11 sene evvel Konya'da bulunan Selçuk Hastanesinde, defalarca kalp krizi geçiren ananeme doktorlar birçok kez müdahale etmişti. Allah'ın izniyle kurtulmuş ve kalp pili takılmıştı. O hastaneden ve doktorlardan çok memnun kalmıştık. Sistem çok iyiydi o zaman, çok iyi bir bakım sağlanmıştı. Hem sağlık açısından hem psikolojik açıdan... Hep dua aldılar.
2 sene evvel ananem için Araştırma Hastanesine gittik. Tekrar aynı ilgi, alaka ve bakımı gördük. Yalnız bu son zamanda Araştırma Hastanesi, ananeme o ilgiyi göstermediği için özel hastaneye yatırmak zorunda kaldık. Çevremizde bir çok insan bu ilgisizlikten muzdarip...
Bower Hastanesi hastamızla çok iyi ilgilendi. Sezgin hocaya ve Mesut hocaya teşekkürlerimizi iletiyoruz. Manevi yönden de çok iyi geldiler. Ananemin maneviyatını görünce Hastane olarak maddiyata yönelmediler. Hemşireler de çok iyiydi.
Geçen gün de beyin ameliyatı için amcama Fakülte Acilinde çok zor yer bulundu. Devlet Hastaneleri eskiden çok iyiyken şimdi kalite gittikçe düşüyor. Eleman az... Hastalara alaka çok azaldı. Ekonomi zaten kötü, çoğunlukta birikim de yok, insanların zor durumda bırakılmaması gerekiyor! Özel hastanelere de çağrımız Sezgin hoca gibi olmaları, hastaları müşteri olarak görmemeleri, insana imkan olarak bakmamaları, işi ticaret ve insanı istatistik görerek şerefli sağlık sektörüne ihanet etmemeleridir.
Annemizin safra ameliyatı için neredeyse 1 sene evvel gün veren Araştırma Hastanesinden hala haber yok. Özel hastaneye transfer olan Bahri adındaki cerrah bize bir haber dahi vermedi. Başka doktora sevkedip etmediği bile şüpheli. Teyzemize de aynısı olmuştu. Biz de teyzemiz gibi mecburiyetten safra ameliyatını özelde yaptıracağız.
Bu saydığım insanlar ve aileleri devlete hep vergisini vermiş, sigortalı insanlar... Devlet hastanelerinde halk ameliyat olamayacak mı? Bu adalet midir? İnsanlığa sığar mı? Bir ülkede emeği alınan halka hizmet yoksa o ülke büyük ülke asla olamaz...
Ananem eski topraktı. Diyarbekir çınarlarından bir köklü çınar devrildi. Onunla beraber yüzlerce insan sanki yetim kaldı. Taziye yerinde onlarca insan taziye sahipleri gibi hüzünlüydü. Hayatı boyunca başkalarına fayda gözetti. Zahid gibi yaşadı. Zengin değildi fakat gönlü öyle zengindi ki... Kanaatle yaşayıp mazlumlar için hep hayır yapmaya çalıştı. Afrikalı çocuklara su kuyusu açtırmak, Filistin yiğitlerine ve diğer mazlumlara, garibanlara sayısını bilmediğimiz kadar yardım... Kendi evlatlarını, akrabalarını da hiç unutmadı. Kendisi ise bir lokma bir hırka düsturuyla yaşadı. Böyle hayırlı insanlar birer birer göçtükçe, azaldıkça aramızda, belki de belalar çoğaldıkça çoğalacak... Onların kıymetini bilmeli, onları örnek almalı... Yaralara merhem oldukça kendi yaralarımızı sarabiliriz ancak...
Ananem Hacı Hatun gibi salihalar ve salihler toprağın altına hazinedir. Çocukluğumuz da sanki onlarla beraber gömülür. Şüphesiz Allah'tan geldik, Allah’a döneceğiz. Yarattıkları sayısınca daim elhamdülillah... Ananemiz ve tüm merhum ehl-i imanın ruhu için elfatiha...