AŞKIN BİLİMSEL ACISI ve AÇISI
Ağır ağır işleyecek bedenine yokluğum,
Yavaş yavaş yok edecek seni,
Her gün bir parçanı, canını yaka yaka kopartacak ruhundan,
Sessizce ama öldüre öldüre…
(Şair Hüseyin Acar)
Aşk: Kişiden kişiye tanımı ve yaşanma şekli değişen yoğun duygu durumudur. Biz insanlar genelde travmatik etkiler bırakan duygu durumlarına gerçek aşk deriz. Onu gerçek yapan, vücudumuzda bıraktığı iyi veya kötü etkidir. Yoğun yaşanmış ve iz bırakmışsa biz ona aşk diyoruz.
Neden böyle bir giriş yaptığımı merak edeniniz vardır elbette. İster genç olun ister yaşlı; ister zengin veya fakir... Hepimizin ortak noktası, kalbimizin bir şekilde kırılmasıdır belki de... Oscar Wilde "Kalp kırılmak için yapılmıştır" derken, bir bildiği varmış işte! Ayrılığın ardından yaşadığımız kalp kırıklığı ile, hayatımıza 'diğer yarımız' eksik bir şekilde devam etmek zorunda kaldık. Ve bu iş, (henüz) aşk acısı yaşamayanların sandığı gibi, HİÇ DE KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİ.
Yeni bir araştırma bu söylediklerimi bilimsel olarak kanıtlıyor. Ayrılık acısından sonra sadece kalpte değil, beyinde de bir yıkım gerçekleşiyor.
Aşkı bilimsel olarak ele aldığımızda; Aşk gerçekten de beyinde uyuşturucu etkisi yaratıyor. Ayrılık sonrası onu düşünmeyi bırakamamanızın nedeni işte bu bağımlılık... Yoksa neden ondan bahsedildiğinde, aradan yıllar geçmesine rağmen, hala kalbiniz çarpsın ki?
Nöroloji Profesörü Dr. Lucy Brown ve antropolojist Helen Fisher bu teoriyi test eden iki bilim adamı. Yapmış oldukları bir testte, romantik acılar yaşayan kişileri MR cihazına alıp beyin fonksiyonlarını inceleyen ekip, kişilere, onları terk eden insanların fotoğraflarını gösterirler.
Bu sırada beyinlerinde neler olup bittiğine bakarlar.
Sonuçlar son derece açıklayıcı: Terk edilen kişi, aşık olduğu insanın fotoğrafını gördüğünde, beyin içindeki 'o tuhaf bölge' tetiklenir.
Bilim dışı terimlerle ifade etmek gerekirse; aşık oldukları kişiyi görmek, insanların sadece kokain ve nikotin kullanırken aktif olan beyin alanlarını aydınlatıyor...
Ayrılık acınızın dozu ile, o kişiyle ne kadar uzun süre birlikte olduğunuz arasında hiçbir korelasyon yokmuş meğer.
Hani "1 yıllık ilişkinin acısı 6 ay", "2 yıllık ilişkinin acısı 1 yıl sürer" filan gibi bir matematiksel inanç vardır ya... Yokmuş öyle bir şey. Ayrılık ayrılıkmış işte...
Ne kadar uzun süre birlikte olduğunuza bakmıyor; onu hatırlatan herhangi bir şeyi 10 yıl sonra görmeniz bile beyindeki 'tuhaf bölge'yi tetiklemeye yetiyor.
Hani halk arasında deriz ya ; Ölüme kadar yolu var...
Evet bu doğru. Aşk sizi öldürebilir!
İhtimaldir ki, ayrılık sonrası bir süre kendinizi iyi hissetmeyeceksiniz. Ve hatta, hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağınızı düşüneceksiniz.
Bu yüzden; Keşke size "şöyle şöyle yapın, geçer" diyebilsem ama diyemiyorum.