DÜŞMAN AİLEMİZE GÖZ DİKMİŞ!
Güya başımızda bir devlet var, bir de başında milli yazılan maarif bakanlığımız var ama;
Ne çocuklarımızı günün şartlarına göre yetiştiriyor,
Ne gençlerimize umut ve motivasyon veriyor,
Ne aile huzurumuz için taş üstüne taş koyuyor…
Kadına pozitif ayrımcılık adı altında attığı her adımda aileyi dağıtmak için bir pencere açıyor.
Bay bayan iki kişi bir işe müracaat ederse öncelik kadınındır,
Evin annesi çalışırsa çocuğu için kreş ücreti verilir ama kadın evine, çocuğuna bakarsa ona destek yok,
Bir kızcağız babasından kalma yetim aylığı alıyorsa evlendiğinde aylık kesiliyor,
Bir kadın kocasından kalma maaş alıyorsa evlenince maaşı kesiliyor,
Bir memur emekliye ayrıldığı zaman aile yardımı kesiliyor sanki eşiyle artık yaşamıyormuş…vb bir sürü tuhaf uygulamalar var. Hepsi de aile olmayı öteleyen durumlardır.
6284 numaralı yasa dünyada benzeri görülmemiş bir şekilde ülkemizde uygulanıyor, bu yasa uygulanırken erkeğe köpek muamelesi dahi yapılmıyor.
Çocuklarımıza; edep, hikmet ve marifet, şefkat ve merhamet ile akrabalık adına bir şey öğretilmezken, üstelik çocuk hakları adına gerekirse çocuğu anne babadan ayırıyor ve “sosyal yetim” durumuna düşürüyor, hatta cinsiyetini değiştirmek için devlet çocuğa destek veriyor, babanın itiraz hakkını bile tanımıyor…
Binlerce kız çocuğu erkek, binlerce erkek çocuğu kız olmak için kimi sağlık kuruluşlarından randevu talebinde bulunmuş, her bir ameliyatı iki milyon civarında bir masraf istiyor, bu masrafı da devlet veriyor, vah ki ne vah! Şimdi bu dönmelerden anne baba mı olacak? yarın öbür gün hepsi psikolojik vaka olarak karşımıza çıkacaklar.
Diyanet İşleri Başkanımız başta olmak üzere hocalarımız her fırsatta aile aile… diye va'z ederler ama nafile. Çünkü uzaktan sohbet kar etmiyor. Dokunmak lazımdır.
En son bir programda Diyanet İşleri Başkanımız Prof.Dr.Ali Erbaş hoca ailenin önemi hakkında şu ifadeyi kullandı;
“Diyanet İşleri Başkanlığı olarak aile denilince kalbimiz farklı atmaya başlıyor. Çünkü aile toplumumuzun bel kemiği, çekirdeğidir. Mümkün olduğunca aile içi saygıyı, sevgiyi, eğitimi geliştiren çalışmalar gerçekleştiriyoruz. “
Biz de Türkiye Aile Meclisi mensupları olarak bu konuda her fırsatta bir şeyler anlatmaya gayret ediyoruz.
Diyoruz ki, ailenin mutluluğu 7S formülünde saklıdır.
Secde birliği,
Sevgi birliği,
Saygı birliği,
Sofra Birliği,
Sohbet birliği,
Seyahat birliği,
Selam birliği,
Bir Müslüman ailenin fertleri namaz kılıyorsa cemaatle namaz kılması paha biçilmez bir değerdir. Nama sonrası bir karı kocasına, bir koca karısına dua ederse ve bir de duyulursa bunların muhabbeti pekişmez mi?
Allah rızası için karı koca biri diğerini severse, bunu söz ve bakışlarına yansıtırsa, karşılıklı davranışları sevgiyi andırırsa aile bağı perçinleşmez mi?
Saygı birliği karı kocada karakteristik bazı özellikler varsa ve bu özellikler diğerine tuhaf geliyorsa buna anlayışla yaklaşılmalıdır, buna saygı gösterilirse aile ferdi olarak, bay olsun bayan olsun kendini rahat his eder.
Mümkünse aile fertlerinin sabah akşam ya da en az bir yemekte aynı sofrada oturmaları da ayrı bir önem taşımaktadır.
Sohbet birliği günün en az bir zaman diliminde yüz yüze, göz göze bakarak bu gün ne yaptık ne ettik, vaktimizi nasıl değerlendirdik diye bir aile gibi paylaşımlarda bulunulursa sıcak bir ortam oluşmaz mı?
Seyahat birliği fırsat buldukça akraba ziyaretleri, ya da kısa uzun seyahatler yapılsa o süre içinde ayrı bir muhabbet oluşmaz mı?
Selam birliği, başta eşler olmak üzere aile fertleri selam ve dua ile eve girip çıksalar aile üzerinde paha biçilmez bir manevi bağ oluşmaz mı?
Buyur gerisini siz düşünün, yeter ki iyi niyetle ve birlikten yana düşünün yapacağınız her davranış aile bağınızı daha güçlendirecek diye düşünüyorum.
Evet düşman ailemize göz dikmiş ama onun çabalarını bertaraf etmek de bizim vazifemizdir, biz de böyle davranışlarla düşmanın çalışmasını sonuçsuz bırakmalıyız diye düşünüyorum.
Allah hayırlı, huzurlu bir aile cümlemize nasip etsin. Amin demeni dileğiyle.