AMİDA HABER - Dicle Üniversitesi 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen I. Uluslararası Toplum ve Ruh Sağlığı Kongresi başladı. Üç gün sürecek etkinlikte ulusal ve uluslararası düzeyde birçok uzmanın katılımıyla gerçekleşecek konferans, panel ve atölyelerde, ruh sağlığı profesyonelleri için çeşitli eğitimler sunulacak.
Kongreye Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, Diyarbakır Türk Psikologlar Derneği temsilcileri, çeşitli illerden katılımcılar, akademisyenler ve profesörler katıldı.
‘Farklı bir noktada olabilmeliyiz’
Konferansın açılışında konuşan Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, şunları söyledi: “Bu kongre toplumuzu derinden sarsan travmatik olayları tüm boyutlarıyla ele alınacak önemli bir toplantı olacak. Sadece doğal afetlerin değil, aynı zamanda toplumsal travmaları kapsamlı şekilde tartışacaksınız. Çocuklarımızın güvenli bir ortamda büyüyebilmesi, kadınlarımızın şiddetten korunabilmesi ve toplumun tüm kesimlerinin sağlık bir yaşam sürdürebilmesi için burada ortaya koyacağımız akademik çalışmalar ve çözüm önerileri büyük önem taşımaktadır. Toplumun olarak dayanışmamız ve travmalarla başa çıkma kapasitemizi arttırmamız geleceğe umutla bakmamızı sağlayacaktır. Kent insanları nevrotik bir insandır. Kent olgusu bunları beraberinde getirir. Günde 500 kişi ile temas ediyoruz ve nevrotik bir atmosfer içerisinde çıkamıyoruz. Dolayısıyla bu özelliklerden sıyrılabilmek için farklı bir nokta olabilmeliyiz.”
‘Bu coğrafya pek çok acıyı da barındırıyor’
Diyarbakır’da böyle bir kongrenin yapılmasının büyük ve derin bir sorumluluk olduğunu söyleyen PDR Diyarbakır İl Başkanı Hayriye Müjde Erçetin, şöyle konuştu: “Bugün burada, binlerce yıllık geçmişe sahip Diyarbakır’ın derin tarihi ve kültürel dokusu içerisinde bir araya gelmek, bizler için hem büyük bir onur hem de derin bir sorumluluk. İçinde bulunduğumuz bu coğrafya, büyük bir kültürel mirasa sahip olmakla birlikte pek çok acıyı da barındırıyor. Bu nedenle bu kongre insan ruhunun hem kırılganlığını hem de iyileşme gücünü birlikte anlamaya ve güçlendirmeye adanmış bir buluşmadır. Doğal afetlerden savaşlara, yoksulluktan ekonomik krize, göçten kadın cinayetlerine kadar pek çok kriz, yaşadığımız yüzyılda derin yaralar açtı. Bu yaralar sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da bizleri yıprattı. Ancak bizler, ruh sağlığı profesyonelleri olarak, bu acılar karşısında dayanışmanın, şefkatin ve iyileşmenin gücüne inanıyoruz. İnsanların zorlu yaşam olaylarında onlara uzanan bir el, bazen karanlıkta yanan bir ışık olabilir.”
‘İyileşme için bir köprü olma görevini taşıyoruz’
Travmalara karşı umut ve iyileşme için bir köprü olma görevini taşıdıklarını belirten Erçetin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün burada, travmaları yaşayan ruhlara nasıl temas edebileceğimizi, savaşlardan kaçan göçmenlerin acılarını, ekonomik zorlukların yarattığı stresin insan ruhunda bıraktığı izleri, yoksulluğun ve kadın cinayetlerinin toplumsal etkilerini nasıl hafifletebileceğimizi konuşacağız. Her birimiz, bu travmalara karşı umut ve iyileşme için bir köprü olma görevini taşıyoruz. Bu kongre, yalnızca bilgi ve deneyim paylaşımı değil; aynı zamanda geleceğe uzanan bir iyileşme yolculuğu olsun diye umut ediyoruz.”
‘Diyarbakır için yapılan bir ilk çalışma’
Amida Haber’e konuşan Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Doç, Dr. Özgür Altındağ: “Dicle üniversitesi ev sahipliğinde 1. Toplum ve Ruh sağlığı kongresini yapıyoruz. Bu toplantıyı Psikoloji bölümü ve Türk PDR Derneği Diyarbakır şubesi birlikte organize ettik. Hem yurt içinden hem de yurt dışından katılımcıları olan büyük bir kongre. Bugün, doğal afetlerle travmayı konuşacağız. Dünde bir deprem oldu. Depremler, hayatımızın büyük bir parçası. Dolayısıyla hem geçmişte olan hem şu an devam eden hem de ve gelecekte olma ihtimali olan travmalar üzerine konuşmaya devam edeceğiz. Yarın ki atölyelerde Gazze ve Ukrayna savaşındaki travmaların konuşulacağı bir kongre olacak. Bu Diyarbakır için yapılan bir ilk çalışma” dedi
‘Diyarbakır’da toplamamızın da bir amacı var’
Diyarbakır’ı özellikle seçmelerinin bir amacı olduğunu belirten Altındağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Diyarbakır’da topladık. Diyarbakır’da toplamamızın da bir amacı var. Yıllardır bu şehirdeyiz ve çok büyük travmalarla anılan bir coğrafya burası. Bu yüzden 3 meslek grubunu bir arada toplamamız çok değerliydi. Diyarbakır, deprem de az etkilenmiş gibi gözükse de aslında en fazla zarar gören 5. kentiz. Mevcudunda Diyarbakır’da çok evsizimiz var. Travma konusunda sadece depremi konuşmak belki tek başına yeterli olmayacak. Çok yakın zamanda kentiniz bir çocuk cinayeti ile sarsıldı. Bu ve benzeri bir sürü olay var. Yoksulluk büyük travma sebeplerinden bir tanesi. Bu sebeplerden kaynaklı Diyarbakır’ı özellikle seçtik. Burada olmamızın en büyük sebeplerinden bir tanesi ama Diyarbakır bizim için çok özel bir kent. Burada travmanın konuşuluyor olması, travmaya dönük bazı geri dönüt veriyor olması bizim için, kentimiz için çok kıymetli.”