"Obsesif, yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan ruhsal bir hastalıktır"

Mardin Artuklu Üniversitesinden Psikolog. Emin Kurtay Obsesif Kompulsif Bozukluğu hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Obsesif Kompulsif Bozukluk; halk arasında takıntı olarak bilinen istem dışı gelen tekrarlayıcı düşünce ve davranışların olduğu psikolojik bozukluktur. Günlük hayatla, geçmişle ve gelecekle bağlantılı takıntılar olabilmektedir. Bu takıntı ve düşünceler uzun saat dilimlerini alıyor ve yaşam kalitesini bozmaya başladıysa tedavi edilmesi gerekir.

Pek çok insan zaman zaman çeşitli konularda endişeler, kaygılar ve takıntılar yaşayabilmektedirler. Ancak çoğu durumda, günlük yaşamınızda bu duyguları kontrol edebilir ve sorunu, yaşamınızı etkilemeden önce çözebilirsiniz.

Obsesif düşünceler günlük aktiviteleri engellediğinde ve kısıtladığında, OKB (obsesif-kompulsif bozukluk) adı verilen bir ruhsal bozukluk akla gelmelidir.

OKB'nin hangi yaşlarda başladığına ve kimlerde daha sık görüldüğüne dair bilgi aktaran Kurtay, "Genellikle ergenlik döneminde ve 20-30’lu yaşlarda başlamasına karşın, okul öncesi çağdaki çocuklar dahil herhangi bir yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın genel olarak kadınlarda daha sık görülmektedir." şeklinde ifade etti.

"OBSESYONLAR KİŞİNİN İRADESİNE KARŞI GELİRLER, KİŞİ TARAFINDAN MANTIKSIZ OLARAK GÖRÜLÜRLER"

Obsesyon ve kompulsiyon hakkında açıklamada bulunan Kurtay, "OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır. Kişinin engelleyemeyeceği veya kurtulamayacağı düşünceler, fikirler ve dürtülerdir. Obsesyonlar kişinin iradesine karşı gelirler, kişi tarafından mantıksız olarak görülürler ve büyük bir sıkıntı ve kaygıya, bir kaygı durumuna neden olurlar. Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir." dedi.

Kurtay, tüm obsesyonlar ve kompulsiyonların OKB olduklarına açıklık getirerek, "Temiz, düzenli ve düzenli olmayı unutmayın. 'Kapı ve pencereleri sabitlemenin ne zararı var? Bunu bir hastalık mı sayayım?' diye düşünebilirsiniz. Elbette bu davranışlar günlük hayatın bir parçasıdır ve hastalık olarak sayılmamalıdır. Ancak bu tür düşünce ve eylemlerin tıbbi bir durum olarak kabul edilebilmesi için günlük yaşamın işleyişini engelleyecek, sınırlayacak veya aksatacak kadar şiddetli ve yoğun olması gerekir. Örneğin, bir ev hanımı temiz ve düzenliyse, o zaman elbette hasta sayılmaz, ancak hemen hemen her gün, günün her saati temizlik yapmazsa, her gün çamaşır yıkarsa ve yeterince zamanı yoksa çocuklarını büyütmek hastalık sayılmaz. Çocuklar sağlıklı büyüseler bile onları hasta saymasıdır. Güvenlik nedeniyle, insanların araba camlarının kapalı ve kapılarının kilitli olup olmadığını kontrol etmeleri alışılmadık bir durum olmayabilir, ancak evinizden birçok kez çıkıp pencerelerinizi ve kapılarınızı kontrol etmek için geri döndüğünüzde bu dikkate alınması gereken bir durumdur." ifadelerini aktardı.

"OKB GÖRÜLME SIKLIĞININ YÜKSEK OLMASI, BU DURUMUN KALITSAL OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜRMEKTEDİR"

Obsesif-Kompulsif Bozukluğa nelerin sebep olabileceğini bildiren Kurtay, "Genetik neden OKB hastalarının ebeveynleri ve diğer birinci derece akrabalarında OKB görülme sıklığının yüksek olması, bu durumun kalıtsal olabileceğini düşündürmektedir. Beyin fonksiyon bozukluğu ve serotonin beyin araştırmaları, beynin bazı kısımlarında, özellikle de beyindeki nörotransmisyonda önemli bir rol oynayan serotoninin, obsesif kompulsif bozukluğun bir nedeni olarak araştırılmasına yol açan işlev bozukluğunu keşfetti. Çocukluk çağı travmalarına maruz kalan kişilerde ileriki yaşlarda yaşanan ciddi stres sonrasında OKB'nin gelişebilmesi, çocukluğun erken dönemlerinin OKB'nin gelişimine katkıda bulunabileceğini düşündürmektedir. Kişisel özellikler Metodik, kuralcı, detay odaklı ve mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip kişilerin OKB'ye daha yatkın olduğuna inanılmaktadır." şeklinde ifade etti.

"KRONİKLEŞTİKÇE VEYA KRONİKLEŞME OLASILIĞI ARTTIKÇA TEDAVİ DE DAHA ÖNEMLİ HALE GELİR"

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisine değinen Kurtay, "Obsesif kompulsif bozukluk, günlük yaşam aktivitelerini ciddi şekilde kısıtlayan, aile, iş ve sosyal yaşamda önemli bozulmalara neden olabilen ve yaşam kalitesini bozabilen bir hastalıktır. Kronikleştikçe veya kronikleşme olasılığı arttıkça tedavi de daha önemli hale gelir. Tedavide çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. İlaç özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde oldukça faydalıdır. Serotonin geri alım inhibitörleri olarak adlandırılan bu ilaç grubu, obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde yaygın olarak başarıyla kullanılmaktadır. Tedavinin ilk birkaç gününde hafif mide bulantısı, baş ağrısı, uyku sorunu, mide rahatsızlığı ve çoğu hastanın konuşmaktan çekindiği cinsel yan etkiler gibi geçici yan etkiler ortaya çıkabilir." ifadelerine yer verdi.

Kurtay son olarak "Ancak bu grup ilaçların hastalar tarafından kullanımı genellikle kolay ve güvenlidir. Etkilerin ortaya çıkması 2 hafta kadar sürebilir. İlacın işe yarayıp yaramadığını görmek için en az 10 hafta beklemeniz gerekecek. Etkili ise, tedaviye en az 2 yıl devam edin ve gerekirse günlük dozu artırın. Aile ve arkadaşların yükümlülükleri OKB'si olan kişiler, saplantılı düşünceleri ve davranışları başkaları tarafından fark edildiğinde nasıl karşılanacakları konusunda genellikle endişelenirler. Çoğu hasta utandırılma, alay edilme veya küçük düşürülme korkusuyla duygularını paylaşmaktan veya ifşa etmekten kaçınır. Damgalanma korkusu, insanları hastalık başladıktan çok sonrasına kadar tedavi aramaktan alıkoyabilir. Aile üyeleri ve arkadaşları, hastanın bazen rahatsız edici olan obsesif-kompulsif davranışlarının, hastanın önleyemediği düşüncelerden kaynaklandığını anlayarak, hastanın tedaviye uyum sağlamasına yardımcı olmalıdır. OKB olduğunu düşünürsem ne yapmalıyım? Belirli düşünce ve davranışların akıl hastalığının belirtileri olabileceğini belirlemek genellikle zordur." ifadelerini kaydetti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri