KORUKLAR ÜZÜM OLUR
Dinmedi bu sızı iyileşmedi bu yara,
Damlıyor yaramın kanı bembeyaz kara,
Bu gönül düşecek mi hep böyle zara
Allah aşkina bulun iyileşmeyen yarama bir şifa.
Gönül yaraları hep böylemi olmalı?
Sevilen insan ahde vefasızmı olmalı?
Sevgi dediğin,Ferhat gibi dağı delmeli,
Şifali elleriyle şifa dagitmali,yaralari sarmali.
Kim ne derse desin ben bu yolda artık yokum,
Çölleri sevmem,çünkü fırtınada gözlere dolar kum,
İyileştirirmiş kanser denen öldürücü hastslığı zakkum,
Yoruldum artık bu aşk yolunda,kesildi sesim soluğum.
Sevmek ve sevilmek hiç böyle anlatılmadı,
Gönül bir türlü bu sıkıntılara alışamadı,
Aşkin çok kovaladi ama bu gönül kaçamadi,
Sen zalim oldun ben ise mazlum lakin gönlüm anlatamadı.
Gerçek sevginin sıcaklığı koruğu üzümleştirir,
Samimiyetin,muhabbetin gücü azgınları uysallaştırır,
Açılmayan gönül kapılarının açılmasını kolaylaştırıt,
Düşmani dost,karayi beyaz,serti yumuşak yaptirir.
Ben hep böyle derinden ah mı çekeceğim?
İnsanların içinden daim güzel düşünenleri seçeceğim,
Tabip, doktor,lokman değilim amma,
Gönül yaralarına şifa,aşıklara sevda şerbeti içireceğim.
Bu yolun yolcusu olmak hiç te kolay değil biliyorum,
Alıcı bulamazsamda ben sevgi muhabbet satıyorum,
Dervişler gibi kapi kapi yar ve yarenlerden haber getiriyorum,
Karşiligini hiç kimseden degil,sadece Rabbimden bekliyorum.
Her nimetin bir külfeti,her gecenin bir sabahı vardır,
Günahkar insanların mezarları çok dardır,
Mutlu ve huzurlu yuvaları yıkar boş lakırtı ve dırdır,
Kabiri düşündükçe bedenim titrer zangir zangir.
04/12/2003