Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gamze Kağan, "Ülkemiz bir afet bölgesi olması sebebiyle zaten afet deneyimi olan kişi sayısı fazla olup, afetlerde gönüllü olma motivasyonu yüksek bir toplum olduğumuzu söyleyebiliriz." dedi.
Gamze Kağan, vicdani bir sorumluluk ve insanlık görevi olarak görülen afet gönüllüsü olmanın önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Afetlerde gönüllülük çalışmalarının, afet öncesinde afet risklerini yok etme ya da azaltma ile ilgili faaliyetler, afet sonrası müdahale faaliyetleri ve afet sonrası iyileştirme faaliyetleri olarak çok geniş bir kapsamda karşımıza çıktığını belirten Kağan, "Bu kapsamda afet öncesi riskleri azaltmak için toplumda farkındalık oluşturma çalışmaları, afete hazırlık çalışmaları, afetlerle ilgili eğitim çalışmaları yapılıyor. Afet sonrası müdahale için ise arama kurtarma, ilk yardım, yiyecek, içecek, giyim, barınma gibi ihtiyaçların lojistik desteği, afet sonrası iyileştirme içinse ruhsal, ekonomik ve kültürel destek gibi çalışmalar yapılıyor. Afet gönüllülerinin, sadece afet sonrası değil öncesi olan risk azaltma aşaması için de çok önemli rolleri bulunuyor." dedi.
TOPLUMUN TAMAMI HATTA TÜM DÜNYA SOSYAL VE PSİKOLOJİK OLARAK YARA ALIYOR
Doğal afetlerden toplumun büyük bir kısmının etkilendiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Gamze Kağan, "Özellikle yakın zamanda yaşadığımız Kahramanmaraş depremi gibi yüzyılda bir gelen çok geniş bir coğrafyayı kapsayan ve büyük yıkım yaşatan afetlerde öncelikle afetin olduğu bölgede yaşayan ya da afet sırasında bölgede yıkıma şahit olan ve kayıp yaşayan kimseler, sonrasında afet esnasında yakınları olan kimseler ve son olarak afetin verdiği kayıpları, zararları öğrenerek şahit olan kimseler olarak toplumun tamamı hatta tüm dünya sosyal ve psikolojik olarak çeşitli şekillerde yara alıyor." ifadelerini kullandı.
BİRLİK, BERABERLİK DAYANIŞMA İYİ GELİYOR…
Kağan, zor zamanlarda birlik, beraberlik ve dayanışmanın insana iyi geldiğini dile getirerek, Kahramanmaraş depremi sonrasında üniversitenin Kızılay kulübü gönüllü öğrencileriyle afet bilinci oluşturma faaliyetleri düzenlediklerini anlattı.
Yardımsever, içten, sorumluluk sahibi, insani ilişkileri kuvvetli herkesin afetlerde gönüllü çalışmalara katılabildiğini kaydeden Kağan, isteyen herkesin afetlerde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerine üye olarak, bu örgütlerde aktif gönüllü çalışmalara katılabileceğini ifade etti.
İnsanların neden afetlerde gönüllü olduğuna ilişkin de Dr. Öğr. Üyesi Gamze Kağan, "Yaradılışımızda yardımlaşma, iyilik yapma ruhen tüm insanlığa iyi gelen bir şey olarak görülmektedir. Aslında birilerinin ihtiyaçlarını gidererek sadece ihtiyacı giderilen kişiyi mutlu etmiş olmuyoruz, insanlar kendini de mutlu etmiş oluyor." değerlendirmesinde bulundu..
Kağan, kendisinin de Kahramanmaraş depreminde gönüllü olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Ben bunu bizzat, son depremden yaşanan yıkımları gördükçe kendimi kötü hissederken, afet bölgesindeki kardeşlerimizin yaralarını saracak faaliyetlerde bulunduğumda kendimi daha iyi hissederek tecrübe ettim. Son depremde bu duyguyla hareket edip, bölgedeki insanlara yardımı dokunmayan tek bir vatandaşımız yoktur herhalde. Çünkü temel insani sorumluluk duygusuyla böylesi büyük afetlerde daha çok ortaya çıkıyor."
GÖNÜLLÜ OLMA MOTİVASYONUMUZ YÜKSEK
Kağan, kendi tecrübelerini paylaşarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Maraş depreminde aktif faaliyet gösteren gönüllüler ile yaptığımız çalışma neticesinde en yaygın motivasyon kaynağının insani sorumluluk duygusu ve afet deneyimi olması olduğu sonucuna vardık. Ülkemiz bir afet bölgesi olması sebebiyle zaten afet deneyimi olan kişi sayısı fazla olup, afetlerde gönüllü olma motivasyonu yüksek bir toplum olduğumuzu söyleyebiliriz. Nitekim son büyük Maraş depreminde de buna hepimiz şahit olduk. Umarım bu yaşadığımız son afetten ders çıkararak bundan sonraki doğa olaylarının büyük yıkımlara neden olacak afetlere dönüşmesine engel oluruz."