Cennette cehennemi yaşadık…

Meltem GÖNÜLLÜ

Güzel ülkemizin cennet köşeleri yanıyor…

Siz hiç yanan bir ormanda çığlık atan canlıların ağacın, kuşun, kirpinin sincabın sesini duydunuz mu?

Ben duydum!

Bundan öte bir acı yok...

Lütfen doğayı sevin, onunla barışık yaşayın ve yarınlarınız için onu koruyun.

Ve lütfen korumayanları uyarın.

Yapabildiğimiz tek şey; günlerce süren orman yangınında ölen binlerce canlıya, yok olan bitki örtüsüne, bir daha kim bilir kaç yıl sonra yeşerebilecek olan doğaya üzülmek. Ve bu acının dili, dini, ırkı, milliyeti yok. Hepimiz insanız. Kendimiz için değilse bile çocuklarımız, torunlarımız için yaşanılır bir dünya bırakmak bizlerin en büyük sorumluluğu olmalı.

Her bir ormanın içinde yaşayan farklı bitki ve hayvanların bir araya gelmesi ve uyumlu bir şekilde yaşadıkları eko sistemi kurmaları çok uzun yıllar sürer. Ağaçların türüne ve yaşayan canlılara bağlı olarak bu süre 20 ila 200 yıl arasında değişmektedir.

Bir nebze de olsa, kilometrelerce uzakta bile olsak, bu ateşe bir su serpmek elimizde. En azından bulunduğumuz bölgede; bugün kendiniz ve çocuklarınız için bir iyilik yapın, bir fidan dikin örneğin; dalları geleceğe uzansın, gölgesi torunlarımızı serinletsin. Ve sizin bırakacağınız en değerli miras olsun...

İklim değişikliği ile mücadele ederek sıcaklıkların düşmesine, dolayısıyla da yangın riskinin azalmasına katkıda bulunabiliriz.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN de tek sorumlusu insanoğlu...

Görülmemiş bir ekosistem tahribatı yaşanıyor. Bunu durdurmak zorundayız. Bu gidişin sonuçları çok ağır olacak

Yok ettiğimiz doğanın dönüşümü uzun yıllar alacaktır. Örneğin; 1 cm toprak tam 300 yılda oluşurmuş. Kim bilir kaç insan ömrü?

Orman yangınlarının nelere yol açtığına şöyle kısaca bir göz atalım:

Karbondioksit ve diğer kirletici gazların salınımı artar.

Canlı türleri yok olur ve biyolojik çeşitlilik azalır.

Hava kirliliği artar. Ve tabii ki buna bağlı olarak insan sağlığına da büyük zararlar verir.

Su kaynakları kirlenir.

Sel, erozyon gibi afetler daha sık görülür, daha çok zarar verir.

Sıcaklık, nem, rüzgâr gibi faktörlere doğrudan etki edeceğinden iklim sistemi bozulur. Ekolojik kırılganlık artar, ormana bağlı yaşam aktiviteleri (barınma, geçinme vb.) ve sektörler (turizm, sağlık vb.) kesintiye uğrar, ekonomik hasara yol açar.

Yani tam anlamıyla bir felaketi yaşamış oluruz.

Yanan ormanlar, giden canlar, yok olan eko sistem ve bu topraklar; hepsi bizim. Hepimizin!

Biz, biriz!

Aldığımız nefes, bastığımız toprak, yediğimiz aş, içtiğimiz su hepsi bir!

Yanan her bir ağaç bizim.

Yangından kaçamayarak feci şekilde can veren her canlı bizim.

Ormanlarımıza sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır.

Bir ağaç düşmanı, yalnızca insanlığın düşmanı değil aynı zamanda bütün yaşayan varlıkların da düşmanıdır!

Ormanlarımıza kast edenlere verilebilecek en güzel ceza; ömürleri boyunca ağaç dikme cezası olmalıdır bence!

Lütfen asla unutmayalım:

Dünyadaki en kıymetli örtü sarayların perdeleri değil, doğanın bitki örtüsüdür.

Saraylar perdesiz olur ama doğa bitki örtüsüz olmaz olamaz!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.