31 Mart’a az bir süre kala siyasi partiler gösterecekleri belediye başkan adaylarını belirledi ve seçim çalışmaları da hız kesmeden başladı. Bölgede şimdiye kadar Dem Parti ve Ak Parti arasında süren yarışa başka partilerinde iddialı olarak hazırlanmasıyla başlayan seçim yarışının ne şekilde sonuçlanacağı ise merak konusu. Zira bugüne kadar bölgedeki Kürt oyları Dem Parti ve Ak Partiye akmaktaydı. Ak Parti Diyarbakır’da Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak M. Halis Bilden’i gösterirken, Dem Partinin Diyarbakır’da ki eş başkan aday tercihleri ise Doğan Hatun ve Serra Bucak’tan yana oldu.
Yerel seçim dinamiklerinin genel seçimlere göre daha farklı olduğu ve adayların şehrin sorunlarıyla yüzleşmesi gerçekliği ortadayken ve henüz adaylardan 5 ya da 10 yıllık master planlarını duymamışken, şehrin sorunlarını bu köşeden yazarak adaylara duyurmanın öneminin daha fazla arttığını düşünmekteyim.
Bir Diyarbakır sevdalısı olarak, bölgenin metropol kentinin sorunlarının çözülmesi şüphesiz ki benim gibi düşünen herkes için birinci önceliktir.
Şehrin bir zamanlar merkezini oluşturan ve Adliye Binası, Büyükşehir Belediyesi, Valilik, Karayolları Bölge Müdürlüğü gibi devlet kurumlarını hala içinde bulunduran Yenişehir ilçesini tekrardan cazibe merkezi haline getirecek ve yenileşmeyi sağlayacak kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilerek ihyası, iş merkezlerinin canlandırılarak ticari hayatın desteklenmesi. Yine Diyarbakır Merkez nüfusunun en yoğun yaşadığı ilçelerden biri olan ve sakinlerinin de yoğunluklu olarak talep ettiği Bağlar ilçesinde kentsel dönüşüm projelerinin hazırlanarak hayata geçirilmesi ve yapı sorunlarının çözümünün sağlanması öncelikli sorunların başında gelmekte.
Her yıl yerli ve yabancı olmak üzere yaklaşık 1.5 milyon turisti ağırlayan ve bunun büyük bir çoğunluğunu da tarihi surlarla çevrili, sokaklarıyla, çarşılarıyla, kervansaraylarıyla, hamamlarıyla, camileriyle ve dört ayaklı minaresiyle tarih kokan Sur ilçesinde ticari hayatın normale dönmesine rağmen ve yer yer konut ihtiyacının karşılanmasına rağmen hala yerleşikliğin tam olarak sağlanamaması, hafta sonu oluşan yoğun trafikten kaynaklı otopark sorunu ve işletmelerdeki fahiş fiyat sorunlarına ivedilikle eğilip varsa master planlarına dahil etmeleri büyük önem arz etmektedir.
Şehrin yapı stoğu açığının olması ve defaatle çağrılara rağmen buna yönelik imar planlarının bir türlü hayata geçirilememesi konut kira fiyatlarını artırırken beraberinde barınma sorununa yol açması ise önemli bir sorun oluşturmaktadır. 6 Şubat depremlerinden sonra şehir ahalisi şehrin genel bir röntgeninin çekilerek binalarda gerekli tespitlerin yapılmasını ve güçlendirilmesini talep etmektedir. Bu genel kanı barınmadaki önemli güven sorununu ortadan kaldıracağı gibi Belediye yetkililerine de bu konuda büyük görev düşmektedir.
Şehrin bir diğer önemli sorunu ise şehir imarının genel olarak aynı güzergahlarda ilerlemesi ve bundan dolayı da doğal olarak Kayapınar gibi belli ilçelere göçün artmasıdır. Diğer merkez ilçelerdeki nüfusun azalmasıyla birlikte sosyo-ekonomik dengesizliğe kapı aralanırken eski ve yeni olmak üzere “İki Şehir” tanımı da ne yazık ki dengeyi bozmakta ve sınıfsal farklılıklar oluşturarak bu farklılıkları ciddi manada görünür kılmaktadır. Belediyenin şehrin bir yanı modernleşirken eskiyen yanını da aynı anda yenileşmeye tabi tutması ve ıslah etmesi büyük önem taşımaktadır.
Genel anlamda seçilecek belediye başkanlarını ilk bekleyen konuların başında yukarıda yazdıklarım gelirken bunları takip eden ve şehrin her kesimine hitap eden sosyal belediyecilik anlayışıyla birlikte 2 milyon nüfuslu Diyarbakır’ın tamamına dokunacak bir dilin geliştirilmesi ise en önemli belediyecilik anlayışı olacaktır.