AMİDA HABER- Son yıllarda yüksek enflasyonla birlikte kiralarda oluşan artışlar kiracı ile ev sahiplerini karşı karşıya getirdi. Hem açılan davaların yıllarca sürmesi hem de arabuluculuk yönteminin yeterince işlememesi milyonlarca kişiyi etkileyen bu sorunu daha da çözümsüz hale getiriyor.
Türkiye’deki hukukçular son zamanlarda bu konuya kafa yormaya başladı. Kanun’a göre kira tespit davaları, en erken altıncı kira yılı için açılabilir (TBK 344/3). Bu davayı genellikle kiraya veren taraf kiracıya karşı açar ve davanın konusu, kira bedelinin emsalleri düzeyine yaklaştırılmasıdır. Kiraya verenin tespit davasını kazanması kesin olmasına rağmen davanın sonuçlanması birkaç yıl sürüyor.
Emsal kiraya yakın ihtiyati tedbir önerisi
Hukukçular davaların kazanılması durumunda da ev sahiplerinin davanın kesinleşme süresini beklerken enflasyon karşısında alacaklarının eriyeceğini belirtiyor. Bunun için de emsal kiraya yakın ihtiyati tedbir kararı önerisi getiriyorlar.
Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Yeniocak’a göre, enflasyon kalıcı olarak düşürülmedikçe bu sorunun sadece hukuk yoluyla kalıcı olarak çözümünün mümkün olmadığını ifade ederek, ancak kısa vadede kira tespit davalarında davacı kiraya veren tarafın, davalı kiracının dava süresince emsal kiraya yakın bir kira ödemesi yönünde ihtiyati tedbir talep etmesi ve mahkemenin de dosyada sıra dışı bir durum yoksa özellikle içinde bulunduğumuz yüksek enflasyon şartlarında bu tedbir kararını vermesi gerektiğini söyledi.
Taraflar arasında menfaat dengesi
Yeniocak, böylece dava boyunca yükseltilmiş kira bedelini tahsil eden ev sahibi için davanın uzun sürmesinin ikinci bir mağduriyet sebebi olmaktan çıkacağını belirterek, mahkemelerin bu yönde tedbir kararı vermeleri hâlinde uyuşmazlıkların arabuluculuk aşamasında anlaşmayla çözülme ihtimali de artacağından dava sayısının azalacağını, taraflar arasındaki menfaat dengesine daha uygun bir çözümün ortaya çıkacağına dikkati çekti. (Haber Merkezi)