YUSUF SURESİNİN HER AYETİ GÜNÜMÜZE HİTAP EDİYOR!
Kur’an-ı kerim ibret, hikmet ve rehber bir kitaptır, fiziki ve meta fiziki konularda insanı aydınlatan ilahi mesaj içeriyor. Yeryüzünde insanlık rahat etmek istiyorsa onu okumalı, satır araları denilen ayetleri incelemeli, ondan ilham alarak dünyevi ve uhrevi hallerine bereket ve huzur kazandırmalıdır.
Yüce Allah’ın Ehsenul kıses(kısaların en güzeli) olarak vasıflandırdığı Yusuf suresinde bizim için nice ibretler saklıdır. Örnek alıp, amel edersek hayatımız kolaylaşır, sorunlarımızın çoğu çözülür, ömrümüzün bereketi artar diye düşünüyorum.
Bu mesajlarda bir kaçını sıralamak gerekirse;
1-Kadın da olsa kimsenin taraftar olduğu bir vakada beyanı esas olamaz, delil ve dayanak lazım, şahit lazım. Ya da Allah adına üç kere yemin lazım.
2-İnsan günah işleyebilen bir varlıktır, ama tövbe kapısı daima açıktır.
3-Peygamberler Allah’ın seçkin kulları olmasına rağmen her şeyi bilmezler.
4-Küfür diyarın da nice ehli vicdan kimseler vardır.
5-İyilik, hayırla muamele zamanla insanı yüceltir.
6-Sabır ve tevekkül insanı olgunlaştırır.
7-Günümüzün moderin amonlarına hayır! demek lazım.
Maddeleri bir az açalım;
*Zeliha’nın Hz.Yusuf için kurduğu tuzağı, defalarca yayınlamış filmden bir müfessirden daha açık gördük, fark ettik, ibretle izledik. Yüce Allah(cc) peygamberine sahip çıkmasaydı ve Kisi o bebek haliyle konuşmasaydı Hz.Yusuf yanmıştı. İşte Kıyamet günü işledikleri günahı inkar eden kimselerin aleyhine elleri ve ayakları konuşturan Allah celle ve ala Kisiyi konuşturdu ve peygamberini temize çıkardı.
İnsanlık bu kıssadan bir ders alamamış ki; “kadının beyanı esastır” şeklinde bir cehaletin peşine düşmüş, halbuki ister kadın ister erkek bir iddiada bulunursa onu ispat etmekle yükümlüdür.
Hz.Ali (ra) ne buyuruyor? “Biri gelip size dese ki filan adam benim bir gözümü çıkarmış, diğerini dinlemeden hüküm vermeyin belki o diğerinin iki gözünü çıkarmıştır”
*Hem Hz.Yusuf’un kardeşleri de Hz.Züleyha sıra dışı günahlar işledikleri halde tövbe edince hepsi af edildi, bizim kul ile Allah arasına girip “bu günah af edilemez!” keşlinde umutsuzluğu aşılamamıza gerek yoktur.
*Hz.Yakup(as) Allah’ın peygamberiydi, ama Yusuf’un başına gelenlerden haberi olmadı, çünkü gaybı Allah dilerse/icap ederse peygamberine, veli kullarına bildirir.
Nebilere verilen gaybi bilgiye Mucize, velilere verilen gaybi bilgiye ise Keramet denir, Mucize ve Kerameti inkar eden, ya da akılla izah eden kimseleri defterinizden çıkarın, çünkü onlardan bir nane olmaz.
*Başta Mısır kralı Akenaton olmak üzere Hz. Yusuf’un tarzını tavrını dikkate alıp sonradan iman ile müşerref olan niceleri olmuş, yani Kafirleri de aynı kefede tutmamak lazım. Kafir diye nitelendirdiğimiz insanları çoğu yaşadığın ortamdan etkilendikleri için öyle yaşar giderler, ama bir hakkı hakikati fark ederlerse de düşünler, inkar edip onunla kavga etmezler.
Ne diyor Mevlana Celalettin Er-Rumu “kafire kem gözle bakma iman etmeyeceği ne malum.”
*Hz.Yusuf’un ihlas ile insanlara şefkatle yaklaşması onu toplum içinde sevilen bir kişi durumuna getirdi ve peygamberliğini ilan edince de kısa zamanda kabul gördü,
*Kuyuya atılan günden beri sabır ve tevekkül ikilisi sayesinde teselli bulan Hz.Yusuf gün geldi küle olarak satıldığı diyara melik düzeyinde sevilen bir aziz oldu. O halinden şikayet etmedi ve canını sıkmadı. Hangi durumda olursa olsun o hep ilahi buyruğun gereğini yaptı.
*Tanrı Amon din adamları vasıtasıyla olağan üstü anlatılıyordu ve Amaon inancının ortadan kalması sanki mümkün değilmiş gibi bir durum oluşmuştu, halbuki taşlardan yapılan heykellerin insana ne kâr, ne de zarar veremeyeceğini en basit akıl sahibi bilir, ama yüzyıllar boyu olagelen bir inanca karşı durmak da kolay değildi.
Bizim amonumuz Anıt kabirdir, Anıtkabir’in Atatürk ile hiçbir alakası yoktur, vefatından 17 yıl sonra burayı tehlikeli bir akıl inşa etmiş ve devletin başını buraya getirip bağlılığını ortaya koymayı mücbir hale getirmiştir. Bu yanlış uygulamayı ortadan kaldırmak artık vacip oldu. Bu talebimi 5816 numaralı yasaya bağlayarak Atatürk’e hakaret durumunda değerlendirmek akıl karı olmadığı gibi, Anıtkabirin bu konumu Atatürk’e hakaret anlamını taşıdığını da unutmayalım.
Bir Yusuf edasıyla bu millete hizmet eden Cumuhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın artık bu Kemalist sistemin çarpık düzenine son vererek şu heykel cumhuriyetinden vatandaşları kurtarması lazımdır. Hz.Yusuf(as)’ın yaptığı gibi halk ile selamlaşmaya ve var olan yanlışları ortadan kaldırmaya başlaması gerekir diye düşünüyorum. Bunun İçin Yusuf suresi bizim için yeter de artar.
Kalın sağlıcakla.