Diyarbakır'da Kayyumculuk: Hukuk, Uygulama ve Tartışmalar

Arslan ÖZDEMİR

"Diyarbakır'da kayyumculuk, hukukun üstünlüğü ve yerel demokrasinin önündeki en büyük engellerden biridir."

Diyarbakır, Türkiye'nin en büyük şehirlerinden biridir ve Kürt nüfusunun yoğun olduğu bir bölgedir. Diyarbakır'ın 17 ilçesi bulunmaktadır. 2016 yılında HDP’li Diyarbakır Büyükşehir ve on üç ilçe, 2019 yerel yönetimler seçimlerinde sonra Diyarbakır Büyükşehir ve 11 ilçe HDP'li belediyeye kayyum atanmıştır. 2019 yerel yönetimler seçimlerinde Bağlar ilçesinde HDP %70.34, AKP % 25.46 oy aldı. YSK HDP adayı Zeyat Ceylan’ın KHK ile ihraç olduğunu bahane ederek Belediye başkanlığını Dünyada örneği olmayan bir şekilde %25.46 oy alan AKP adayı Hüseyin Yalar'a (Çalar soyadını değiştirerek Beyoğlu yapmıştır.) vermiştir.

Türkiye'de, kayyum ataması, son yıllarda özellikle belediyeler için sıklıkla gündeme gelen bir konu olmuştur. 2016 yılında, Diyarbakır, Mardin, Van ve Şırnak gibi illerde HDP'li belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması süreci yaşanmıştır. Bu süreç, Türkiye'de siyasi ve toplumsal tartışmalara neden olmuştur.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne 2016 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atanmıştır. Bu atama, Diyarbakır'ın yanı sıra Türkiye'nin diğer illerinde de HDP'li belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması sürecinin bir parçasıydı.

Diyarbakır'da kayyum belediyeciliği, kentin siyaset, ekonomi ve toplumu üzerinde önemli olumsuz bir etkiye sahip olmuştur.

Kayyum ataması, Diyarbakır'ın siyasi dinamiklerini önemli ölçüde değiştirmiştir. HDP, Diyarbakır'da uzun yıllardır güçlü bir siyasi güçtür ve kentin yerel yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Kayyum ataması, HDP'nin yerel yönetimlerdeki etkisini azaltmıştır. Bu durumla birlikte yerel yönetim hizmetlerinde büyük aksamalar görülmeye başlanmıştır.

Kayyum ataması, Diyarbakır'ın ekonomisi üzerinde de olumsuz bir etki yaratmıştır. Kayyum yönetimi, belediyenin mali kaynaklarını azaltmış ve bazı yatırım projelerini durdurmuştur. Bu durum, kent ekonomisinde durgunluğa neden olmuştur.

Kayyum ataması, Diyarbakır'da toplumsal kutuplaşmayı artırmıştır. HDP'li seçmenler, kayyum atamasını bir hak ihlali olarak görmektedir. Bu durum, kentte zaman zaman protestolara ve çatışmalara yol açmıştır.

Diyarbakır'da 2016 yılından bu yana görev yapan kayyum belediyelerinde, yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları sık sık gündeme geliyor. Bu iddialar üzerine yürütülen soruşturmalar sonucunda, kayyum belediyelerinde görev yapan çok sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama kararı çıkarıldı.

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Ferit Kahraman, kayyum dönemlerinde yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlüklerin rakamlarını paylaştı.

Kayyum belediyelerinin neredeyse tüm ihaleleri 21/B maddesine dayandırarak pazarlık usulüyle yaptığını hatırlatan Kahraman, “21/B maddesi dediğimiz, ‘doğal afetler, salgın, hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi olan’ durumlarda… Yani ani belenmedik bir durum gerçekleşirse kurumların bu ani duruma karşı tedbir olarak ivedilikle bir işlem yapması amacıyla kullanılması ön görülüyor. Gerekli olan yapım hizmet gibi mal alımı gerçekleştirmesi için bir yetki tanımlamasıdır.

Ancak kayyum belediyelerinin yaptığı tüm ihaleler bu maddeye dayandırılıyor” dedi.Kayyumların yaptığı ihalelerden bazılarının birden fazla tekrarlandığını belirten Kahraman, Diyarbakır Sur ilçesi, Melik Ahmet Caddesi örneğini verdi: “Melik Ahmet Caddesi ilk kayyum döneminde yapıldı, aradan iki yıl geçmeden tekrar yapıldı. Oralara 23 milyona yakın bir bütçenin aktarıldığı tahmin ediliyor. İhale sonuçları yayınlanmadığı için veriler paylaşılmadığı için sadece tahmini bir maliyet üzerinden bu değerlendirmeleri yapabiliyoruz. Birde arsa spekülasyonları var. Yerel yönetimlerin hazine mülkiyetinde olan arsaların rayiç bedellerle kendi mülkiyetlerine geçirilerek ondan sonra imara açması, belli sermaye gruplarına peşkeş çekilmesi ile ilgili haberler var.

Kayapınar ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu arsa satışları var. Yenişehir Belediyesi Dokuzçeltik Mahallesini satışa çıkardığı haberleri var. Son dönemde Büyükşehir Belediyesinin yaklaşık 800 milyon TL değerinde arsa satışları yaptığını görüyoruz.”

Büyükşehir belediyesi, Silvan’da Kılıç Aslan Kent Meydan işini ilk önce açık ihale usulü ile yapıyor. Açık ihaleyi 9 milyon 700 bin liraya yapıyor. Ancak ihale tamamlanmıyor. Daha sonra 21 maddesi ile pazarlık usulü ile yapılıyor. Bu defa 20 milyon 500 bin lira gibi bir ikmal işi çıkıyor. Yaklaşık maliyetle kıyasladığımızda ilk yapım işi yüzde 39.79’ken açık ihale olduğunda, pazarlık usulü olduğunda yüzde 4 gibi bir indirim oranıyla gidiyor. Aradaki 10 milyonların kimler arasında nasıl dağıtıldığını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Sur Kültür Yolu diye bir festival düzenlendi. Festival 8-16 Ekim tarihleri arasında düzenlendi. Ancak ne hikmetse 10 Ekim’de bir hizmet alım işi yapılıyor organizasyon ile ilgili. Bu organizasyon yüzde 2.44 gibi bir kırımla gidiyor. Bir davetli çağrılıyor ki mevzuata aykırı. En az üç teklif alınması gerekiyor. Etkinliğin sürdüğü dönemde bir teklifle bu ihale yapılıyor. Bir başka örnek vurgulamak istiyorum.

16 Mayıs’ta Diyarbakır Türkmenleri Tarih Kültür ve Hasat şöleni adı altında bir ihale yapılıyor. Bu festivalle ilgili ihale yapılıyor. Festivalin kendisi gerçekleşiyor. Tam 13 gün sonra bu hizmet alım işi için firma sözleşme imzalıyor. İş oluyor bitiyor, daha sonra firma çağrılarak sözleşme imzalanıyor. Pazarlık usulü ile yakın zamanda gerçekleşen bir ihale ile ilgili bilgiler de paylaşan Kahraman, söz konusu ihalenin seçim propagandası çalışması ile ilgili olduğunu söyledi.

Kahraman, söz konusu ihale ile ilgili şu bilgileri verdi: “Seçim dönemindeyiz. Diyarbakır büyükşehir belediyesi 2023/362397 ihale kayıt numarasıyla 750 adet yol direk bayrakları ve profil demir ihalesi düzenliyor. Son bir haftadır şehri donatan direklere asılan, seçim propagandası olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resimlerinin asıldığı direkler için düzenlenen ihale. 1 milyon 128 bin 750 TL tutarında olan ihale yine aynı 21/B maddesine dayandırılarak gerçekleştiriliyor.”

En dikkat çeken soruşturmalardan biri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde (DBB) Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Bircan'ın, Gençlik ve Spor Daire Başkanı Mehmet Kesen'e şantaj yaptığı iddiasıyla başlatılan soruşturma oldu. İddiaya göre Bircan, Kesen'e, "uygunsuz görüntüler" üzerinden şantaj yaptı ve Kesen'in istifa etmesini istedi. Kesen'in şikayeti üzerine Bircan tutuklandı. Soruşturma kapsamında, DBB'nin diğer daire başkanları da şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Diğer bir soruşturma ise, DBB'nin ihalelerinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla başlatıldı. Soruşturma kapsamında, DBB'nin ihale komisyonu üyeleri ve ihaleleri alan firmaların yetkilileri hakkında gözaltı ve tutuklama kararı çıkarıldı. Soruşturma kapsamında, DBB'nin ihalelerinde milyonlarca liralık usulsüzlük yapıldığı iddia edildi. Diyarbakır'da kayyum belediyelerinde yürütülen yolsuzluk soruşturmaları, kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu. Bu soruşturmalar, kayyumların belediyeleri kendi çıkarları için kullandıkları ve yolsuzluk yaptıkları yönündeki iddiaları güçlendirdi. Diyarbakır'da kayyum belediyelerinde yürütülen yolsuzluk soruşturmalarında şu ana kadar şu kişiler hakkında gözaltı ve tutuklama kararı çıkarıldı: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Bircan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Daire Başkanı Mehmet Kesen, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İhale Komisyonu Üyeleri, İhaleleri alan firmaların yetkilileri.

Diyarbakır'ın Bağlar Belediyesi'nde 2023 yılının Kasım ayında rüşvet operasyonu düzenlendi. Operasyonda, Bağlar Belediyesi Fen İşleri Müdürü Fırat Kılıç ve İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Sıddık Aycıl tutuklandı. Açılan davada Belediye başkanına yurt dışı yasağı konularak hakkında 10 yıl hapis cezası istenmiştir.

Bismil Belediyesi Eş Başkanları Orhan Ayaz ve Gülşen Özer’in görevden alınmasıyla yerlerine kayyum olarak atanan eski İlçe Kaymakamı Kerem Süleyman Yüksel'in, belediyede yolsuzluk ve rüşvet aldığı iddiaları gündeme getirildi. Bismil'de tarımsal alan içinde olan ve tarla niteliği değiştirilerek eğitim tesis alanı olarak arsaya dönüştürülen Tezekli 107 ada 9-10-11-12 numaralı parseller ile 131 ada 21-22-23-24 ve bitişik parsellerde 50 adet lüks villa yapımı için müteahhit A.A.'ya ruhsat verilmiştir. Arsanın plan notları ve niteliğine aykırı olarak villa yapımı için ruhsat verilmesi açık bir şekilde yasaların çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca Belediye çalışanlarının müteahhit A.A.'dan bu ruhsat karşılığında 1,5 milyon TL rüşvet aldıkları iddia edilmektedir.

Kayapınar Belediyesi’nin geçtiğimiz yıl düzenlediği asfalt ve mucur ihalesinde “yolsuzluk” yapıldığı iddiaları üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından müfettiş görevlendirildi. Mülkiye baş müfettişinin, belediye başkanvekili hakkındaki şikayetleri de mercek altına aldığı öğrenildi.

Diyarbakır'ın ilçelerinde kayyum belediyelerinde yürütülen rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları, kamuoyunda büyük tepkilere neden oluyor. Bu soruşturmalar, kayyumların belediyeleri kendi çıkarları için kullandıkları ve yolsuzluk yaptıkları yönündeki iddiaları güçlendiriyor.

Diyarbakır'da kayyumla birlikte belediyelerden ihraç edilen kişi sayısı, kayyum ataması yapılan belediyelerin sayısına ve belediyelerin büyüklüğüne göre değişmektedir. Diyarbakır Belediyelerine 2016 yılında yapılan kayyum ataması sonrasında, belediyelerdeki 10 bine yakın kişi ihraç edilmiştir.(Yaklaşık olarak 100 bin kişilik nüfusu olumsuz etkilemiştir.)İhraç edilenler arasında belediye başkanları, meclis üyeleri, bürokratlar, işçiler ve memurlar bulunmaktadır.

HDP'li belediyelere kayyum atanması, Türkiye'de hukuki tartışmalara neden olan bir konudur.

Kayyum atanmasının yasal dayanağı, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 127. maddesidir. Bu maddeye göre, belediyenin görev ve yetkilerini yerine getirememesi veya yerine getiremeyecek duruma düşmesi halinde, İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atanabilir. Ancak, Anayasa Mahkemesi, 2017 yılında verdiği bir kararda, belediyelerin görev ve yetkilerini yerine getirememesi veya yerine getiremeyecek duruma düşmesi hallerinin, somut olarak belirlenmesi gerektiğini ve bu hallerin tek başına terör suçu ile ilişkilendirilemeyeceğini vurgulamıştır.

HDP'li belediyelere kayyum atanması uygulaması, hukuki dayanağı ve uygulama şekli açısından çeşitli eleştirilere maruz kalmıştır.

Hukukçular, kayyum atanmasının yasal dayanağının soyut ve belirsiz olduğunu, bu nedenle keyfi uygulamalara yol açabileceğini savunmaktadır. Ayrıca, kayyum atamalarını yargı denetimine tabi tutmamanın da hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu belirtmektedir.

HDP'li belediyelere kayyum atanması, genellikle terörle mücadele gerekçesiyle yapılmaktadır. Ancak, bu gerekçenin somut olarak ortaya konulmadığı ve kayyum atamalarını haklı kıldığına dair yeterli delil bulunmadığı savunulmaktadır. Ayrıca, kayyum atamaları sonucunda belediyelerin hizmet kalitesinin düştüğü ve halka karşı hesap verebilirlik mekanizmasının işlemediği iddia edilmektedir.

HDP'li belediyelere kayyum atanması, Türkiye'de siyasi ve hukuki tartışmalara neden olan bir konu olmaya devam etmektedir. Önümüzdeki yerel seçimlerden sonra DEM parti belediyelerine tekrar kayyum atanıp-atanmayacağı merak konusudur.

Not: Ercan Bircan söz konusu davadan berat etmiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.