Erhan BOZKURT

CAN GÖVDEYE YÜK DEĞİL, İNSAN MAKAMA MÜLK DEĞİL

Sayın Nail Olpak, “Türkiye bir mesuliyetin adıdır” demişti. Ondan ilhamla şunu söyleyebilirim: Türk olmak, mesuliyet sahibi olmaktır. Türk kalmak, emanete sahip çıkmaktır. Türk olmak zalimin karşısında durup mazluma yardım etmektir. Türk olmak adaletle hükmetmektir. Ayrıca şartlar ne olursa olsun, mensubiyetimizin gereği olan, mesuliyet duygusunu ve emaneti muhafaza etmeliyiz.

Bulunduğumuz makamlar, mevkiler tamamen bize verilmiş bir emanettirler. Günü geldiğinde de devrini yapacağız. Yaptığımız işlerde adaletli olmalıyız. Çünkü bize emanet edilen bu imkanlara, babamızın değil, ümmetin malı düşüncesiyle yaklaşmalıyız. Bu sebeple, öncelikleri ve hassasiyetleri gözetmek, koruyup kollamak durumundayız. Kendimizin değil, vatanın, milletin ve ümmetin öncelikleri olan bu makamlarda adaletle hükmetmeliyiz. İnsanlar, insanları kandırabilir. Kara iken, kendini ak olarak takdim edebilir. Bizler kolaylıkla inanırız. Çünkü “bu dünyanın en kolay şeyi, bir Müslümanı kandırmak ve kullanmaktır. “Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (Nisa58.ayet). Bu vesileyle hayatı musvedde yaşamamalıyız, ölüm ansızın gelip çatar, temize çekmeye vaktimiz olmayabilir! Şairin dediği gibi hangi meyve oldu da dalın da kaldı? Dünyaya kim geldi de gitmedi? Öyleyse makamı ve mevkiyi kaybetmekten değil, hesabını vermekten korkmalıyız.

Sadece bulunduğumuz makamların değil bütün yaptıklarımızın, ettiklerimizin bir gözetleyici ve denetimcisi var. O da şüphesiz yüce Allah’tır. Çünkü diğer tarafta adil bir mahkemede yargılanacağız ve hakimin kendisi bizzat şahidimiz olacaktır. Hz. Ali “Bir insanı layık olmadığı yere koymak diğer insanlara zulümdür.” Demiş. Evet makamlar insanlara şeref verdiği sürece insanlar makamlara itibar veremeyecektir. İnsan başkasına haksızlık yapmaktan sakınacağı gibi, başkalarını haksızlık yapmaktan da alıkoymağa çalışmalıdır. Bu bir vicdani görevdir. Kendimize yahut bir başkasına yapılan haksızlığı giderme konusunda bazı İslamî ölçüler vardır. Bunlara uyulması gerekir. Bir kötülük yada haksızlık görüldüğünde hadisi şerifte olduğu gibi “Münkeri yani kötülüğü el ile men etmek devletin ve diğer yetkililerin vazifesidir. Dil ile men etmek ise alimlerin ve bu konuda bilgi sahibi olan kişilerin vazifesidir.”

Bulunduğu makama ihanet eden şunu iyi bilsin ki o makamda ona ihanete etmeden feragat etmez. Bu ya itibarın zedelenmesi yada felaketin habercesi olur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.