Hüseyin ACAR

SEYYAR RADYO

Hayatın anlamı, insanların hayatına dokunmaktır.” – Bedirhan Gökçe

 

Sevgili okurlarım;

Geçen haftaki köşe yazımızda sosyal medyanın keşmekeşliğinde kaybolan fenomenleri ve toplum üzerinde bıraktıkları olumsuz etkilerini anlatmıştık. Bu yazımızda ise; sosyal medya mecralarında istenirse ne denli güzelliklere imza atılabileceğinin göstergesi olan bir programdan bahsetmek istiyorum.  Adı Seyyar Radyo. Sosyal medya mecralarına yeni bir soluk getiren, alışılmışın dışında bir program formatıyla karşımıza çıkan bir program.

Gecenin bir vakti Tiktokta dolaşırken karşınıza şöyle tok sesli, içinize seslenen, hüznü keyifli hale getiren bir ses duyarsanız.

O ses sol yanım acıyor anne derken, sol yanınız gerçekten acıyorsa.

O ses size kitaplardan, ozanlardan aşka ve sevdaya dair şiirler okuyorsa.

Hem taşralı hem kentli dinleyiciyi aynı frekansta buluşturuyor ve sizi hayata bağlayan bir şeyler söylüyorsa, bilin ki o ses, o söz, o yorum, Bedirhan Gökçe’dir.

Yıllardır şiirleri ve yorumuyla genişle kitleye adını duyuran Şair/Yazar/Şiir Yorumcusu Bedirhan Gökçe hafta içi her gün TikTok’ta saat 23.00-01:00 saatleri arasında ‘Seyyar Radyo’ ile bir ilke imza atıyor. Gökçe’nin programı kısa sürede büyük bir ilgi gördü. Bedirhan Gökçe, birbirinden güzel şiirleri seslendirerek sevenlerinin kalbine dokunmaya devam ederken, Müzik ziyafeti ile de hem hüzünlendirip hem coşturuyor. Hafta içi her gün şiir ve edebiyat severlerle 23.00 – 01.00 saatleri arasında Tiktok canlı yayınında sevenleriyle buluşuyor.

            Günümüzde sosyal medyanın ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Bedirhan Gökçe, canlı yayın için Tiktok’u tercih etmesinin nedenini ise şu şekilde açıklıyor: “Tüm sosyal medya mecralarını aktif olarak kullanıyorum ve gerçekleştirdiğimiz konserlerle sevenlerime ulaşmaya çalışıyorum. Radyo programlarına tekrar dönmem için de büyük bir talep vardı. Fakat bilindiği gibi artık sosyal medya daha etkili oldu. Diğer sosyal medya mecralarında ise bazı kısıtlamalar daha sık yaşanıyor. Bazen kendi çalışmalarıma bile telif hakkı istenebiliyor. Fakat sosyal medya mecralarında, Tiktok bu anlamda daha çok imkân sunuyor. Yaptığımız program ile Tiktok’a yeni bir soluk getirdik ve getirmeye de devam edeceğiz’’ diyor.

Nitekim de öyle oldu. Yeni bir soluk getirdiği su götürmez bir gerçek. Son yıllarda, sosyal medyanın hayatımızın her alanını kuşatmasıyla, sanal ağlar üzerinden kurduğumuz ilişkilerin sosyal sermayemize ne ölçüde katkıda bulunduğu, gün geçtikçe yüksek sesle tartışılan konulardan biri haline geldiği Tiktok gibi sosyal mecralarda bu tür kaliteli programlarının sayısının artması temennimizdir. Çünkü bu programda şiir var, edebiyat var, kültür var, kaybolmaya yüz tutmuş sosyal değerlerimizin önemi var, saygı var, sevgi var, yolu edebiyattan, şiirden ve kültürden geçen bir avuç insanın kocaman yürekleri var. Var da var.

Eğer sağlam duruşunuz varsa, kendinizi ortamın rengine boyamazsınız, ortamı kendi renginize boyarsınız. Biz burada da gül açar, kendi kokumuzu yayarız. diyor Bedirhan Gökçe. Tiktok’un en kaliteli programı sloganı ile yola çıkılan bu yolda emin adımlarla hedefe doğru gidilirken, Bugüne kadar Seyyar Radyo olarak yapılan 120 program bunun bir göstergesidir. İsteklere ve şiirlere yer verildiği bu programda, Cuma günlerinin vazgeçilmezi olan Türkü Gecesi’nde izleyiciler türkülere doyuyorlar. Sizden Gelenler Bölümü’nde ise eli kalem tutan şair dostların şiirlerine yer veriliyor.  Özellikle programın son 15 dakikasında yapılan Kapanış Konuşmaları sizleri ayrı bir evrende gezdirirken, anlattığı hikayeler ve hayata dair konuşmaları Kamu Spotu olacak nitelikte bir haz bırakıyor izleyicilerin damağında. Zaten şiirsel bir anlatım ile edebiyattın buluştuğu bir yürekte bunların olması doğaldır.  Bedirhan Gökçenin en iyi yaptığı işin şiir olduğunu tüm kamuoyunun bilgisi dahilindedir ve kendisinin de şiire olan bakışını şöyle anlatır bir röportajında;

Ben işimin şiir olduğunu anladım. O gün bu gündür de şiirin haricinde hiçbir işle uğraşmadım. Yani kitap yazdıysam şiir üzerine, radyo programı yaptıysam şiir üzerine, Tv programı yaptıysam şiir üzerine, sahne alıyorsam, konser veriyorsam şiir üzerine. Şiir hayatımın bir parçası ve hani sevdiğin bir işi yapmak çok güzel bir şey. Ben bunun için yaratılmışım ki 21 martta doğmuşum. Dünya şiir gününde doğmuşum. Yani bunu sonradan öğrendiğim zaman beni çok etkilemişti mesela. İşin şiir olsun. Türkiye'de kaç tane adamın işi şiir ki? Sanatçı çok bulursun da, şarkıcı türkücü falan ama şiir okuyan, o garip bir şey yani.  Birde baba diyorum niye 21 martta doğmuşken,  nüfus kağıdımda 22 mart yazıyor?  O gün param yoktu dedi.  Bu da şiir gibi bakarsan, yani o gün param yoktu dedi ertesi gün. Baba şiir gününde doğmuş adam ertesi gün. Ne bileyim oğlum dedi. Hayat beni  bir şekilde doğduğum günden bu güne kadar  hep buraya getirdi. O gün bu gündür de böyle devam ediyor.

Neredeyse hayatının yarısından fazlasını (Sanat hayatında 30. yıl) şiire, edebiyata ve radyoya adayan bir sanat adamının bu tür programlarda anlatacağı hala çok şeyin olduğunu biliyoruz. Bu minvalde; Ailelerin, çocukların ve gençlerin bu tür yayınları dinlemesinin çok değerli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ya kafamızı kuma gömerek sosyal medyanın her geçen gün çocuklarımızı dibe çekeceğini seyredeceğiz ya da o mecraları kendi değerlerimizle süsleyeceğiz.

Şiirle, Edebiyatla, Seyyar Radyoyla Kalın..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.