AMİDA HABER – Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) "casusluk" suçunun kapsamını genişleten ve kamuoyunda "etki ajanlığı" olarak bilinen düzenlemenin de içinde yer aldığı Noterlik Yasa Teklifi, bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek.
Mayıs 2024'te tepkiler nedeniyle 9. Yargı Paketi'nden çıkarılan “etki ajanlığı'” olarak bilinen düzenleme, torba yasa teklifine dahil edilerek Adalet Komisyonu’ndan geçti. ‘Etki ajanlığı’ olarak bilinen düzenlemenin dahil edildiği yasa teklifine hukukçular karşı çıkıyor.
Hukukçular: Düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı
Hukukçular, Anayasa'nın ifade özgürlüğünü güvence altına alan 26. maddesi, düşünce özgürlüğünü koruyan 25. maddesi ve demokratik toplum düzeni için vazgeçilmez olan hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil eden bu düzenlemenin yasalaşmaması gerektiğine inanıyor.
Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve hukuki öngörülebilirlik ilkesine de açıkça aykırı olan bu düzenlemenin, evrensel ceza hukuku prensipleri ışığında yeniden değerlendirilmesini ve TBMM Genel Kurulundan geçmemesi isteniyor.
Peki söz konusu madde ne diyor?
Muhalefet partilerinin yanı sıra Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye Tabipler Birliği ile diğer bir çok STK’ın karşı çıktığı ‘etki ajanlığı’ düzenlemesi nedir?
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 339. Maddesi'nin sonuna yapılacak eklemeyi içeren Torba kanun teklifinin 16. Maddesi şöyle:
“MADDE 16-26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa 339’uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme
Madde 339/A- (1) Bu Bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlan aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarım veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehli- keyle karşı karşıya bırakmış ise faile sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır."
CHP’li hukukçu: Tüm muhaliflere gözaltı ve tutuklama getirebilir
Maddenin gerekçesini inceleyen aynı zamanda hukukçu olan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Bu teklif bu haliyle yasalaşırsa, tüm muhaliflerin gözaltı ve tutuklama kararlarında cömertçe kullanılan bir enstrümana dönüşeceğini yaşayarak göreceğiz. Türkiye bunu hak etmiyor" dedi.
Gökhan Günaydın, "İlkece, bir kişinin casus olarak suçlanabilmesi için, casusluk fiilinin ve çıkarları için çalıştığı yabancı ülke ile ilişkisinin açıkça ortaya konulabilmesi gerekir. Bu da fail ile fiil arasında kanıta ve tanık beyanına dayalı bir ilişki, yine fail ile yabancı devlet arasında bağımsız bir gözlemciyi tatmin edecek nitelikte kanıta dayalı ilişki varlığı saptamasını gerektirir. Ceza hukukunun 200 yılı aşkın evrensel uygulamaları bunu gerektirir, iç hukukun da buna uygun olması bir zorunluluktur" dedi.
Günaydın maddenin açılımını şöyle yaptı:
"Oysa metin, ceza hukuku anlamında maddi unsuru, tümüyle belirsiz bir evrene terk etmiş görünüyor. ‘Yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler' cümlesi tam da buna işaret ediyor.
Birincisi, muhatap yabancı bir devlet olmak zorunda değil, organizasyon da olabilir. Peki ne demek organizasyon? Bir tanımı var mı, yok. Kısacası, yasanın çıkması halinde uygulayıcılara, ucu açık ve keyfiliğe varan bir takdir yetkisi sunuyor.
İkincisi, yabancı devlet veya organizasyondan talimat aldığınızın, bir çıkar elde ettiğinizin kanıtlanmasına da ihtiyaç yok. ‘Onlar' her kimse, stratejik çıkarları doğrultusunda çalıştığınıza kanaat getirilmesi, suç işlediğinize yönelik yeterli bir zemin oluşturuyor ve dolayısıyla cezalandırılmanız da kaçınılmaz hale geliyor.”