BU HASTALIĞA DİKKAT EDELİM! YOKSA KÖR OLABİLİRİZ!

Daha önce bildiğiniz bütün salgın hastalıkları unutun! Bu salgın bildiğiniz gibi değil, çok daha farklı! Gözleriniz var ama göremiyorsunuz, kulaklarınız var ama duyamıyorsunuz, diliniz var ama söyleyemiyorsunuz…

Bu yazımıza ‘Jose Saramago’nun ünlü romanı ‘Körlük’ten bir alıntıyla başlayalım;

“-Neden kör olduk? -Bilmiyorum, bunun nedeni belki bir gün keşfedilir. -Sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum, biz zaten kördük. -Gördüğü halde görmeyen körler.”

Çok uzun zamandır bir insan olarak anılmıyoruz. Genelde tc kimlik numarasıyla anılıyoruz. Hatırlarsanız bi dönem aşı kartlarıyla, hes kodlarıyla anıldık. Asıl vahim olan nedir biliyor musunuz? Bir avuç duyarlı insan hariç hemen herkesin gördüğü halde görmediği hale gelmesidir.

Bilinçsel körlüğün salgın bir hastalık gibi yayıldığı bir toplumda; korku ve paniğin hâkim olması; ahlaki değerlerle beraber vicdan ve merhameti çökertir.

Sosyal medyada sanal gerçekliğe mahkûm edilmiş birer kör bireylere dönüştürüldük. Bu sanal dünyada gerçeklik algısından kopartılarak gittikçe soyutlaşıyoruz. Fark ettiyseniz sosyal medya da keşfetimize; taşıdığımız düşüncelere göre paylaşımlar geliyor. Hatta muhabbetini yaptığımız ne varsa keşfetimize düşüyor.

Rahmetli Erbakan; 2005 yılında, RAND Corporation’un hazırlattığı bir raporu yorumlarken şöyle diyordu. Herkesin her kıpırdayışını takip edecekleri bir bilgisayar ağı kurulacak. Bununla her şeyi istedikleri gibi kontrol edecekler. Ve dünyadaki ülkeleri birer polis devleti haline getirecekler.

Bir diğer husus ise tüm Avrupa’nın özellikle batının gözü önünde zalim olan İsrail mazlum Filistin’i katlediyor. Maalesef batı ülkeleri bunu görmüyor. Doğu ülkeleri deve kuşu gibi kafasını kuma gömmüş, görünmediğini zannediyor. Bir dedikodu için, bir ayıbın ortaya saçılması için herkesin gözü çok iyi görürken. Haksızlığa ve adaletsizliğe uğramış kimseleri gören gözler yok maalesef.

“Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (Araf 179.)