Bakan Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 66. Genel kurul Toplantısı'nın açılışına katılarak bir konuşma yaptı.
Küresel büyümenin zayıf seyrettiği bir dönemde olduklarını, gelecek 5 yılda küresel büyümenin uzun vadeli ortalamaların oldukça altında gerçekleşeceğinin görüldüğünü belirten Şimşek, önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarında olmasının beklendiğini söyledi.
"KÜRESEL PARASAL SIKILAŞMANIN MUHTEMELEN SONUNA GELİNDİ"
Burada küresel parasal sıkılaştırmanın etkisinin ve yapısal karşı rüzgarların da olduğunu belirten Şimşek, "Küresel parasal sıkılaştırma etkisini çok net bir şekilde hissettiriyor. Küresel enflasyon düşüyor ancak hâlâ uzun dönem ortalamalarının oldukça üzerinde. Enflasyondaki düşüş tabii ki önemli. Küresel parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna gelindi. Yakınız. Yani 2024'ün ikinci yarısından itibaren bir gevşeme olasılığı artmıştır. Küresel enflasyonla mücadelede tabii ki finansal koşullardaki sıkılaşma beraber geldi." değerlendirmesinde bulundu.
Küresel anlamda parasal sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaşıyor olmalarını "olumlu" olarak değerlendiren Şimşek, 2024'ün ikinci yarısından itibaren küresel finansal koşullarda daha destekleyici bir ortamla karşı karşıya kalmayı ümit ettiklerini söyledi.
"YIL SONUNDA YÜZDE 4,5 CİVARINDA BİR BÜYÜME ÖNGÖRÜYORUZ"
Şimşek, şöyle devam etti: "Ülkemize baktığımız zaman büyüme performansımız oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor. 2003-2022 döneminde ortalama, ülkemiz reel olarak yüzde 5,4 büyüdü. 2023 yılında bütün bu sıkıntılı küresel finansal koşullara rağmen yüzde 4,5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Ancak bir süredir büyümenin temel belirleyicisi iç talep olmuştur. Tabii iç talepteki bu güçlü artış makro finansal istikrarı, cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Bu türden bir sorunlarla ülkemizi karşı karşıya bırakmış durumda."
Türk ekonomisinde yeniden dengeleme ihtiyacının çok açık olduğunu belirten Şimşek, "Politika çerçevesini bu yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendirdiklerini vurguladı.
Ekonomi politikalarında şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluğun temel ilkelerden olduğunu hatırlatan Şimşek, b temel ilkeler çerçevesinde ekonomi politikalarını şekillendirdiklerini kaydetti.
"PARA POLİTİKASINDA BAŞLATTIĞIMIZ SADELEŞME VE SIKILAŞMA ADIMLARI DEVAM EDECEKTİR"
Şimşek, "Teşebbüs hürriyeti, serbest kambiyo rejimi, dalgalı kur sistemi, dışa açık ve kurala dayalı ekonomi ilkeleri benimseyen bir sistem anlayışı içerisinde ilerleyeceğiz. Kısa vadede bizim önceliğimiz tabii ki makro finansal istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılmasıdır. Para, maliye ve kredi politikalarımızı bu hedefleri sağlayacak şekilde oluşturuyoruz, şekillendiriyoruz. Finansal istikrarımızı güçlendirmek ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmak için para politikasında başlattığımız sadeleşme ve sıkılaşma adımları devam edecektir. Para ve maliye politikalarını eşgüdüm içerisinde yürütmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI ÜRÜNLERİNİN KATILIM FİNANSA UYUMUNU SAĞLAYACAĞIZ"
Özellikle önümüzdeki dönemde finansal mimari ve altyapının güçlendirilmesi programıyla, finansal ekosistemde uygulayacakları reformlarla, finansal istikrarı daha da güçlendireceklerini söyleyen Şimşek, şöyle devam etti:
"Sermaye piyasalarını derinleştireceğiz, sürdürülebilir finans, katılım finansı ve sigortacılık sektörünün gelişmesi için önemli adımlar atacağız. Bu çerçevede finansal piyasalarda risk yönetimini güçlendireceğiz. Sistemik öneme haiz risklerin, kurumların takibini daha etkin bir şekilde yapacağız. Karbon piyasasını kuracağız. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ürünlerinin katılım finansa uyumunu sağlayacağız. Katılım esaslı sigortacılığın gelişmesi için ilave adımlar atacağız. Bu güçlü yapısı ve daha destekleyici dış finansman koşulları altında sektörün reel ekonomiyi desteklemek için önümüzdeki dönemde yurt dışı finansman imkanlarını daha güçlü bir şekilde değerlendirmesini bekliyoruz. Dolayısıyla sektörden bir beklentimiz bu."
"ÖZEL BANKALARIN SADECE TÜKETİCİ KREDİLERİNE ODAKLANDIĞI DÖNEM ARTIK GERİDE KALMALI"
İç talepte bir dengelenme ihtiyacı bulunduğunu belirten Şimşek, "Bankalardan, cari açığın iyileşmesi ve dezenflasyon sürecinin başarısı için programlarımıza uygun hareket etmelerini bekliyoruz. Özellikle ihracatın desteklenmesi büyük önem arz ediyor. Bugüne kadar kamu bankalarının ihracat ve yatırımların finansmanıyla ticari kredilerde çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandığı dönem artık geride kalmalı. Çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir. Artık haklı bir gerekçeleri de kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir. Reel sektör tabii ki yatırım, istihdam, üretim ve ihracat çerçevesinde önceliklendirilecektir. Burada sürdürülebilir yüksek büyümenin devamı için reel sektörümüzün finansmana kesintisiz erişimi tabii ki olmazsa olmazdır." diye konuştu.
"YANİ MALİYE POLİTİKASI VE PARA POLİTİKASI EŞ GÜDÜM İÇERİSİNDE OLACAK"
Şimşek, bankaların reel ekonomiye çok daha güçlü bir şekilde desteklerinin devamını arzuladıklarını vurgulayarak, "Bu konuda da üzerimize düşeni biz de yapacağız. Yani maliye politikası ve para politikası eş güdüm içerisinde, hedef odaklı olacak. Az önce de ifade ettiğim gibi sizleri biz birer paydaş olarak görüyoruz. Çok önemli birer paydaş... Sizinle birlikte programı uygulamayı ve hatta dönem dönem sizlerle istişare ederek bazı tedbirlerin tasarımını da birlikte yapmak istiyoruz." diye ekledi. (İLKHA)