İbrahim Halil Demir

GİDİYOR MUSUN?

Yanağıma usulce bir buse kondurmadan

Yaşanmış çok güzel hatıraları düşünmeden,

Kulağıma dostça bir eyvallah demeden,

Birlikte diktiğimiz fidanların suyunu son kez,

Vermeden mi gidiyorsun.

Günlüğüne niçin gittiğini yazmadan,

Bana olan kırgınlığının sebebini açıklamadan,

Senin için bestelediğim türküyü dinlemeden,

Dün gece sabaha kadar uyuyamamın sebebini,

Sormadan mı gidiyorsun.

Doğum gününde hediye ettiğim gömleği giymeden,

Kuşluk vaktinde senin için yazdığım en uzun şiiri okumadan,

En sevdiğin pantolonumu sevdanla ütülemeden,

Sevda yayıyla aşkın okunu tam hedefine,

Vurmadan mı gidiyorsun,

Sana olan duygularımın sesine kulak vermeden,

Asırlık çınar ağacına seni seviyorum diye yazmadan,

Bizimle uğraşan kötü niyetli insanları Allaha havale etmeden,

En güzel sevdanın aktığı pınarlardan kana kana,

İçmeden mi gidiyorsun.

Bir başına bensiz ne yapacağını bana söylemeden,

Yumruğunu masaya vurarak sesini yükseltmeden,

İnsanı çöle salan sevdalı gözlerinle aslanvari bakmadan,

Sevdayla taranmış o güzelim uzun saçlarını,

Örük yapmadan mı gidiyorsun.

Özenle yazdığım aşk dolusu mektupları çantana koymadan,

Her gün birlikte arşınladığımız sevda yollarından yürümeden ,

Bu aşkta bu sevdada birbirimize gerektiği gibi doymadan,

Sevdalanmamış zalimlerin suratına haşin bir şekilde,

Bakmadan mı gidiyorsun.

Bana olan ahde vefa borcunu ve sözlerini yerine getirmeden,

Bu güzel sevdayı hedefine bin bir umutlarla götürmeden,

Yarım düzine nuru topu gibi çocuklarımızın olduğunu görmeden,

En mutlu yuvalardan birini dişi serçe misali çalı ve çırpılarla,

İnşa etmeden mi gidiyorsun,

12/06/2006

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.