Yerel seçimler öncesi siyasi partilerin ittifak arayışları sürüyor.
Yerel seçimler yaklaşırken hem bölgede hem de Türkiye cephesinde hareketli günler yaşanıyor. Bölgede DEM Parti'nin kent uzlaşısı dediği ve ilk kez uygulanan, başta parti üyeleri olmak üzere halk delegasyonu ve kentte bulunan birçok dernek, sivil toplum örgütlerine verilen dellegasyonla Belediye eşbaşkan adaylarını belirledi. Tabii uygulamanın yöntem olarak ilk olması itibari ile zaman zaman bazı yerlerde aksaklıklar olsa da genel itibariyle bir demokrasi şöleni tarzında gerçekleşti.
Kadınların ve gençlerin Kürt hareketinde ve DEM Parti'de öncü kimliği bu seçimlere de yansıdı. Toplum bu anlamda bir zihniyet devrimi gerçekleştirdi.
Bölgede 31 Mart seçimlerine ilişkin bu hazırlıklar yapılırken İstanbul, Ankara başta olmak üzere 2019 yılında birçok metropolü Kürtlerin desteğini arkasına alarak kazanan CHP, bu seçimde DEM Parti'nin ve Kürtlerin desteğini almak istiyorsa kent uzlaşısı modelini dikkate almak zorunda gibi görünüyor. DEM Parti'nin kent uzlaşısı modelini hayata geçirmek için çalışmalar yürütülürken, gündeme Başak Demirtaş'ın açıklaması düştü. İstanbul adayı olabileceği ortaya atıldı. Birgün sonra Leyla Zana'nın bir gazeteye yaptığı açıklamada geçmişte Cumhur Başkanının söylediklerine atfen, barış sürecinin derin dondurucudan çıkarılması, zamanının gelip geçtiği belirtildi. CHP' ye yakın kişiler ve yayın kuruluşları, DEM Parti'nin böyle bir girişiminin alenen olmasa da AKP ile bir anlaşmanın yapıldığı söylemini ortaya attılar. Tabi ki bu seçimlerde her iki tarafın Kürt seçmene ihtiyacı var. Tabii bu açıklamalara karşı DEM Parti'nin Başak hanımla ilgili açıklamaları, bize herhangi bir öneri gelmedi ama halk ister partimizde uygun görürse neden uygun olmasın diyorlar. Leyla Zana'nın cumhur başkanına daha önceki çözüm sürecini derin dondurucuya kaldırdım sözünü hatırlatmasına ve yeni bir sürecin başlaması gerektiği vurgusu ve çağrısına ise, ortalıkta kendisine solcuyum diyenlerin hemen Kürtler Erdoğan ile anlaştı naraları atmaya başladılar.
CHP'li siyasetçilere Kürtler Erdoğan ile anlaştı yada anlaşması için İstanbul'da DEM parti aday çıkarır ise İmamoğlu kaybeder kaygısını taşıyanların oturup şunu düşünmeleri gerekmez mi ?
Son 7 yıldır dolaylı yada dolaysız bizimde desteğini arkasına alarak, bu rejimin Kürtlere neler yaptığının muhasebesini yapıp en azından yeni bir sürecin başlamasına katkı sunup, başta DEM partili siyasetçilerin cezaevinden bırakılmasına katkı sunacak.
Kürtlere uygulanan hukuksuzluğun yanı sıra belediyelerine atanan kayumların bir an evvel son bulmasını ve yeni bir sürecin önünün açılması bunların yapılabilmesi için; Dem Parti'nin ve Kürtlerin Erdoğan ile anlaştı naralarını atmak yerine DEM Parti'nin önerdiği kent modelinin uzlaşısı temelinde bütünleşip ortaya demokratik ve halkların kazanacağı bir kent modeli oluşturulmalıdır. Bunları yapmadığınız taktirde DEM Parti'nin aday çıkarması şuna yarar buna yarar diye yorumlayan bando takımlı solcuların işi olmamalıdır çünkü Kürt halkı her zaman toplumsal barış için mücadele etmiş ve büyük bedeller ödeyerek, bu günlere gelmiş ve yaşamın her alanında belirleyici güç konumuna gelmiştir. Kürdün hiç bir ferdi bu güne kadar seçim için AKP ile hiçbir zeminde uzlaşmadılar. Kürtler barış için mücadele ettiler sadece.