Geçen Cumartesi günü CHP Diyarbakır İl Başkanı Abdullah Atik’le CHP Diyarbakır’ın yeni İl Başkanlığı binasında bir sohbet gerçekleştirdim. Kendi açımdan şunu rahatlıkla ifade edebilirim: Satır araları dâhil, bütün soru işaretlerime gereken yanıtları bulabildim. Üstü kapalı kalan bazı noktalar olsa da, anlayacağımı anladım. Kendilerine teşekkür ederim.
Sohbetimizin asıl vurgulamak istediğim noktası; yerel bazda HEDEP’le ittifak isteği…
HEDEP’LE İTTİFAK SİNYALİ
HEDEP’le zaman zaman temaslarının olduğunu hatta HEDEP tarafından yapılan bir kamuoyu araştırması sonucunda, CHP’nin Diyarbakır’da az da olsa bir yükseliş ivmesi yakaladığının kendilerine iletildiğini ifade eden Atik; eğer yerelde bir ittifak sağlanırsa, Genel Merkezin de bu ittifaka destek verebileceğini de sözlerine ekledi.
Eski adıyla HDP yeni adıyla HEDEP’le bazı temaslarının olduğunu ve yerel seçimlerde yapılacak bir işbirliği ile CHP’nin Diyarbakır Merkez İlçelerinden birinin başta olmak üzere, bu işbirliği sayesinde Yerel Seçimlerde de Diyarbakır’da başarı göstereceklerine inandıklarını açıkça söylüyor. Ve ekliyor; “zaten HEDEP’in desteği olmasa Diyarbakır’da yerel seçimlerde büyük başarılar sağlanamaz”. Genel Başkan’la da bu konuyu paylaştığını, Genel Başkanın da yerelde işbirliğine olumlu yaklaştığını dile getiren Atik’le Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında da birkaç kelime de olsa söz etme fırsatımız oldu.
“EVET, SAYIN SEZGİN TANRIKULU GENEL MERKEZ’LE BİR KIRGINLIK YAŞADI”
“Yalnız bırakıldı, kimse arkasında durmadı.
1993 yılında yaşanılan o olayda ölenlerden biri de benim akrabamdı.
Aradan o kadar zaman geçmiş, davalar sonuçlanmış ve raporlanmış.
Mahkemeler ve tüm hukuk yolları bitmiş.
O raporlarda yazanları dile getiren Tanrıkulu’na, haksızlık yapılıyor, kendi partisi bile onu savunmuyor”. Tüm bunlar Atik’in sözleri.
Söylenecek sözüm elbette ki var ancak; bazen bazı konular bizim tahminlerimizin ötesinde çok daha hassas oluyor. Böylesine hassas konularda kamuoyunun nasıl bir tepki vereceğini hesaba katıp, öyle konuşmamız lazım. O yüzden bu konuya fazlaca değinmek istemiyorum.
Her şeyden önce CHP Diyarbakır örgütü Türkiye’deki tüm CHP örgütlerinde olduğu gibi, önümüzdeki 38. Olağan Kurultay’a odaklanmış durumda. Kurultay sonucunda oluşacak tablo, belki de tüm CHP örgütlerinin yeniden yapılanmasına yol açabilir. Değişimden yana olanlar ve Genel Merkezciler arasındaki rekabet, 5 Kasım yaklaştıkça daha da ivme kazanmakta.
“HİÇ BİR TARAFA İMZA VERMEDİK”
Kamuoyunda çıkan ve Diyarbakır Kurultay Delegelerinin Özgür Özel’e imza verdikleri yönündeki haberlerin asla doğruyu yansıtmadığını ifade eden Atik; “Türkiye’de imza vermeyen 3 İl’den biri de biziz” diyerek, son ana kadar sağduyu ile hareket eden delegelerin özgür iradeleri ile doğruyu bulacaklarına olan inancını dile getirdi. Ve Sayın Genel Başkan’a da bu konuyu samimi bir şekilde iletmiş. Yani ne Kılıçdaroğlu’na ne de Özel’e verilen herhangi bir imza yokmuş…
PARTİ MECLİSİ’NE DİYARBAKIR’DAN ADAY GÖSTERİLECEK Mİ?
Bu konuda birkaç isim aldım. Tabi ki başta Milletvekili Sezgin TANRIKULU geliyor. Sonrasında iki kadın adayın adı geçmekte. Bölge İl Başkanlarının ortak hareket etme kararları olduğunu, bölgedeki 20’den fazla İl Başkanı ile istişareden sonra bu listenin daha da şekilleneceğini ve Diyarbakır’ın bölgede sözünün dinlenen lokomotif görevi üstlenen bir CHP örgütü olduğunu da ifade etti.
Bir başka önemli gördüğüm husus ise; Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Abdullah Atik’e yapılan teklif:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde yer alma teklifini de kabul etmemiş. “ Ben” diyor; “Ben Diyarbakır’da kalmayı ve burada bir görevi üstlenmeyi daha çok tercih ederim”. Buradan da şunu anlıyorum; Abdullah Atik yerel seçimlere hazırlanmayı düşünüyor. Satır aralarında bunun da ipuçlarını veriyor zaten.
Sayın Abdullah Atik’le gerçekleştiğimiz bu sohbet, benim açımdan oldukça aydınlatıcı oldu. Fakat bir konuda sitemimi dile getirmeden de duramayacağım.
Cumhuriyet’i kuran partinin İl Başkanı olmanın verdiği büyük bir yükümlülük var. Eminim siz de bunun farkındasınız.?
100. yılını kutlamakla gururlandığımız Cumhuriyet Bayramında niçin herhangi bir etkinlik düzenlemediniz? Bırakın etkinlik düzenlemeyi, yeni İl Binanızın camlarında parti bayrağı dışında, ne bir Türk Bayrağı ne de bir Atatürk posteri vardı. Bu Cumhuriyet ve Kurucu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı siz hangi partinin İl Başkanlığını yapabilirdiniz?
İl Başkanlığınız öncesinde ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’ı ziyareti sırasında bir düğün salonunda ve otellerde binlerce kişiye verdiğiniz yemekli davetleri unutmadık. Tüm bunlar sadece İl Başkanı olabilmek için miydi? Aynı şekilde o gün kullandığınız olanakları bu gün de Cumhuriyetimizin 100. Yılında, yemek vermenin dışında düzenleyeceğiniz herhangi bir etkinlikte kullansaydınız, daha iyi olmaz mıydı?
Bu arada son bir not: CHP Diyarbakır’dan kopuşlar hız kazandı. Bir de kulis bilgisi: 6 Ekim’de yapılan İl Kongresi’ne yeni bir itiraz yapılmış. Bakalım nasıl sonuçlanacak? Bekleyip görelim.