Diyarbakır, haftada beş yüz bin turist sınırını zorluyor. Helal olsun gençlere. Sosyal medyada harika işler çıkarttılar. Sur, on gözlü köprü, Süryaniler, Ermeniler, Keldaniler, Kürtler, Anadolu insanına unutulmuş renkleri, tatları ve görülmeyen bir tarihi kiliseleriyle, camileriyle tanıtmayı başardılar.
Oteller dolu, mekanlar da öyle.
Şehir soluklandı.
Şiddetin öbür rengi de varmış.
Bendeniz, uçak terörü sebebiyle gitmelerimi azalttım. Yapı olarak sabırsız biri olduğum için, gecikmelere isyan ederim. En son beş saatlik bir tehir için, Sabiha Gökçen’i karıştırmış ve bunu sayfamda yayınlamıştım.
Dün, yolculara bildirilmeden seferler gene iptal edilmiş.
Kasıtlı yapıldığına inanmıyorum ama, çekilecek dert değil artık. Bu kronik krizin bir çözümü olmalı değil mi?
Numan bey de dertli olmalı ki, çaresiz özel uçakla gitmiş menziline(!)
Delikanlının son kozu ciğercilik, prima iş olduğunu kanıtladı nihayet; bayramda 20 ton ciğer kebabı tüketilmiş.
Sıfır parayla gidin, bir hafta krallar gibi yaşatırlar sizi. Onlarca videosu vardır, ispatlıdır.
Eskiden Diyarbekir’e tayin olan memurlar giderken kederden, dönerken özlemden ağlarmış.
Amed, hala o Amed.
Daha da demlenmiş.