Diyarbakır-Urfa karayolunda yer alan 4 bin dönümlük tarlada ekilen domatesler, toplandıktan sonra kamyonetlerle kurutma alanına taşınıyor. Burada doğranan domatesler, naylon bir örtünün üzerine serilerek tuzlanıyor.
Güneşin altında kurutulduktan sonra fabrikada ayrı bir işlemden geçirilen domatesler, paketlenerek ihraç ediliyor.
Gazeteduvar’dan Ardıl Batmaz’ın haberine göre; Eğitim hayatını sürdüren Feride, Semra, Meryem ve 3 kız kardeşleri daha, anneleri Havva ile birlikte yaz aylarında domates tarlasında çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor. Gün boyunca güneşte domates kesen kız kardeşler çalışmak zorunda olduklarını söylüyor ve işlerinin zorluklarını anlatıyor.
'EĞER ADALET OLSAYDI...'
Adaletsizlikten söz eden Havva, kızlarıyla beraber yaşadıkları zorlukları şöyle anlatıyor: "Eğer adalet olsaydı 3 yaşındaki çocuktan tut, yaşlı adama kadar burada domates doğramazdık. Hep haksızlık, hep adaletsizlik... Hakkımı helal etmiyorum. İnşallah kar erir, düz yolda yürürüz. 12 yaşımdan beri hep zulüm, hep eziyet, hep adaletsizlik gördüm. Elim sedef hastası, 6 kızım var 6'sını da okutuyorum."
Sabah 4'ten akşam 8'e kadar domates doğradıklarını söyleyen kardeşlerden biri, öğlen sıcaklarında bazen bayılan işçilerin olduğunu anlatıyor: "Ama mecburuz. Doğramak zorundayız, para kazanmak ve geçimimizi sağlamak zorundayız. O yüzden kesmek zorundayız, başka çaremiz yok."
'YETMİYOR'
2 ay sonra 18 yaşına girecek bir diğer kardeş ise 6 senedir mevsimlik işçi olarak çalıştığını söylüyor: "6 kız kardeş, annem ve babam burada günde toplam 3 bin TL kazanıyoruz ama yetmiyor. Okul masraflarımızı çıkartmak zorundayız. 6 kız kardeş olduğumuz için kışın çalışacak kimse yok. Bu sene sıralamada 90 bine girdim ama beklediğim gibi değildi. Yine hazırlanacağım. Emeklerimin karşılığını almak istiyorum, hedefim eczacılık."