyasi, ekonomik ve askeri olarak desteklenmelidir. Filistin'deki mazlum kardeşlerimize yardım için işgal rejimine savaş açan Lübnan Hizbullah Hareketi ve Yemen Ensarullah Hareketi, siyonistlerle savaşlarında yalnız bırakılmamalıdır. Mezhepçiliği körükleyerek Müslümanları zayıf duruma düşürmek isteyen fitne odaklarına da asla prim verilmemelidir."
Börü, "Şehit Salih Aruri'nin alt yapısını oluşturduğu ve Lübnan Cemaati İslami lideri ile Hizbullah liderinin bir araya geldiği görüşmeleri önemsiyoruz ve destekliyoruz. Halen mavi hat üzerinde yoğunlaşan ve Lübnan için topyekûn bir savaşın habercisi olan çatışmalarda, Fecr Kuvvetlerinin de Hizbullah ile birlikte siyonist rejimi vurmasını sabırsızlıkla bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
"İslam ülkeleri liderlerini ve halklarını emperyalistlerin fitne ve kaos planlarına karşı uyanık olmaya çağırıyoruz" ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Börü, Türkiye ve Suriye'de ırkçılık üzerinden provoke edilen kalkışmalara karşı tüm Müslümanları, aklı selime ve sağduyuya davet etderek Müslümanın Müslümana kanının, malının ve namusunun haram olduğunu hatırlattı.
"GAZZE, İNSANLIK ERDEMİNİ VE ERDEMSİZLİĞİ BİRBİRİNDEN AYIRMIŞTIR"
siyonist emperyalistlerin tuzaklarına karşı yapılması gerekenleri sıralayan Börü, "İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve tarih boyunca tevhid mücadelesinin merkezi olan Kudüs davası etrafında birleşmektir. Yapılması gereken, sabrın, kararlılığın ve imanın şehri Gazze'deki on binlerce şehidin kutlu mirasına sahip çıkmaktır. Zira Balat-ı Şüheda'ya dönen Gazze, Ümmetin varoluşsal krizleri zemininde bir mihenk taşı gibi Müslümanların kalitesini ortaya koymuştur. Gazze, insanlık erdemini ve erdemsizliği birbirinden ayırmış; Müslümanları ve Müslüman gibi görünenleri de net bir şekilde afişe etmiştir." şeklinde konuştu.
Gazze'deki mücadelenin hak-batıl, iman-küfür, tevhit-şirk mücadelesi olduğunu kaydeden Börü, "Bu savaşta gri alan yoktur. Ak ve kara birbirinden net bir şekilde ayrılmıştır. Dolayısıyla bu savaş; tarafsız kalınacak, sesiz kalınacak, oturup seyredilecek bir savaş değildir. Bu savaş, siyasi konjonktüre kurban edilecek bir savaş hiç değildir. Bu savaş, ırksal ve mezhebi teamüllerin çıkmazlarından kurtulmayı, her Müslüman devlet, toplum, cemaat ve ferde mecbur kılmış, 'Toptan Allah'ın ipine sarılın!' emrini, kurtuluş reçetesi olarak önümüze koymuştur. Gazze'de 9 aydan bu yana zulüm ve katliamlar devam ederken mücadelenin sonunda Allah'ın izniyle direnenler ve direnişe destek verenler kazanacaktır." diye belirtti.