FİKİR TABİİNLERİ VE DİCLE KİTAP ATÖLYESİ
Dünyanın ekseni kırılmış gibi herşeyin tersine gittiği bir çağı yaşıyoruz. Kültürün, bilimin, sanatın, siyasetin kısacası insana dair tüm kavramların maddiyat merkezli varlığını sürdürüyor olması, kavganın, savaşın, ölümün insanoğlunu artık korkutmuyor bir alışkanlıktan geçiş yapması, savaşların kuralsızlaşması, özgürlük algısına giydirilmiş edepsizliklerin pik yapması ve sosyal medya menomenliğinin ilim ve de bilimi arka plana itmesi, sistemin son çarkını kıracak bir düzeye getirmiştir dünya hayatını.
Eğitim, ahlak ve öğüt kavramlarının işe yaramaz bir düşünceyle karşılanması, hayatın günübirlik yaşanması, kısa yollardan zengin olup keyif çatma ve dediğim dedik, herşeyi biz biliriz hadsizliğinde bireylerin yaygınlaşmasına zemin oluşturmaktadır.
Her geçen günün ardından ufkumuzun karardığını, geleceğe dair varolan ümidimizin giderek söndüğünü, canımızı dişimize taka taka çoluk çocuğumuza yaşanılır bir dünya bırakma çabamızın boşa çıkacağının kaygısını vücut azalarımızın bütününde taşıyoruz artık!
"Dayatılan kaotik sisteme ayak uydurmak mı, yoksa ahlaki ve kültürel bozunumlara karşı direnmek mi?" Benim nezdimde yaşamsal boyutta sorulması gereken en önemli sorudur bu! "Benim elimden ne gelir, benim elimle ne değişebilir, ben ne yapabilirim?" Bu gibi soruları hep sorarım kendime...
Bir eş, bir baba ve toplumda bir birey olarak yapabileceklerim arasında en kolayıma gelen sanırım kitap okumak, edebi ve sanatsal faaliyetler icra etmek, hitap kitlem içimdeki insanlara ilham olmak ve insanları ilime, bilime, sanata, edebiyata teşvik etmek. Yıllardır sanat ve edebiyat camiasında verdiğim uğraşın kısmen de olsa karşılık bulduğunu görmekteyim ve özgüven duymaktayım.
Dernekçilik, dergicilik, edebi ve sanatsal organizasyonlar gibi çeşitli aktiviteler arasından şimdi de yüzyüze tahlil, inceleme, mukayese ve sonuçsal çıkarımlara altyapı oluşturacak bir uğraşın içine dahil oldum. Bir grup kitap sevdalılarının üstün çabasıyla oluşturulan "Dicle Kitap Atölyesi" planlı, programlı ve uzun vadeli istikrar hedefiyle Diyarbakır'da kurulan yeni bir atölye. Bir topluluktan ziyade atölye olması, önceden belirlenecek bir kitabın okunması, incelenip tahlil edilmesi, geçmiş zaman ile günümüz şartları arasında mukayese edilmesi ve sonuç çıkarılıp bir anlatım, makale veyahut matbu yayına dökülmesi açısından önemli. Planlı bir şekilde geniş zamana yayılacak ve takvimlendirilecek toplantılarla çeşitli yeteneklerin keşfini sağlamak, farklı fikirlerin aktarımını sağlamak, toplum yararına getirilir bir çalışmaya evirmek açısından atölye kısmı, adeta bir zanaatkârın masasında işlenmiş bir nesnenin icadi ihtiyaç görmede önemli bir gereç formülünü kapsayacaktır.
Yazımın girişinde de değindiğim toplumsal yozlaşmalardan, sosyal ve yaşamsal çöküntülerden edebi/ahlaki/bilimsel bozuntulardan bendimizi korumamız gerekir ki, ben yapabilirim sorgusunun karşısında afallamayalım.
Biz ne mi yapabiliriz?
Kendimizden başlayarak herşeyden önce çok okumalıyız. Okuduğumuzu anlamalıyız. Olumlu algıladığımız bilgileri, becerileri ve ahlaki edinimleri kişiliğimize giydirmeliyiz. Kendi bilincimizi, becerimizi diri tutmayı başardıktan sonra şahsımızda sergileyeceğimiz davranış ve yaşayış biçimleriyle insanların gıpta ettiği bir birey olmalıyız. Kibirli bir entelektüel, ahlaksız bir sanatçı, zırva bir palementer, zalim bir amir, niteliksiz bir müdür, vasıfsız bir eleman nasıl ki bizde bir iğretilik uyandırıyorsa, kendini geliştirmiş, ahlakını iyileştirmiş, toplumsal bilincini oluşturmuş anlayışlı, hoşgörülü, ilim hazinesi dolu edipler ve şahsiyetler de insanlarda tatlı bir imreniş ve uyanışı tetikleyecektir.
Bil-vesile; her insan kendi himayesindeki alanda ve insanlara karşı sorumlu tutulmaktadır. Sorumluluklarımızın bilincinde olmak, sorumluluklarımızı kendi nefis muhakememizde yadırgama yeterliliğinde yetişmek için çok okumalıyız, çok okumalıyız, çok çok okumalıyız. Okuma, okuduğumuzu anlama ve okuduklarımızdan çıkarımlar yapmaya vesile olmasını ümid ettiğim "Dicle Kitap Atölyesi" hayırlı, uğurlu olsun.
İhsan İpek CANKURT