Erhan BOZKURT

ÜZERİNE ALDIĞI MESULİYETİ MENFAATİNE ÇEVİRENLER

Zaman geçtikçe insanların birbirlerine olan düşkünlükleri ve güvenleri yıpranıyor, kırılıyor, zedeleniyor ve bitme noktasına geliyor. Dün uğruna gözünüzü feda ettiğiniz insanlar bugün size; zaten kördü.! Diyebiliyor. Sözüm onlara! Dün; Hacı, hoca… vs diye tabir ettiğimiz, değer verdiğimiz insanlar bugün kendisine ve hitabına yakışmayan olaylarla meydana geliyorlar. Maalesef makamını menfaati için kullananlar aldı başını gidiyor. Evet işin ehli olup işini hakkıyla yapanlar var, bunlara sözümüz yok, saygımızda çok. Ama üzerine aldığı mesuliyeti menfaatine harcayanları görünce ne çok üzülüyoruz. Tam da bu yüzdendir ki; kimseye güvenmemeyi; en çok güvendiğimiz insanlardan öğreniyoruz”

Kısacık ömrünü biraz daha güzel, biraz daha zengin yaşama arzusu ile ebedi bir ahireti gözden çıkaranların akıllarına şaşmak gerek. Hayat her ne kadar güzel görünse de, her tarafta göründüğü gibi olmayan insanlar kaynıyor. Kim bilir belki de İnsanlık tarihinin en meşakkatli ve güvenilirsiz olduğu dönemleri yaşıyoruz. Bu vesileyle ilgili olarak hz.Süleyman döneminde yaşanmış bir hadiseden bahsedeceğim.

Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman aleyhisselama gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hazreti Süleyman aleyhisselam dervişi hemen huzuruna çağırtır. Ve ona sorar; “Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?” Derviş kendini savunur; “Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Bende bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.” Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki; “Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?”
Kuş kendini savunur. “Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.” Hz.Süleyman aleyhisselam bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister. “Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder. Kuş o anda; “Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır. “Neden” diye sorar Hazreti Süleyman. Kuş sebebini şöyle açıklar; “Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar… Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın… Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.

İnsanları bulunduğu makamlarda yöneten adalet müessesesi aslında insanların vicdanlarından oluşuyor. Bu vicdan; yaptığımız davranışlar, gösterdiğimiz tepkiler, sergilediğimiz tutumlar, alternatifler arasında kendimize uygun bulduğumuz ve olaylar karşısında üzerimize aldığımız mesuliyetlerdir. Bu mesuliyetleri taşırken başka birinin hakkına girmeden adalet duygusunu incitmeden hareket etmeliyiz. Vicdanımızın sesini dinleyerek doğru yolda ilerlemeli ve birbirimizin hakkına saygı duymalıyız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.