Bu bir Belediyecilik Öyküsüdür

Meltem GÖNÜLLÜ

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan Yerel Seçimlere artık neredeyse 2 ay kaldı. Sandığa gideceğiz ve vatandaşlık görevimizi yerine getireceğiz.

Bugün sizlere bir Belediyenin gerçek öyküsünü anlatacağım.

Önce bir belde, daha sonra ilçe ve en son da merkez ilçe Belediyesi olan söz konusu şirin ilçemizde vakti zamanında Belediyenin ukdesine alınan hazine arazilerinin imar düzenlemesi yapılmış, parsellenmiş ve satışa sunulmuştu. Bu satışlar Belediyenin düzenlediği ve herkese açık olan ihaleler ile gerçekleşmişti.

Günler ayları aylar yılları kovaladı ve bu parsellerin değerine değer katıldı.

Değişim ve gelişim hiçbir engel tanımaz.

Bu şirin merkez ilçemiz de değişime gelişime olan hasretini gidermeye başlamış, aldığı göçlerin kalitesi ile de güzelliğine güzellik katmıştı.

Tabi ki bu arada 3-4 yerel seçim de geçmiş, öne çıkan 2 isim birkaç dönem üst üste Belediye Başkanlığı yapmıştı. Yaklaşık 15 yıl kadar önce vatandaşlarca satın alınan araziler üzerinde yapılaşma son hızıyla devam etmekteydi.

Fakat ortada bir büyük sorun vardı.

Alt yapı namına neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilememişti.

Sahi neydi Belediyenin görevleri?

Belediyenin en önemli görevleri arasında ana görevlerinin arasında imar, ulaşım gibi kentsel alt yapı, su ve kanalizasyon; çevre ve çevre sağlığı gibi hizmetler gelmez mi?

Şimdi bir düşünün:

Sizin söz konusu Belediyeden 15 yıl kadar önce satın aldığınız ve merkez ilçenin tam da merkezinde yer alan imarlı arsalarınız olsun.

Burada hem kendiniz için hem de ilçe ve ülke kalkınması adına yararlı olabileceğine kanaat getirdiğiniz için, bir site inşaatına başlıyorsunuz.

Ve artık sona geldiniz.

Ancak ortada ne yol, ne kanalizasyon ne de elektrik var.

Hadi varsın yolu olmasın, iş makinesi ile düzeltiriz dediniz.

Hadi varsın kanalizasyonu olmasın, fosseptik çukuru ile sorunu gideririz dediniz.

Hadi varsın doğal gaz olmasın, klima ile idare edilsin dediniz.

Peki ya elektriği ne yapacaksınız?

İnşaat bitinceye dek en yakın komşudan kablo çekerek, inşaat bitiminde elektrik bağlanır umuduyla işe devam ettiniz.

Asansör takıldı, kontrol için elektrik yok.

Ve Enerji Şirketine başvurunuzu yaptınız.

İŞTE ACI GERÇEK:

Şehrin merkezinde bırakın elektriği, elektriğin alt yapısı bile yok.

Sebebini öğrenince ikinci bir şok daha yaşıyorsunuz.

Enerji Şirketi söz konusu Belediyeden “KAZI İZNİ” alamadığı için hiçbir çalışma yapamıyormuş.

Kazı izni alınır alınmaz ihaleye çıkılıp, ekipleri yönlendireceklermiş.

Şaka gibi değil mi?

Belediyenin gerekçesi her ne olursa olsun, asla kabul edilemez.

Zaten senin asli görevin bu değil mi?

Yıllar boyunca yapamadığın ve hiçbir bahanenin asla kabul edilemeyeceği alt yapı eksikliğinin bir kısmını vatandaş sineye çekse de, bu kadarı da fazla artık!

Bu Belediye Diyarbakır’da değil

Nerede olduğunu söylesem, eminim siz de hayretler içerisinde kalırsınız.

Her zaman dile getiriyorum, Diyarbakır; imar, kentleşme ve alt yapı açısından çok büyük mesafeler kat etmiş modern şehirlerimizden biri. Ama illa ki muhalefet etmek isteyenler elbette çıkacaktır. Ve mutlaka eksiklikler olacaktır. Yaşadığımız kentin değerini bilelim. Ve değerine değer katabilmek için elimizden geleni yapalım. Yıkmak kolay, yapmak zor demişler. Ve bir kısım insan maalesef hemen her konuda, kolay olanı seçer. Bazen o kolay olan yol, her şeyi yerle bir etse bile… Ne demişler:

SAKLAMAK DEĞİL

PAYLAŞMAK OLSUN ÖZÜN

ELEŞTİRMEK DEĞİL

ÇÖZÜM BULMAK OLSUN SÖZÜN

YIKMAKTA DEĞİL

YAPMAKTA OLSUN GÖZÜN…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.