Sosyal medya ebeveynliği: Çocuklar risk altında! Sosyal medya platformlarında ebeveynlerin, çocuklarının görüntülerini etkileşim arttırma ya da ekonomik kazanç elde etme amacıyla paylaşması çocukları bir dizi riskle karşı karşıya bırakıyor.
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla hayatımıza giren “Influencer Anneler” ve “Instamom” kavramları, yeni bir tartışmayı da ortaya çıkardı. Uzmanlara göre, ebeveynlerin sosyal medyada çocuklarına ilişkin paylaşımları, çocuk hakları açısından büyük tehdit oluşturuyor.
Sosyal medyada çocuk haklarıyla ilgili risklere dikkat çeken Öğretim Görevlisi Ayten Güngör, “Çocuğun bizzat kendi ya da bir ebeveyni tarafından bilgilerinin paylaşılması ona ulaşmaya çalışan 3. kişiler için fazlasıyla veri sağlıyor. Çocuğun duygusal, fiziksel ve cinsel istismarına ve aşırı bilgi paylaşımı nedeniyle de güvenlik sorunlarına açık hale getiriyor” dedi.
“Sosyal medya sadece sanal bir ortam değil gerçeğin yansımasıdır”
Sosyal ağların mahremiyeti sınırlayıcı yapısı ve kişisel bilgileri paylaşmaya teşvik yönüyle en başta çocukların güvenliğini tehdit ettiğinin altını çizen Güngör, şöyle konuştu:
“Ebeveyn öncelikle şunu bilmeli; sanal dünya yalnızca sanal bir alan değil gerçeğin yansımasıdır. Burada gerçekleşen her istismarın yansıması gerçek hayata olacak. Gerçek diye bahsettiğimiz yaşamımızda çocuğumuzu korumak için neler yapıyorsak bu hassasiyeti sanal alanda da göstermemiz lazım.
Paylaşımlara tepki olarak alınan beğeniler ve yeniden paylaşımlar soyut ödüller yerine geçiyor. Kimi anneler bu paylaşımları masumane görürken, kimileri ün kazanmak istiyor, kimileri ise takipçi sayısını arttırarak reklam verenlerin dikkatini çekmeyi hedefliyor.
Merkezinde bir çocuk bulunan ancak çocuğun dünyasına inememiş ve bir yetişkinin değer yargıları ile gerçekleştirilen her tür eylem, mutlaka sonunda büyük riskleri de beraberinde getiriyor.“
“Çocuğun sanal-gerçek algısının bozulmasına neden oluyor”
Sosyal medya aracılığıyla çocuklarının görüntüleri üzerinden ekonomik kazanç sağlayan ailelerde günün büyük bölümünün fotoğraf/video çekimi ile geçtiğini kaydeden Güngör, “Zamanının büyük bölümünü kamera karşısında geçiren çocuk bir süre sonra sevimli, güzel, akıllı, konuşkan olmayı görev bilecek ve bu durumu içselleştirerek, istem dışı her an en mükemmel haliyle davranmak istiyor” dedi.
Herkese açık sosyal medya platformlarında çocuğun bizzat kendi ya da bir ebeveyni tarafından özel ilgi alanlarının paylaşılması, eğitim gördüğü ya da yaşadığı herhangi bir yerden konum bildirimleri yapılmasının çocuğa ulaşmaya çalışan 3. kişiler için fazlasıyla veri sağladığını ifade eden Ayten Güngör, şöyle dedi:
“Aşırı bilgi paylaşımı çocukları güvenlik sorunlarına açık hale getiriyor. Paylaşımın çocuk için incitici veya onur kırıcı olması dışında, içerik kötü niyetli kişilere davetiye çıkarabilir. Örneğin, çocuğun kırmızı arabalardan hoşlandığını bilen bir kişi, daha önce sosyal medya üzerinden edindiği bilgiler doğrultusunda onunla okulunda iletişime geçebilir. Ebeveynlerinden birinin ismini ya da kişisel bilgilerini kullanarak kendisine güven duymasını sağlayabilir.
Ebeveynlerin herkese açık hesaplardan çocuğun bedenini teşhir edecek fotoğraflarını ve videolarını paylaştığını görüyoruz. Bu durum ilk anda zararsız görünse de gizlilik ayarları açık hesaplardan paylaşılan bir görüntü, kötü niyetli kişilerin elinde istismar aracı olarak kullanılabilir. Pedofili tehlikesinin yalnızca sokaklarda değil sosyal mecrada da var olduğunu düşünürsek, art niyetsiz yapılan bu tür paylaşımlar olumsuz durumlarla sonuçlanabiliyor.“
“Çocuğun hakları ihlal ediliyor”
Avukat İdil Ecem Yılmaz ise ebeveynlerin sosyal medya paylaşımları ile çocukların sahip olduğu hakların ihlal edildiğini vurguladı. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Sosyal medyada çocuk istismarı içeren paylaşımların özellikle çocuğun mahremiyet hakkı, unutulma hakkı ile özel hayatın gizliliği ve korunması hakkını ihlal etmektedir. Bu haklar başlıca Türk Ceza Kanunu, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde koruma altına alınmıştır.
Henüz karar verebilme yetisine sahip olmayan çocukların rızası olsa dahi kişisel verilerin işlenmesi hususunda geçerli olmayacağı, bu nedenle buna dayanılarak yapılan işlemenin de hukuka uygun olmadığının kabulü gereklidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 8’de koruma altına alınan özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edileceği unutulmamalıdır.“
“Tazminat sebebi oluşturur”
Çocukların ürün tanıtımı ve satışı için kullanıldığı sosyal medya paylaşımlarının da çocuk açısından “tazminat hakkı doğurduğunu” anlatan Avukat Yılmaz, “Çocuğa yönelik sosyal medya paylaşımı ile elde edilmiş her gelirde söz konusu çocuğun maddi tazminat hakkı bulunmaktadır.
Çocuklar, kanunen belirtilen çerçevede kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle velayet devam ettiği sürece ya da anne babasının velayet hakkının bitimi sonrasında kişilik haklarının ihlaline dayanarak manevi tazminat davası da açabilirler” dedi.