"Bir dilin raflarda sessiz kalışı, bir kültürün yürekte eksilmesidir.”
Diyarbakır'da bu yıl sekizincisi düzenlenen Kitap Fuarı, edebiyatseverler ve yazarlar için bir buluşma noktası olma hedefiyle kapılarını açtı. Ancak, etkinlik beklendiği kadar yoğun bir ilgi görmedi. Fuara gelen ziyaretçi sayısı, özellikle daha önceki yıllarla karşılaştırıldığında, düşük kaldı. Bunun yanında, fuarın en çarpıcı yanlarından biri olan Kürtçe yazılan kitaplara olan ilgi, çok daha azdı.
Kürtçe eserlerin az ilgi görmesi, toplumsal, ekonomik, ve tarihsel faktörlerin bir araya gelmesiyle açıklanabilir. Kürtçe, Diyarbakır ve çevresinde yaygın olarak konuşulan bir dil olmasına rağmen, tarih boyunca resmi kurumlar ve toplumsal mekanizmalar tarafından ötekileştirilmiş ve baskı altında tutulmuştur. Bu tarihsel arka plan, dilin hem bireysel hem de toplumsal alanda benimsenmesini sınırlamış, Kürtçe okuryazarlığın yaygınlaşmasını engellemiştir.
Bir dilin yaşatılması, o dile konuşan toplulukların kimliklerini sürdürebilmeleri için kritik bir öneme sahiptir. Kürtçe eserlerin yayınlanması ve okunması, bölgedeki bireylerin kendi kimliklerini ifade edebilmeleri için bir mecra sunarken, bu eserlerin yetersiz talep görmesi, dilin marjinalleştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Toplumsal algıda, Kürtçe ‘ye yönelik önyargılar ve bu dilin edebi değerine dair eksik bilgi, okuyucuların tercihlerini önemli ölçüde etkileyebilmektedir.
Kitap yayıncılığı sektörü, ekonomik koşullardan doğrudan etkilenmektedir. Kürtçe kitapların baskı sayılarının düşük olması, bu eserlerin maliyetlerini arttırmakta ve dolayısıyla okuyucular için ulaşılabilirliğini azaltmaktadır. Özellikle gelir seviyesinin düşük olduğu kesimlerde, kitap satın alma bir lüks olarak görülmekte ve bu durum, fuardaki genel ilgiyi sınırlamaktadır. Kürtçe kitapların ekonomik desteklerden yeterince faydalanamaması da bu durumu daha da kronik hale getirmektedir.
Toplumdaki bazı kesimlerin Kürtçe kitaplara yönelik önyargıları, bu eserlerin hak ettiği ilgiyi görmesini engelleyen önemli bir faktördür. Kürtçe eserlerin sadece bireysel bir dilsel tercih olarak görülmesi yerine, bir halkın kültürel mirasının yaşatılması olarak ele alınması önemlidir. Ancak, bu bakış açısını topluma yaymak, uzun vadeli bir kültürel bilinçlendirme çabası gerektirmektedir.
Çözüm Önerileri
Kürtçe eserlerin daha fazla ilgi görmesi ve genel olarak fuarın daha yoğun katılımla gerçekleşmesi için çeşitli çözüm yolları önerilebilir:
Yerel ve ulusal bazda yürütülecek eğitim kampanyalarıyla, Kürtçe okuryazarlığın yaygınlaşması sağlanabilir. Okullarda ve kültür merkezlerinde Kürtçe kursları organize edilerek, dilin hem akademik hem de toplumsal alanda kullanımı arttırılabilir.
Kürtçe yazan yazarların fuarlarda daha aktif rol alınması sağlanabilir. Söyleşiler, atölyeler ve imza günleri gibi etkinliklerle, okuyucularla yazarlar arasındaki bağlar güçlendirilebilir.
Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları, Kürtçe kitap yayınlarını desteklemek için fon ve hibeler oluşturabilir. Bu sayede hem yayın sayıları artar hem de kitapların maliyetleri düşer.
Kürtçe kitapların tanıtımı için medya organları daha etkin kullanılabilir. Sosyal medya kampanyaları, belgeseller ve reklamlar aracılığıyla halkın ilgisi çekilebilir.
Kürtçe'nin sadece bir iletişim dili değil, aynı zamanda bir kültür ve kimlik meselesi olduğunu vurgulayan eğitim ve farkındalık kampanyaları düzenlenebilir.
Diyarbakır Kitap Fuarı, bölgenin edebiyat ve kültür hayatı için önemli bir etkinlik olsa da, Kürtçe eserlerin yeterince ilgi görmemesi çözülmesi gereken bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bu eksikliğin giderilmesi, sadece Kürtçe edebiyatın gelişimine değil, aynı zamanda toplumun kültürel zenginliğine de katkıda bulunacaktır. Fuar gibi platformların, yerel dillerin ve kültürlerin yaşatılmasında daha etkin roller üstlenmesi, toplumsal dayanışmanın ve kültürel çeşitliliğin korunması açısından hayati bir önem taşımaktadır.