ve çevresinde binlerce öğrenci yetiştirmiş, hayatının tümünü Aziz İslam davasına adamış İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Mustafa Durgun, dün akşam tedavi gördüğü Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Rabbine kavuştu.
Vefatını duyan talebeleri ve Diyarbakırlılar sabahın erken saatlerinde Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesine akın etti.
Teşrik tekbirleri ve salavatlar eşliğinde hastane morgundan çıkarılan cenaze, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi yerleşkesinde bulunan Hazreti Hasan Hüseyin Camiine götürüldü. Burada halkalar kuran sevenleri Kur'an-ı Kerimleri alarak merhum hocalarının ruhuna hatimler okudu.
İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan'ın imametinde kılınan cenaze namazının ardından cenaze, defnedilmek üzere Yeniköy Asri Mezarlığına getirildi. Mezarlıkta cenazeyi bekleyen binlerce talebe, burada ikinci kez seydaları için cenaze namazına durdu.
İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkudüs Yalçın'ın okuduğu telkin duasından sonra merhumu yakından tanıyan Molla Beşir Varol kısa bir konuşma yaptı.
"Hiçbir zaman hakkı haykırmadan geri durmadı"
Yaptığı konuşmada merhum Molla Durgun'un İslami mücadelesini anlatan Molla Varol, bölgede yaptığı İslami hizmetlerden dolayı daima rahmetle yad edileceğinin altını çizdi.
Merhum Molla Durgun'la ilk tanıştıkları 1982 yıllarında beraber Kur'an-ı Kerim dersi verdiklerini söyleyen Molla Varol, "İslami dersleri yapabileceğimiz evlerimiz yoktu, yaklaşık 40 kişilik grup olarak Diyarbakır surlarına gider orada dersimizi yapardık. O günlerden bu yana diyaloğumuz devam ediyordu. O dönemlerde gördüğümüz zorluklara rağmen seydamız çok sabırlıydı ve Rabbine verdiği sözden hiçbir zaman taviz vermedi." dedi.
Molla Varol, "Muhaceret döneminde de birlikteydik, yaklaşık 2 yıl evimde kaldı. Çocukları kayıptı, ulaşamıyordu ve aynı zamanda sağlık problemleri de vardı. Hem hasta hem ihtiyar hem de ailesinden ayrı olması dolayısıyla farklı yönlerden zorluklar yaşıyordu. Bu şartlar altında Kur'an-ı Kerim derslerini aksatmıyor, çevresindeki insanlara faydalı olmaya çalışıyordu." ifadelerini kullandı.
Cezaevi sürecini aktaran Molla Varol, "Önce ben sonrasında seydamız cezaevine girdik. Cezaevinde de beraberdik. Orada da hiçbir anını boş geçirmiyor, İslami derslerini aktarmaya devam ediyor, bunun yanında ya namaz kılar ya zikir yapar ya da kitap okurdu. Biz onda güzelliklere şahit olduk, hiçbir zaman kötülük görmedik. Hiçbir zaman hakkı haykırmadan geri durmazdı." şeklinde konuştu.
Molla Durgun'un cezaevinden çıktıktan sonra medresede eğitim vermeye başladığını sözlerine ekleyen Molla Varol, merhumun terbiyesinden geçen talebelerin güzel ahlaklarına dikkat çekerek, "Bugün dahi öğrencilerimin çoğu onun terbiyesinden geçmiş ve diyebilirim ki gerçek manada seydamızın eğittiği talebeler adabıyla terbiyesiyle çok farklı. Medrese döneminde de hastalıklarıyla uğraşıyordu ta ki vefat ettiği ana kadar. O, herşeyini Allah için feda etmişti. İnanıyoruz ki seydamız hiçbir zaman bu toplum tarafından unutulmayacak ve rahmetle yad edilecektir." diye belirtti.
Molla Mustafa Durgun Kimdir?
1949 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesinde dünyaya geldi. 1980'li yılların darbeci zihniyeti tarafından yakalanan Merhum Molla Mustafa Durgun, gözaltında kaldığı 40 gün boyunca türlü işkencelere tabi tutuldu. 1990'lı yıllarının zor zamanlarında bölgede İslami çalışmalarda bulunan Merhum Molla Durgun, 28 Şubat döneminde tekrardan yakalanarak cezaevine atıldı. Yaklaşık 5 yıllık süre zarfında böbreklerinin hasar görmesi üzerine çoklu organ rahatsızlığı baş göstermeye başladı.
İslami kimliğinden dolayı Kastamonu'ya sürgün edilen merhum, yıllarca sıkıntı yaşamasına rağmen İslami değerlerinden asla taviz vermedi. Açıktan atamayla imamlığa görevlendirilen Molla Durgun, malulen emekli olduktan sonra medreselerde ders verdi.
Vefatına kadar İslami eğitimlerine ara vermeyen Molla Durgun, 6 kız 2 erkek olmak üzere 8 çocuk babasıydı.