Dr. Seyyid Hüseyin ZERRAKİ

NAMAZDA RASULULLAHIN EHL-İ BEYTİNE SALAVAT GETİRMEYENIN NAMAZI KABUL OLMAZ!!!

“Üstünlük takva iledir”hükmü Hucûrat Suresi,13. ayet-i kerimenin bir bölümüdür.

“Şüphesiz Allah’ın katında en üstün olanınız, en takvâ olanınızdır” buyurulmuştur.

Bu ayet-i kerime, Allah katından seçilmiş ve sevilmiş olan Hz. Peygamber ve Ehli beytinin seçilmiş oluşuna ve de onların,insanların arasında en üstün ve en takvalı olmalarına mani değildir.Zira onlar,zaten insanlığın en takva kullarıdır.Ehli beytin seçilmişliği de zaten Kur’an ve Sünnet ile sabittir.

Hiç kimse bu ayet-i kerimeyi Ebu Cehil edasıyla ve müşrik mantığıyla istismar edemez,Ehli beytin yüceliğini örtmek için kullanamaz.

Bu âyet-i kerimeyi öne sürmek, görünüşte islamî görünse de; Müşrik dönemlerindeki kibir ve gurur damarları devam edenlerin sarıldıkları bir dayanaktır.

ÜSTÜNLÜK NASIL OLUR?

Cenâb-ı Hak:

De ki: Ben sizden yakınlarımı sevmekten gayri bir karşılık istemiyorum allah’u teâlânın anayasası

Kur’ani kerim de Şûrâ, suresi 23 ayette göre Peygamber Efendimizin, peygamberliğinin mükâfâtı olarak,bize, O’nun yakınlarını böyle bir sevgiyle sevmemizi emretmiştir.Takvalı olanları sevin’mi deniyor? Hayır; Peygamber Efendimiz Sallâllâhu aleyhi ve sellem-yine Ehl-i Beyt’i kastederek şöyle buyurmuşlardır:

“Allâh’a yemin ederim ki,ümmetim de mümin ve müslümanlar sizi Allah için ve benim yakınlığım dolayısıyla sevmediği müdetçe onların kalbine îman girmiş olamaz.”(Nesaî, Tirmizî)

“Size bahşettiği nimetler sebebiyle Allah’u Tealâ’yı sevin. Beni’de Allah sevgisi için sevin. Ehl-i beytimi de benim sevgimden dolayısıyla sevin.” (Tirmizî, Menâkıb, 31/3789)

“İMAM ŞÂFİİ Hazretleri de Ehl-i Beyt’in muhabbetiyle ilgili olarak şöyle diyor:

“Ey Rasûlullâh’ın Ehl-i Beyt’i! Sizi sevmek, Allah tarafından Kur’ân’da farz Kılınmıştır.Size bu Kadar Büyüklük ve Fazilet Yeter ki;

Size Salavât Göndermeyenin Namazı Bâtıldır!

“Resulullah’ın Ehl-i Beytini Önemsemeyenler? Üstünlük Takvadadır Diyenlere İthaf Olunur.”

NAMAZDA EHLİBEYT;

Şüphesiz namaz en temel ibadet şeklidir ve insanın Allah’a en yakın olduğu andır. Namaz Allah’ı zikretmektir, anmaktır.

TAHA SURESİ 14. AYETİNDE BUYURUYOR:

“Kuşkusuz ben kendisinden başka ilah olmayan Allah’ım. Bana ibadet et ve beni zikretmek (anmak) için namaz kıl.”

Her ne kadar namaz emri Kur’an’da verilmişse de uygulamalar Peygamberimiz tarafından öğretilmiştir. Peygambere salât etmek (salâvat getirmek) de namazın uygulamalarındandırAllah’ın bu konudaki emri Kur’an’da şu şekilde yer alır:

AHZAP SURESİ 56. AYETTE BUYURUYOR:

“Kuşkusuz Allah ve melekleri peygambere salât ederler. Ey iman edenler! (Siz de) Ona salât edin ve en mükemmel şekilde selamlayın.”

Bu ayetin tefsiriyle ilgili Sünni kaynaklarda Hz. Muhammed’den şu hadis nakledilmiştir:

Ka’b b. ‘Acere’den rivayet edilmiştir: “Ey Allah’ın Resulu! Allah size nasıl selam vereceğimizi bize öğretti, peki siz Ehlibeyt’e salât (salavat) nasıldır?’ dedik. (Peygamber) şöyle buyurdu: ‘Allah’ım! İbrahim ve İbrahim ailesine salât ettiğin gibi, Muhammed ve Muhammed Ailesine de salât eyle. Şüphesiz sen Hamid ve Mecid’sin. Allah’ım İbrahim ve İbrahim Ailesini bereketlendirdiğin gibi Muhammed ve Muhammed’in Ailesini de bereketlendir. Şüphesiz sen,

Hamid ve Mecid’sin.'”

Hadiste geçen ve Türkçe’de “Salli ve Barik duaları” olarak bilinen bu duaların Arapça telaffuzu şu şekildedir:

“Allahümme salli ala Muhammedin ve ala Al-i Muhammed, kema sallayte ala İbrahime ve ala Al-i İbrahime inneke hamidun mecid. Allahümme barik ala Muhammedin ve ala Al-i Muhammed, kema barakte ala İbrahime ve ala Al-i İbrahime inneke hamidun mecid.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.