AMİDA HABER - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yeni çözüm süreci ve İsrail “tehdidi” tartışmalarına ilişkin yaptığı yazılı bir açıklamada, “Devlet aklı bunu gerektirmektedir. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu gerçeği dikkate almıştır. Genel Başkanımızın hamlesi; bir taviz, yumuşama, normalleşme adımı değil; bilakis normalin maliklerinin, mekanın sahiplerinin hatırlatılmasıdır” dedi.
‘Maliklerin mekanın sahiplerini hatırlatmasıdır’
Yalçın, “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin son günlerde bazı siyasi partilerin temsilcilerine karşı sergilediği yapıcı tavır, dışarıda büyüklüğünü daima hissettiren ülkemizin içeride de bir birlik bütünlük resmi vermesi konusunda duyduğu haklı zaruretin bir neticesidir. Sayın Devlet Bahçeli’nin uzattığı el; bin yıllık kardeşlik hukukunu, bir arada yaşama azmini sürdürme arzusunun izharıdır. Sayın Genel Başkanımızın uzattığı el; yaşadığımız coğrafyada milli egemenliğin sahibini bilenlere, bilmeyenlere, inkar edenlere anımsatmaktadır. Sayın Genel Başkanımızın hamlesi; bir taviz, yumuşama, normalleşme adımı değil; bilakis normalin maliklerinin, mekanın sahiplerinin hatırlatılmasıdır.”
‘Dem, DEM’lenme ve iktidar hayalleri kurma demi değildir’
MHP’li Yalçın açıklamasındı, Ülkemizin zor bir dönemden, bölgenin ve dünyanın da ateş çemberinden geçtiği bir iklimde, kavganın ve siyasi mücadelenin kurallarının milli çıkarlar doğrultusunda şekillenmesi elzemdir. Devlet aklı bunu gerektirmektedir. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu gerçeği dikkate almıştır. Bu adım; aciz veya zaaf işareti değil, aksine devletin büyüklüğünün ve celadetinin göstergesi, MHP’nin de kendine olan güveninin nişanesidir. Dem, DEM’lenme ve iktidar hayalleri kurma demi değildir. Devir; ayrışma, kamplaşma, kutuplaşma devri değildir” ifadelerini kullandı.
‘YPG’lilerle birlikte kara harekatı...’
İsrail’in Orta Doğu’daki faaliyetlerinin Türkiye’nin güvenliğini ve çıkarlarını tehdit ettiğini kaydeden Yalçın, Türkiye’nin diplomatik, siyasi ve askeri adımlar atarak caydırıcılığını ortaya koyması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Türkiye’nin engellemesiyle Suriye’nin kuzeyinde bölücü terör örgütüne koridor açamayan ABD’nin; bu kez Suriye’nin güneyinde Golan, Şam ve Deyrizor üzerinden Irak’a uzanan Davut Koridoru’nun taşlarını döşemek için İsrail’e harekat izni verdiği açıktır. İsrail uçaklarından Suriye’nin güneyindeki stratejik noktalara ve bölge kentlerine atılan bombaların izi sürülerek bu kanlı koridorun tespit edilmesi mümkündür. Ötesi, İran sınırıdır. Böylece ABD, Koalisyon güçleri ve İsrail’in; ileride İran’a YPG’li teröristlerle birlikte kara harekatı da düzenlemesi mümkün olacaktır. İsrail gaddarlığının, Lübnan’a yönelik orantısız ve fütursuz saldırılarının amacı da emperyalizme bu yeni terör güzergahını açmaktır. Rusya; Ukrayna ile meşgul edilmiş, İran da baskı altına alınmıştır. Bölgede kalıcı istikrar ve barışın hakim kılınması için tek umut, Türkiye’dedir.”