Uzmanlar: Diyabet kontrol altına alınabilir! Diyabet hastalığının belli başlı belirtileri olduğunu ifade eden Dahiliye Uzmanı Doktor Türkan Mammadli, vücut taramalarına dikkat edildiği sürece diyabetin kontrol altına alınabileceğini ifade etti.
Dahiliye Doktoru Dr. Türkan Mammadli, diyabetin aileden gelebilecek kronik bir hastalık olduğu gibi fiziksek hareketliliğin az olduğu bir yaşamda da ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
Toplumda en sık görülen hastalıklardan bir tanesinin şeker (diyabet) hastalığı olduğuna dikkat çeken Dr. Mammadli, İLKHA muhabirine, bu hastalığın gittikçe yaygınlaştığını ifade etti.
Hastalara en çok diyet listelerine dikkat etmelerini söylediğini belirtten Mammadli, toplumda bazı önyargıları kırmakla uğraştıklarını da söyledi.
"Sağlık taramalarına dikkat edilmesi gerekiyor"
Her hastalıkta olduğu gibi ilk işlemin hastalık tanısı olduğunu söyleyen Mammadli, diyabet hastalığının belirtileri için şu ifadeleri kullandı:
"Diyabeti, Tip-1, Tip-2 ve gebelik diyabeti olarak adlandırıyoruz. Tip-1 diyabet insüline bağlı, Tip-2 diyabet insülin direnci neticesinde oluşan hastalık diyebiliyoruz. Diyabet hastalığı göstergelerini söylemek gerekirse şöyle diyebiliriz. Bir hastada ağız kuruluğu, sık su içme ihtiyacı, gece idrara sık çıkma, kilo kaybı, dirençli enfeksiyonlar, kaşıntı gibi problemler olduğunda doktora başvurmaları gerekir. Birinci ve ikinci derece yakın akrabalarda diyabet olan kişiler varsa özellikle daha dikkatli olmaları gerekiyor. Hemen bir doktora başvurmalarını öneriyoruz. Bunun dışında taramalara dikkat edilmesi gerekiyor. Mesela 35 yaşın üzerinde olanlar 3 yılda 1 defa, gebelik diyabeti olan insanlar da gebelikten sonra 3 yılda 1 tarama olmaları gerekir. Dediğimiz gibi birinci ve ikinci derece yakın akrabalarda diyabet olan kişiler, nakil hastaları, uzun süre steroid ve psikiyatrik ilaçlar kullanan hastalarımız, kolesterol yüksekliği olan, fiziksel aktivitesi düşük olan ve sağlıksız beslenen kişiler daha fazla dikkatli olmaları gerekiyor. Yüksek doğurganlığa sahip olanlar ve düşük doğum sayısına sahip olanların da dikkat etmesi gerekmektedir ve yılda bir defa taramaya girmeliler. İnsülin direnci olan, vücut kitle endeksi 25 ve üzerinde olanlar da yılda bir tarama yaptırmalılar."
"Tip-2 diyabet dediğimiz hastalar ömür boyu insülin kullanacaklar anlamına gelmiyor"
Bazen hastalara insülin kullanımı tavsiyesi verdiklerini ancak hastaların çekingenlik gösterip kullanmak istemediğini söyleyen Mammadli, "Diyabet komplikasyonlarına gelindiğinde ise tıbbi olarak makro ve mikro masküler komplikasyonlar diyoruz. Hiçbir şey olmasa dahi 6 ayda bir, hastaların göz kontrollerinin yapılmasını öneriyoruz. Özellikle göz, böbrek ve koroner arter hastalarının olabilecek inme riskini arttırdığı için bunlara dikkat edilmelidir. Tip-1 diyabet hastalarına tabiki insülin öneriyoruz. Gerektiğinde pompa öneriyoruz. Ancak şöyle bir durum da var. Bazen Tip-2 diyabet hastalarına da insülin öneriyoruz ancak bağımlı olacaklarını düşündükleri için direnç gösterip kullanmıyorlar. Şeker zehirlenmesi değerlerinde gelen ve açlık şekeri yüksek tanısı konulan hastalarda en başta insülinle başlamayı öneriyorum çünkü sonrasında bu zehirlenmeyi kırdıktan sonra insülinden vazgeçirip ilaçla devam ettiğimiz hastalar da oluyor. Bunu özellikle belirtmek istedim çünkü Tip-2 diyabet dediğimiz hastalar ömür boyu insülin kullanacaklar anlamına gelmiyor. Bu durumdan çekinip direnç gösteren hastaları ikna etmek zorunda kalıyoruz." dedi.
"Eski hayat, eski hastalıklar demek"
Hastalara herşeyden önce eski hayat tarzlarını değiştirmeleri gerektiğini belirten Mammadli son olarak şöyle konuştu:
"Hastalara herşeyden önce hayat tarzının değişmesi gerektiğini söylüyoruz. Çünkü eski hayat, eski hastalıklar demek oluyor. Maalesef halk olarak düşük fiziksel aktiviteye sahip olduğumuz için önce hayat tarzının değişimi gerekiyor. Her halükarda bu hastalara tanı konulduktan sonra uygun tedavilere başlanıyor. Hastalar ile iletişim halinde olmaya özen gisteriyoruz. Eğer gelebiliyorsa sürekli olarak kontrollerine dikkat ediyoruz ama gelemiyorsa telefon üzerinden kontrollerini gerçekleştirip iletişimde kalıyoruz. Son olarak ise vatandaşlarımız, anlattığımız semptomlara dikkat edip kontrollerini aksatmasınlar ve mutlaka doktorlarını dinlesinler."