"Öğretmene saygı, bilgiye ve geleceğe duyulan saygıdır; saygının olmadığı yerde ne eğitim filizlenir ne de toplum büyür."
Eğitim sistemi, yalnızca bilgi aktarmaktan ibaret olmayan, bireylerin topluma kazandırılmasında kritik bir rol üstlenen bir yapıdır. Bu sistemin en temel taşlarından biri olan öğretmenler, öğrenciler üzerinde bıraktıkları etkilerle geleceğin şekillenmesine doğrudan katkıda bulunur. Ancak son yıllarda, öğretmenlik mesleğinin toplumdaki itibarında gözle görülür bir aşınma yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu durum, yalnızca öğretmenlerin değil, eğitim sisteminin ve dolayısıyla toplumun bütününün zarar görmesine neden olmaktadır.
Aileler, çocuklarının okullarda başarılı olmasını, iyi bir eğitim almasını ve nitelikli bireyler olarak yetişmesini ister. Ancak bu süreçte, evde kendi çocuklarına söz geçiremeyen velilerin, okullardan ve öğretmenlerden adeta mucize beklemeleri sıkça rastlanan bir durumdur. Oysa eğitim, yalnızca öğretmenlerin çabasıyla değil, ailelerin iş birliği ve destekleriyle başarıya ulaşabilecek bir süreçtir.
Velilerin, öğretmenleri eleştirmek ya da pedagojik süreci sorgulamak yerine, onların çabalarını takdir eden ve destekleyen bir yaklaşım benimsemeleri gerekmektedir. Çocukların gözünde öğretmen otoritesinin zedelenmesi, öğrencilerin okula ve öğrenme sürecine olan ilgisini azaltmakta, bu da eğitim başarısını olumsuz yönde etkilemektedir.
Öğretmenlik mesleğine duyulan saygının azalması, yalnızca bireysel bir sorun değildir; bu durum, toplumsal yapıyı da derinden etkiler. Öğretmenler, bir toplumun değerlerini, kültürünü ve bilgi birikimini aktaran, aynı zamanda çocuklara yol gösteren rehberlerdir. Eğer bu rehberlerin itibarı zedelenirse:
Öğretmenine saygı duymayan bir öğrenci, öğrenmeye de ilgisiz hale gelir.
Öğretmenler, destek yerine sürekli eleştiriyle karşılaştıklarında motivasyonlarını yitirebilir, bu da eğitim kalitesine yansır.
Öğretmenlere saygı, aslında topluma ve bilgiye duyulan saygının bir yansımasıdır. Bu saygının kaybolması, toplumsal değerlerin de aşınmasına yol açar.
Öğretmenlerin itibarını yeniden kazandırmak için toplumun tüm kesimlerine önemli sorumluluklar düşmektedir.
Aileler, çocuk yetiştirme sürecinde öğretmenlerle iş birliği yapmanın önemini kavramalıdır. Bu konuda bilinç artırıcı seminerler ve etkinlikler düzenlenebilir.
Eğitim sisteminde öğretmenlerin karşılaştıkları sorunları dinleyen ve çözüm önerileri sunan mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Öğretmenlerin toplumdaki olumlu rolü, medya aracılığıyla daha sık gündeme getirilmeli, onların fedakârlıkları ve başarıları ön plana çıkarılmalıdır.
Öğretmenlerin mesleki itibarını koruyacak yasal düzenlemeler yapılmalı, hakaret ve saygısızlık gibi durumlarda caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
Bir eğitim sisteminin başarısı, büyük ölçüde öğretmenlerin toplumdaki yerine ve itibarına bağlıdır. Velilerin, okullardan mucizeler beklemek yerine, çocuklarının eğitimi için öğretmenlerle sağlıklı bir iş birliği kurmaları şarttır. Unutulmamalıdır ki, bir toplumu inşa eden en önemli unsurlar arasında, geleceğin mimarları olan öğretmenler yer almaktadır. Bu nedenle, öğretmenlere hak ettikleri saygıyı göstermek, aslında çocuklarımızın ve toplumumuzun geleceğine yapılan bir yatırımdır.