İSRAFTAN KAÇINMALIYIZ
Allah Kur’an-ı Kerim yoluyla , kullarını sakınmaları gereken konularda eksiksiz uyarmıştır. Müslüman’ın sakınması gereken konulardan biri de israf konusudur. Allah insanları bu konuda şöyle uyarmaktadır.
… İsraf ederek saçıp-savurma. Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür.
(İsra Suresi, 26-27)
Verilen nimetleri bilinçsizce, düşünmeden saçıp savuranların, şeytanın yandaşları olduğu ayette açıkça bildirilmiştir. Şeytan, Rabbimize karşı nankör olduğu için de insanlar, verilen nimetleri kullanırken, bilinçsizce hareket etmekten, şiddetle kaçınmalıdırlar. Verilen nimetler karşısında insana düşen, sürekli olarak Allah’a şükredip, Allah’ın verdiği nimetleri takdir etmektir. Aksi ise, Rabbimize karşı çok büyük nankörlük olur. Bir amaç veya yarar düşünülmeden, yani Allah rızası gözetilmeden yapılan her harcama ya da zamanı boşa kullanma israftır. Rabbimiz yine başka bir ayetinde israf edenleri sevmediğini de açıkça bildirmiştir.
Ey Ademoğulları, her mescid yanında ziynetlerinizi takının. Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.
(Araf Suresi, 31)
Allah, dünya hayatında, göklerde ve yerde bulunan bir çok nimeti kullarının emrine vermiştir. Bedenimiz, soluduğumuz hava, yaşadığımız evler, yediğimiz yiyecekler, giydiğimiz kıyafetler, gözümüzün gördüğü ve görmediği daha birçok nimet, Allah tarafından bizlere bir lütuf olarak verilmiştir. Aslında düşünürsek, verilen tüm bu nimetler, bizler için birer deneme konusudur. Allah, şükreden ve nankörlük eden kullarını verdiği bu nimetlerle birbirinden ayıracaktır. Gaflet içinde olanlar kendilerine verilen nimetleri sahiplenip, bir üstünlük unsuru olarak kullanırlarken, müminler, sahip oldukları her şeyin asıl sahibinin Allah olduğunu unutmadan, verilen tüm nimetleri, Allah yolunda kullanırlar. Çünkü ahirette, verilen tüm nimetlerden sorguya çekilerek, hesap vereceklerini bilirler.
'Sonra o gün nimetten sorguya çekileceksiniz.“
(Tekasür Suresi, 8)
Bu sebeple mümin, hiçbir zaman, sahip olduklarının, asıl sahibinin Allah olduğunu, aklından çıkarmaz.
İsraf, sadece mal ve para konusunda olmaz. Zaman, sağlık, yiyecek ve içecek konularında da insanlar israf yapabilmektedirler. Allah insanlara dünya hayatında belirlenmiş bir süre tanımıştır. İnsanın da kendisine tanınan bu süreyi, Allah rızasının en çoğunu hedefleyerek değerlendirmesi çok önemlidir. Mümin, geçen her saniye ölüme yaklaştığının bilincinde olduğu için, verilen bu nimeti en faydalı şekilde değerlendirmeye çalışır. Aynı şekilde mümin, sahip olduğu bedenin de emanet olduğunu unutmadan, sağlıklı olmak için fiili dua olarak gerekli tedbirleri alıp, bedenine de gereken özeni gösterir. Zararlı yiyecek ve içecekleri tüketerek sağlığını da israf edeceğini aklından çıkarmaz.
Kısacası, Yüce Rabbimiz israfın her türlüsünü haram kılmıştır. Dolayısıyla müminler, Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de bildirdiği gibi,
“… harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur.“
(Furkan Suresi, 67)